Şiirler, müzikler ve kıssalara bahis olan, efsane aşıklar Ferhat ile Şirin’in memleketi Amasya “2. Klasik Ferhat ile Sevecen Sevgi Festivali”ne hazırlanıyor. Amasya Belediyesi tarafınca, 11-12-13 Şubat tarihlerinde düzenlenecek şenlik kapsamında halk konserleri, söyleşiler ve çeşitli aktiviteler yer alıyor.
KENTLERİNDE BİR RUHU VAR
8 bin 500 yıllık tarihe sahip olan kentimiz Hitit, Frig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı başta olmak üzere, 14 medeniyete konut sahipliği yapmıştır. Irmak kenarındaki Osmanlı mimarisi Yalıboyu Konakları, sizi tarihin içerisinde yaşamaya çağırıyor. Pontus Krallığı’nın başşehirliğini yaptığı devirde Kral I. Mithridates Ktistes’den I. Pharnakes’e kadarki beş hükümdara ilişkin ölümsüzlüğü arayışın izleri Kral Kaya Mezarları, en dorukta Harsena Kalesi (Amasya Kalesi) ve Kız Kalesi görünümünüze tarih kokusu ekliyor.
Ünlü coğrafyacı Strabon’un doğum yeri, dünya tip tarihinde değerli bir yere sahip olan tabip ve cerrah Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun hastalarına şifa kaynağı olduğu, çizgi sanatında ekol sahibi olan Hattat Pir Hamdullah’ın sanatına istikamet verdiği, birinci bayan divan şairi Mihri Hatun’un esinlendiği, Ferhat’ın Şirin’e vurulup aşkın ateşini yaktığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün istiklal meşalesini yaktığı kenttir Amasya.
AŞIKLAR KENTİ AMASYA; niye FERHAT İLE HOŞ SEVGİ ŞENLİĞİ?
Kentimiz Hitit tabletlerinde “Kutlu akarsuyu olan kent” diye anılmaktadır. Bir vakit içinder Hükümdarlara, fazlaca daha sonraları genç Şehzadelere konut sahipliği yapan ve Osmanlı Sancağı olan kentimizin tam ortasından kıvrılarak Yeşilırmak, antik ismiyle Iris Irmağı akmaktadır. Yüzlerce ve hatta binlerce yıllık insan izlerini bünyesinde barındıran kadim kentler, her adımınızda sizleri büyülü bir atmosfere davet ediyor.
Kentin iki yakasını birbirine kavuşturan 12 köprü, eski ile yeniyi, tarih ile modernizmi, geçmiş ile bugünü, su ile toprağı birbirine bağlar.
Bizler ruhunu aşkla harmanlamış bu kentte, aşıklar kentinde yaşıyoruz. Tabiata, çiçeğe, böceğe ve en kıymetlisi Amasya’mıza duyduğumuz aşkla bir ortadayız. Bu kadim, ruhu aşkla yoğurulmuş kenti dünyaya tanıtmak ve ortasında barındırdığı sevgiyi herkesle paylaşmak istiyoruz.
Boşuna söylenmemiş: Aşk Kavuşmaktır!
Aşk kavuşmaktır, bir sefer el ele olduğunun tekrar elini hiç bırakmamaktır. Mutluluktur aşk. Genç Ferhat, Amasya Sultani Mehmene Banu’nun kız kardeşi Şirin’e tutulmuştur birinci gördüğünde. Yiğittir, delikanlıdır, kelam dinlemezdir. Onun süslediği saraylar için Şirin’e olan aşkından dolayı hoş oldukları söylenir. Ferhat, vakti geldiğinde Şirin’i istemeye gönderir ailesini. Mehmene Banu, Şirin’dilk evvel görmüştür Ferhat’ı ve âşık olmuştur. Kız kardeşini vermek istemediği için, der ki; “Şehir’e suyu getir, kızı vereyim”. Delikanlı hiç iki bir etmez. Ferhat sarfiyat ve vurur kazmayı. Taş taş üstünde bırakmaz Ferhat. Koca dağı yararak ilerler. vakit içinde yol verir dağ, suya. Bu durumu öğrenen Mehmene Banu, bir cadı buldurur ve ondan Ferhat’ı durdurmasını ister. Cadı düşünür taşınır ve bir yolunu bulur. Ferhat’a seslenir; “Ne vurursun kayalara bu biçimde hırsla. Şirin’in öldü, bak sana helvasını getirdim”. Ferhat, beyninden vurulmuşa döner, “Şirin yoksa bu dünyada yaşamak bana haramdır” der ve kazmasını fırlatır göğe yanlışsız. Bunu duyan Tatlı de gelir kayalıklara. Bakar ki sevdiğinin vücudu suyun ortasında cansız yatıyor. O da atar kendini kayalıklardan. Uzanır, yatar Ferhat’ın yanına…
KENTLERİNDE BİR RUHU VAR
8 bin 500 yıllık tarihe sahip olan kentimiz Hitit, Frig, Pers, Roma, Bizans, Selçuklu, İlhanlı ve Osmanlı başta olmak üzere, 14 medeniyete konut sahipliği yapmıştır. Irmak kenarındaki Osmanlı mimarisi Yalıboyu Konakları, sizi tarihin içerisinde yaşamaya çağırıyor. Pontus Krallığı’nın başşehirliğini yaptığı devirde Kral I. Mithridates Ktistes’den I. Pharnakes’e kadarki beş hükümdara ilişkin ölümsüzlüğü arayışın izleri Kral Kaya Mezarları, en dorukta Harsena Kalesi (Amasya Kalesi) ve Kız Kalesi görünümünüze tarih kokusu ekliyor.
