BURSA (AA) – Bursa‘da, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) aşısını yaptırmayı erteleyen ve hastalığa yakalanan, ağır bakımdaki tedavisinin akabinde sıhhatine kavuşan 46 yaşındaki Ahmet Gümüş, herkesi aşı olmaya çağırdı.
Hastalık sürecini AA muhabirine anlatan Gümüş, belirtilerin baş ağrısıyla kendini gösterdiğini, birkaç gün daha sonra da hastaneye kaldırıldığını söylemiş oldu.
Sevk edildiği Bursa Kent Hastanesinde ağır bakıma alındığını belirten Gümüş, “12-14 gün entübe etmişler. 21 gün de ağır bakımda kalmışım. 10 gün de serviste odada kaldım.” dedi.
Gümüş, hastalığa yakalanmadan evvel aşı olmayı planladığını fakat ertelediğini lisana getirdi.
Paklık, uzaklık ve maske kurallarına titizlikle uyduğunu, konutu ve ofisinden öteki kapalı yerlere pek gitmediğini aktaran Gümüş, şu biçimde konuştu:
“Doktor dostlarımın ısrarla aşı olmamı söylemelerine, ben de olacağımı söylememe karşın ihmal ettiğim için olamadım. Bu aşıyı olmam gerekiyormuş nitekim. Aşı olsaydım tahminen bu süreci daha rahat atlatırdım. Allah kimseye göstermesin. Allah’ın müsaadesiyle ve arkadaşların da gayretleriyle, dualarla güzelleştim. Ağır bakım sürecim fazlaca zordu. Bir yatakta yatıyorsun devamlı. Alışılmış sağa sola çeviriyorlar, ilgileniyorlar ancak fazlaca sıkıntı bir müddetç. Kimsenin bu duruma düşmesini istemem. O yüzden aslına bakarsan insanlık ismine şahsi görüşüm, hocalarımın da bana söylemiş oldukleri, aşı olunması değerliymiş diye düşünüyorum. Keşke daha evvel aşı olsaydım.”
Şu an sıhhat durumunun hayli güzel olduğunu bildiren Gümüş, uygulanan prosedüre nazaran aşılarını yaptıracağını söz etti.
“Yoğun bakımda yataklar dolu”
Bursa Kent Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Mustafa Levent Çetin de yaklaşık 2 yıldır salgınla uğraş ettiklerini, omuzlarındaki yüklerin azalmasını beklerken her geçen gün arttığını söylemiş oldu.
Hastalığa yakalananların yaş kümelerinin düştüğü bilgisini veren Çetin, “Yoğun bakımda yataklar dolu. Boş yer bulduğumuz anda da aslına bakarsanız 2 saniye bile sürmüyor, anında oraya bir hasta geliyor. çabucak hemen Türkiye’de maalesef ki bu hastalığı yenebilmiş değiliz.” tabirlerini kullandı.
Çetin, aşı olmanın yanı sıra önlemin de elden bırakılmaması gerektiğine dikkati çekti.
Ahmet Gümüş’ü arkadaşları vasıtasıyla önce tanıdığını, fazla kilolu olması, şeker ve yüksek tansiyon rahatsızlıkları bulunmasından dolayı aşı konusunda onu uyardığını belirtti.
Çok dikkat etmesine karşın Gümüş’ün Kovid-19’a yakalandığını ve durumu ağırlaşınca öbür bir hastaniçin Bursa Kent Hastanesine nakledildiğini, o gün de kendisinin nöbetçi olduğunu anlatan Çetin, 6 saatin sonunda hastayı entübe etme sonucu aldıklarını anlattı.
Tanıdıkları bir hastaya müdahale ederken hislerinin hayli daha farklı olabildiğini lisana getiren Çetin, şu biçimde devam etti:
“Profesyonellik elden gitmesin diye olabildiğince sakin kalmaya çalıştım. Hatta arkadaşlar da ‘Emin misiniz tabip beyefendi entübe etme konusunda?’ dedikleri vakit, ‘Bu adamı bu türlü kurtarırız, diğer dermanı yok’ dedim. Erken periyotta, bize yatışının altıncı saatinde entübe ettik. Bir biçimde ailesiyle tahminen de buluşamayacaktı fakat sağ olsunlar gerek ağır bakımdaki hemşire takımımız gerekse kliniğimizin şefi Nermin Hocamız dahil olmak üzere her gün adım adım izledik. bir süre ağır bakımda, akabinde da serviste tedavi gördü. O mühlet ortasında Ahmet Beyefendi birtakım şeylerin farkına varmaya başladı. Hatta birinci uyandırdığımızda, teneffüs aletinden ayırdığımızda bana birinci sorduğu soru; ‘Hocam ben ne vakit aşı olabilirim?’ formundaydı. Hastaniçin dayanaklı de olsa yürüyerek taburcu ettik. Günbegün durumu daha uyguna gidiyor.”
