Merhaba, geçen günlerde konuşma bozukluğu çatısı altında saydığımız artikülasyon bozukluğu ve kekemeliğe sahip bir kaç olayın ‘Allah beni bu biçimde yaratmış’ diyerek terapi almayı reddettiğini ya da terapiden yarar sağlayamayacağını düşündüğünü gördüm. Bu tavır konuşma bozukluğunu genetiğe indirgemenin yanında (biliyoruz ki çevresel faktörlerin de tesiri bir çok fazla), bozukluğa bağlı olarak bireyde ruhsal bir etkilenimin de olduğunu gösteriyor.
Konuşma bozukluğu toplumsal hayatı ziyadesiyle etkileyen bir sorun. İlkokul periyodundan itibaren bakıldığında; yalnızca akran zorbalığını bile ele alsak bireyde özgüven eksikliği, toplumdan kendini soyutlama üzere kişiliğin oturmasında ve hayata bakış açısını kazanmasında değerli rol oynayan ögelerde olumsuz sonuçlar görmemiz mümkün. Konuşma bozukluklarında ek olarak gorebileceğimiz bu ve gibisi kasvetler direkt benimle ilgili değil olağan olarak lakin terapilerde bu durumun sonuçlarını görüyoruz ve gerekli yönlendirmeleri olabildiğince yapmaya çalışıyoruz. her neyse ben kendimle alakalı kısma gireyim ve konuşma bozuklukları terapilerinin ne vakit yapılabileceğine ve yarar sağlanıp sağlanamayacağına dair bir kaç şeyden bahsedeyim.
Bahsedeceğim şeyler her durum için geçerli olmayacaktır zira terapilerdilk evvel detaylı kıymetlendirme yapılır ve var olan duruma uygun terapi planı geliştirilir.
Artikülasyon bozukluğu terapisinden başlayalım, en sıradan örnek olarak /r/ sesini yanlışsız üretememe. /r/ sesi gelişimsel olarak en son kazanılan sestir ve 4 yaşa kadar bu sesin üretimi için bekleriz. Kişi 4 yaşı geçtikten daha sonra yaşı hiç fark etmez yani 7’den 70’e artikülasyon terapisi yapılabilir. Etrafımdaki insanlara bunu söylemiş olduğimde epeyce şaşıranlar olmuştu. Bu soruna sahip olup da tahlili olduğunu bilmeyenler ise epeyce sevinmişti.
Artikülasyon terapilerinde yaş ilerledikçe öğrenilmiş kusurlara bağlı olarak terapi süreci biraz daha uzun olabiliyor lakin kişinin uğraşıyla bu sorun de halledilebiliyor.
Kekemelik terapilerinde işler biraz daha farklı zira kekemelik artikülasyon bozukluğu kadar net bir konuşma bozukluğu değil; etraf, gerilim vs. etkilendiği pek fazlaca etmen var. Kekemelik terapileri bu yüzden daha uzun soluklu bir müddetç izler. Durun, durun çabucak olumsuz hislere kapılmayın bunu da başarabilirsiniz! Kekemelik terapileri de motamot artikülasyon terapisi üzere 7’den 70’e yapılabilir bunun için tek bir koşul var o da; şahısta görülen konuşma bozukluğunun kekemelik tarifine uyuyor olması.
Kekemelik terapilerinde kişinin terapiye iştiraki ve verilen vazifeleri yerine getirmesi terapinin başarısı açısından epey kıymetlidir. Terapi başarısı diyorum fakat kıymetli olan kişinin günlük hayattaki akıcılığından mutlu olmasıdır, bu da terapi başarısı sayılır.
özetlemek gerekirse kısaca; konuşma bozukluğu terapileri için yaş sonu yoktur, terapiden sağlanacak fayda kişinin terapiye istekliliği ve çabası ile paralellik izler.
Konuşma bozukluğunuzu yenmek isterseniz bir lisan ve konuşma terapisti size seve seve yardım edecektir, güzel günler ?
Konuşma bozukluğu toplumsal hayatı ziyadesiyle etkileyen bir sorun. İlkokul periyodundan itibaren bakıldığında; yalnızca akran zorbalığını bile ele alsak bireyde özgüven eksikliği, toplumdan kendini soyutlama üzere kişiliğin oturmasında ve hayata bakış açısını kazanmasında değerli rol oynayan ögelerde olumsuz sonuçlar görmemiz mümkün. Konuşma bozukluklarında ek olarak gorebileceğimiz bu ve gibisi kasvetler direkt benimle ilgili değil olağan olarak lakin terapilerde bu durumun sonuçlarını görüyoruz ve gerekli yönlendirmeleri olabildiğince yapmaya çalışıyoruz. her neyse ben kendimle alakalı kısma gireyim ve konuşma bozuklukları terapilerinin ne vakit yapılabileceğine ve yarar sağlanıp sağlanamayacağına dair bir kaç şeyden bahsedeyim.
Bahsedeceğim şeyler her durum için geçerli olmayacaktır zira terapilerdilk evvel detaylı kıymetlendirme yapılır ve var olan duruma uygun terapi planı geliştirilir.
Artikülasyon bozukluğu terapisinden başlayalım, en sıradan örnek olarak /r/ sesini yanlışsız üretememe. /r/ sesi gelişimsel olarak en son kazanılan sestir ve 4 yaşa kadar bu sesin üretimi için bekleriz. Kişi 4 yaşı geçtikten daha sonra yaşı hiç fark etmez yani 7’den 70’e artikülasyon terapisi yapılabilir. Etrafımdaki insanlara bunu söylemiş olduğimde epeyce şaşıranlar olmuştu. Bu soruna sahip olup da tahlili olduğunu bilmeyenler ise epeyce sevinmişti.
Artikülasyon terapilerinde yaş ilerledikçe öğrenilmiş kusurlara bağlı olarak terapi süreci biraz daha uzun olabiliyor lakin kişinin uğraşıyla bu sorun de halledilebiliyor.
Kekemelik terapilerinde işler biraz daha farklı zira kekemelik artikülasyon bozukluğu kadar net bir konuşma bozukluğu değil; etraf, gerilim vs. etkilendiği pek fazlaca etmen var. Kekemelik terapileri bu yüzden daha uzun soluklu bir müddetç izler. Durun, durun çabucak olumsuz hislere kapılmayın bunu da başarabilirsiniz! Kekemelik terapileri de motamot artikülasyon terapisi üzere 7’den 70’e yapılabilir bunun için tek bir koşul var o da; şahısta görülen konuşma bozukluğunun kekemelik tarifine uyuyor olması.
Kekemelik terapilerinde kişinin terapiye iştiraki ve verilen vazifeleri yerine getirmesi terapinin başarısı açısından epey kıymetlidir. Terapi başarısı diyorum fakat kıymetli olan kişinin günlük hayattaki akıcılığından mutlu olmasıdır, bu da terapi başarısı sayılır.
özetlemek gerekirse kısaca; konuşma bozukluğu terapileri için yaş sonu yoktur, terapiden sağlanacak fayda kişinin terapiye istekliliği ve çabası ile paralellik izler.
Konuşma bozukluğunuzu yenmek isterseniz bir lisan ve konuşma terapisti size seve seve yardım edecektir, güzel günler ?