AB’den Türkiye’ye hem övgü hem eleştiri

ahmetbeyler

Active member


Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun, Avrupa Birliği’ne aday ülkelerle ilgili olarak her yıl kaleme aldığı ülke raporları açıklandı. Raporda Türkiye’ye bazı konulara ilişkin eleştiriler yöneltilirken, bazı konularda da memnuniyet dile getirildi.

AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen’ın siyasi yönlendirmeleriyle kaleme alınan ve yayınlanma tarihi, Kovid-19 ve Doğu Akdeniz’de yaşanan gerginlikten dolayı tam iki kez ertelenen raporda, Türkiye’nin temel hak ve özgürlükler, yargı bağımsızlığı ve dış politika alanında AB’nin değerlerinden uzaklaştığı eleştirilerine yer veriyor. Rapordaki güncel ve yeni eleştiriler arasında, yeni sosyal medya kanununun yanı sıra Kovid-19 salgınıyla mücadele kapsamında 90 bin tutuklunun şartlı tahliyesi gibi konular bulunuyor. Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Rum Kesimi ve Türkiye arasında yaşanan gerilime de yer veren rapor, AB liderlerinin 1 Ekim’de düzenlenen Brüksel Zirvesi’ndeki kararlarına da atıfta bulunuyor.

Avrupa Parlamentosu’nun Dış İlişkiler Komitesi üyelerine ülke raporlarını tanıtan Genişlemeden Sorumlu Komisyon Üyesi Oliver Varheyli, özellikle dış politika alanındaki eleştirilere ağırlık verdi. AB-Türkiye Karma Parlamento Komisyonu eş-başkanı Sergey Lagodisky “Türkiye’nin agresif dış politikasın” eleştirirken, “1 Ekim’de alınan kararlar, ilişkilerin düzeltilmesi, yapıcı bir işbirliği ve pozitif bir ajandanın geliştirilmesi için fırsat oluşturuyor” dedi. Varheyli de, Türkiye’nin AB’ye aday ve birlik için kilit ülke konumunda olduğunu hatırlatırken Parlamento’daki sunumunda AB liderlerinin Türkiye’ye çift yönlü strateji geliştirmeyi kararlaştırdıklarını hatırlattı.

AB Komisyonu’nun geçtiğimiz yıllardaki Türkiye raporu, siyaseten olumsuz bir yaklaşımla kaleme alınıyordu. Bu yılki raporsa, AB Komisyonu’nun Türkiye ile bağları koparmak istemediğine yönelik izler taşıyor. Üstelik, AB zirvesinde belirlenen çift yönlü strateji gibi, ilişkileri pekiştirmek amacıyla ipuçları da veriyor.

Serbest piyasa vurgusu

Türkiye’deki olumlu unsurlara da değinilen raporda, AB’ye aday ülkeler içinde serbest pazar ekonomisine sahip tek ülkenin Türkiye olduğuna vurgu yapıyor. Buna bağlı olarak da, hükümetin Kovid-19’un ekonomiye etkisini azaltmak amacıyla aldığı ciddi önlemlere de raporda yer verilmiş. Aynı raporda, bir yandan Türkiye’de azınlık haklarında yaşanan sorunlara işaret edilirken, diğer yandan azınlık gazetelerine Basın İlan Kurumu’nca sağlanan mali destekten duyulan memnuniyet dile getiriliyor.

Geçmişte AB, Türkiye’nin Balkan ülkeleriyle olan ilişkilerini “AB’ye karşı faaliyetler” olarak niteliyordu. Oysa Komisyon, bu yılki raporda Türkiye’nin Balkan ülkeleriyle olan ilişkilerine değinirken, Ankara’nın, bu ülkelerin AB ve NATO’ya üye olmaları için ekonomik ve siyasi açıdan olumlu yönde destek verdiğine işaret ediyor. Avrupa kamuoyunun dile getirdiğinin aksine, AB Komisyonu, Türkiye’nin Suriye’de DAEŞ’e karşı ciddi bir mücadele verdiğini vurgularken, Ankara’nın Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile iyi ilişkide olduğuna da işaret ediyor.

Ankara ile Brüksel’in, ilişkileri geliştirme konusunda ciddi ve samimi olması halinde, söz konusu Türkiye raporu iyi bir yol haritası ya da en azından esinti kaynağı olabilir. Yeter ki Türkiye, bu yolda ciddi bir strateji geliştirsin, AB de yakınlaşma konusunda samimi olsun.

Dışişleri: Ön yargılı ve yapıcılıktan uzak

Dışişleri Bakanlığı’ndan AB Komisyonu’nun “2020 Türkiye Raporu”na tepki geldi. Bakanlık’tan yapılan açıklamada, “2020 yılı Türkiye Raporu bu sene de AB’nin ön yargılı, yapıcılıktan uzak ve çifte standartlı yaklaşımını yansıtmaktadır. Bu raporda da AB yerine getirmediği sorumluluk ve taahhütlerine değinmezken temelsiz argümanlarla ülkemizi eleştirmektedir. Özellikle yönetim sistemimiz, seçimler, temel haklar, bazı yargı kararları ve idari kararlar ile terörle mücadeleye yönelik olarak alınan meşru önlemlerin yanı sıra dış, güvenlik ve ekonomi politikalarımıza ilişkin ön yargılı, haksız ve orantısız eleştirileri raporun objektiflikten ne kadar uzak olduğunu göstermektedir” ifadelerine yer verildi. Raporun Doğu Akdeniz, Ege ve Kıbrıs meselelerine ilişkin bölümlerinin “tamamen” Yunan-Rum tezlerine dayandığı belirtilen açıklamada “Bu durum Komisyonun tarafsızlığına leke düşürmektedir. Ne Kıbrıs sorununun çözümüne ne de Ege ve Doğu Akdeniz’in istikrarına katkı sağlayan bu yanlı ve hukuk dışı bakış açısını reddediyoruz” denildi. - ANKARA Milliyet
 
Üst