Hastalık sürecini AA muhabirine anlatan Gümüş, belirtilerin baş ağrısıyla kendini gösterdiğini, birkaç gün daha sonra da hastaneye kaldırıldığını söylemiş oldu.
Sevk edildiği Bursa Kent Hastanesinde ağır bakıma alındığını belirten Gümüş, “12-14 gün entübe etmişler. 21 gün de ağır bakımda kalmışım. 10 gün de serviste odada kaldım.” dedi.
Gümüş, hastalığa yakalanmadan evvel aşı olmayı planladığını fakat ertelediğini lisana getirdi.
Paklık, uzaklık ve maske kurallarına titizlikle uyduğunu, konutu ve ofisinden öteki kapalı yerlere pek gitmediğini aktaran Gümüş, şu biçimde konuştu:
“Doktor dostlarımın ısrarla aşı olmamı söylemelerine, ben de olacağımı söylememe karşın ihmal ettiğim için olamadım. Bu aşıyı olmam gerekiyormuş nitekim. Aşı olsaydım tahminen bu süreci daha rahat atlatırdım. Allah kimseye göstermesin. Allah’ın müsaadesiyle ve arkadaşların da gayretleriyle, dualarla güzelleştim. Ağır bakım sürecim fazlaca zordu. Bir yatakta yatıyorsun devamlı. Alışılmış sağa sola çeviriyorlar, ilgileniyorlar ancak fazlaca sıkıntı bir müddetç. Kimsenin bu duruma düşmesini istemem. O yüzden aslına bakarsan insanlık ismine şahsi görüşüm, hocalarımın da bana söylemiş oldukleri, aşı olunması değerliymiş diye düşünüyorum. Keşke daha evvel aşı olsaydım.”
Şu an sıhhat durumunun hayli güzel olduğunu bildiren Gümüş, uygulanan prosedüre nazaran aşılarını yaptıracağını söz etti.
“Yoğun bakımda yataklar dolu”
Bursa Kent Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Uzmanı Dr. Mustafa Levent Çetin de yaklaşık 2 yıldır salgınla uğraş ettiklerini, omuzlarındaki yüklerin azalmasını beklerken her geçen gün arttığını söylemiş oldu.
Hastalığa yakalananların yaş kümelerinin düştüğü bilgisini veren Çetin, “Yoğun bakımda yataklar dolu. Boş yer bulduğumuz anda da aslına bakarsanız 2 saniye bile sürmüyor, anında oraya bir hasta geliyor. çabucak hemen Türkiye’de maalesef ki bu hastalığı yenebilmiş değiliz.” tabirlerini kullandı.
Çetin, aşı olmanın yanı sıra önlemin de elden bırakılmaması gerektiğine dikkati çekti.
Ahmet Gümüş’ü arkadaşları vasıtasıyla önce tanıdığını, fazla kilolu olması, şeker ve yüksek tansiyon rahatsızlıkları bulunmasından dolayı aşı konusunda onu uyardığını belirtti.
Çok dikkat etmesine karşın Gümüş’ün Kovid-19’a yakalandığını ve durumu ağırlaşınca öbür bir hastaniçin Bursa Kent Hastanesine nakledildiğini, o gün de kendisinin nöbetçi olduğunu anlatan Çetin, 6 saatin sonunda hastayı entübe etme sonucu aldıklarını anlattı.
Tanıdıkları bir hastaya müdahale ederken hislerinin hayli daha farklı olabildiğini lisana getiren Çetin, şu biçimde devam etti:
“Profesyonellik elden gitmesin diye olabildiğince sakin kalmaya çalıştım. Hatta arkadaşlar da ‘Emin misiniz tabip beyefendi entübe etme konusunda?’ dedikleri vakit, ‘Bu adamı bu türlü kurtarırız, diğer dermanı yok’ dedim. Erken periyotta, bize yatışının altıncı saatinde entübe ettik. Bir biçimde ailesiyle tahminen de buluşamayacaktı fakat sağ olsunlar gerek ağır bakımdaki hemşire takımımız gerekse kliniğimizin şefi Nermin Hocamız dahil olmak üzere her gün adım adım izledik. bir süre ağır bakımda, akabinde da serviste tedavi gördü. O mühlet ortasında Ahmet Beyefendi birtakım şeylerin farkına varmaya başladı. Hatta birinci uyandırdığımızda, teneffüs aletinden ayırdığımızda bana birinci sorduğu soru; ‘Hocam ben ne vakit aşı olabilirim?’ formundaydı. Hastaniçin dayanaklı de olsa yürüyerek taburcu ettik. Günbegün durumu daha uyguna gidiyor.”