Ünlü coğrafyacı Strabon’un doğum yeri, dünya tip tarihinde değerli bir yere sahip olan tabip ve cerrah Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun hastalarına şifa kaynağı olduğu, çizgi sanatında ekol sahibi olan Hattat Pir Hamdullah’ın sanatına istikamet verdiği, birinci bayan divan şairi Mihri Hatun’un esinlendiği, Ferhat’ın Şirin’e vurulup aşkın ateşini yaktığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün istiklal meşalesini yaktığı kenttir Amasya.
AŞIKLAR KENTİ AMASYA; niye FERHAT İLE HOŞ SEVGİ ŞENLİĞİ?
Kentimiz Hitit tabletlerinde “Kutlu akarsuyu olan kent” diye anılmaktadır. Bir vakit içinder Hükümdarlara, fazlaca daha sonraları genç Şehzadelere konut sahipliği yapan ve Osmanlı Sancağı olan kentimizin tam ortasından kıvrılarak Yeşilırmak, antik ismiyle Iris Irmağı akmaktadır. Yüzlerce ve hatta binlerce yıllık insan izlerini bünyesinde barındıran kadim kentler, her adımınızda sizleri büyülü bir atmosfere davet ediyor.
Kentin iki yakasını birbirine kavuşturan 12 köprü, eski ile yeniyi, tarih ile modernizmi, geçmiş ile bugünü, su ile toprağı birbirine bağlar.
Bizler ruhunu aşkla harmanlamış bu kentte, aşıklar kentinde yaşıyoruz. Tabiata, çiçeğe, böceğe ve en kıymetlisi Amasya’mıza duyduğumuz aşkla bir ortadayız. Bu kadim, ruhu aşkla yoğurulmuş kenti dünyaya tanıtmak ve ortasında barındırdığı sevgiyi herkesle paylaşmak istiyoruz.
Boşuna söylenmemiş: Aşk Kavuşmaktır!
Aşk kavuşmaktır, bir sefer el ele olduğunun tekrar elini hiç bırakmamaktır. Mutluluktur aşk. Genç Ferhat, Amasya Sultani Mehmene Banu’nun kız kardeşi Şirin’e tutulmuştur birinci gördüğünde. Yiğittir, delikanlıdır, kelam dinlemezdir. Onun süslediği saraylar için Şirin’e olan aşkından dolayı hoş oldukları söylenir. Ferhat, vakti geldiğinde Şirin’i istemeye gönderir ailesini. Mehmene Banu, Şirin’dilk evvel görmüştür Ferhat’ı ve âşık olmuştur. Kız kardeşini vermek istemediği için, der ki; “Şehir’e suyu getir, kızı vereyim”. Delikanlı hiç iki bir etmez. Ferhat sarfiyat ve vurur kazmayı. Taş taş üstünde bırakmaz Ferhat. Koca dağı yararak ilerler. vakit içinde yol verir dağ, suya. Bu durumu öğrenen Mehmene Banu, bir cadı buldurur ve ondan Ferhat’ı durdurmasını ister. Cadı düşünür taşınır ve bir yolunu bulur. Ferhat’a seslenir; “Ne vurursun kayalara bu biçimde hırsla. Şirin’in öldü, bak sana helvasını getirdim”. Ferhat, beyninden vurulmuşa döner, “Şirin yoksa bu dünyada yaşamak bana haramdır” der ve kazmasını fırlatır göğe yanlışsız. Bunu duyan Tatlı de gelir kayalıklara. Bakar ki sevdiğinin vücudu suyun ortasında cansız yatıyor. O da atar kendini kayalıklardan. Uzanır, yatar Ferhat’ın yanına…