Ford Otosan Eskişehir Fabrikası’nda, Türkiye’de geliştirilip seri üretime geçen birinci ve tek yerli şanzımanın tanıtım merasimine katılan Mustafa Varank, 6 yıldır ihracat şampiyonu olan Ford Otosan’ın Türkiye’nin bugününe ve yarınına yatırım yapmayı sürdürdüğünü ve firmanın salgına karşın sürat kesmeden hatta vites yükselterek yoluna devam ettiğini anlattı.
Bakan Varank, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“TÜBİTAK dayanağıyla geliştirilen Ecotorq motorundan daha sonra artık de 58 milyon euro yatırımla Ford Otosan mühendisleri tarafınca tasarlanıp geliştirilen yerli şanzıman yeni gururumuz oldu. Biz de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Ford Otosan’a verdiğimiz takviyelerle bu gurura ortak olduğumuz için memnunluk duyuyoruz. Son 19 senede Ford Otosan’a Ar-Ge çalışmaları sebebiyle yeni sayılarla yaklaşık 1,6 milyar liralık dayanak sağladık. Şanzıman projesi özelinde de kendilerine takribi olarak 15 milyon lira dayanak aktardık. Ayrıyeten bu çağdaş fabrikanın şanzıman üretimini gerçekleştirebilmesi hedefiyle 900 milyon liralık yatırım teşvik evrakı düzenledik. İnşallah şanzıman üretimiyle bir arada Ford Otosan, motor, aks ve şanzımanın üçünü de kendi geliştirebilen sayılı global kamyon üreticilerinden biri haline gelecek. Ayrıyeten şanzıman yatırımıyla Türkiye’nin global pazarlardaki rekabetçi gücüne büyük katkı sunacak. Yan sanayi ve tedarik ekosistemi bu sayede gelişecek.”
“Üretilen şanzımanlar, kamyonların içerisinde 40’ı aşkın ülkeye ihraç edilecek”
Sıfırdan bir şanzımanın geliştirilmesinin kolay olmadığını vurgulayan Varank, kelam konusu projede 220’nin üzerinde mühendisin bakılırsav yaptığını aktardı.
Tasarım, test ve geliştirme evrelerinin tamamlanmasının 5 yıl sürdüğünü kaydeden Varank, şu ayrıntıları paylaştı:
“Geliştirilen şanzıman 1 milyon kilometreyi aşkın yolda, farklı şartlarda birbirinden şiddetli testlere tabi tutuldu. İşte artık bu şanzımanlar Avrupa’nın yıldızı F-MAX kamyonlarında ve öbür kamyonlarda kullanılacak. bu biçimdelikle tasarımı ve Ar-Ge’si Türk mühendisleri tarafınca gerçekleştirilen kamyonların yerlilik oranları yüzde 90’ları bulacak. tıpkı vakitte üretilen şanzımanlar, kamyonların içerisinde 40’ı aşkın ülkeye ihraç edilecek. Hem Ford Otosan hem yerli otomotiv sanayi birebir vakitte Türkiye kazanacak. Bu ve bunun üzere yüksek katma pahalı yatırımlarla büyük ve kuvvetli Türkiye’nin inşası emin adımlarla gerçekleşecek. Ben bu vesileyle projede emeği geçen Ford Otosan ailesine teşekkürlerimi sunuyor, Türkiye’nin birinci ve tek yerli şanzımanının vatanımıza ve milletimize iyi olmasını diliyorum.”
Varank, iki yıldır devam eden salgının, dünyadaki yerleşik sistemi altüst ettiğini, global zincirlerin kopmasına niye olarak tüm ekonomileri derinden sarstığını belirtti.
Otomotiv bölümünün de salgından nasibini alan bölümler içinde bulunduğuna dikkati çeken Varank, şöyleki devam etti:
“Bilhassa binek araç satışları dünyada büyük darbe yedi. Araç satışları Çin’de, ABD’de ve Avrupa’da büyük oranlarda düştü. Hamdolsun ülkemizde aldığımız tedbirlerin de tesiriyle biz bu biçimde bir badire yaşamadık. Ülkemizde araba ve yavaşça ticari araç satışları 2020 yılında bundan evvelki yıla nazaran yüzde 61,3 oranında arttı. Doğal temel kıymetli olan konu bu artışın sürdürülebilirliğini sağlamaktan geçiyor. Malumunuz otomotiv sanayisi ülkemizin sürükleyici dallarından bir tanesi. İleri geri irtibatları yardımıyla başka bölümler üzerinde büyük bir tesire sahip. Yarattığı katma paha, istihdam ve ihracat, ekonomiyi derinden etkileme gücüne sahip. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu tesirin şuurunda kıymetli adımlar atıyor, sanayideki değişim rüzgarlarını âlâ okuyarak Türkiye’yi takip eden değil, takip edilen bir ülke yapmak için bölümle dirsek teması halinde politikalarımızı daima güncelliyoruz.”
“Ülkeler yenilenebilir güce ve elektrikli araçlara yatırım yapıyor”
Varank, eskinin “Biz yapamayız, dışarıdan hazır alalım” diyen siyasetçilerinin Türkiye’sinin artık olmadığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Ulusal Teknoloji Atılımı ışığında ulusal sanayi ve teknolojiyi haykıran bir Türkiye’nin artık var olduğunu belirten Varank, şu biçimde devam etti:
“Ali (Koç) beyefendi Otosan’ın kıssasından bahsetti. Nasıl, profesyonellerin, danışmanların onlara raporlar sunduğunu ancak bu raporların günümüze geldiğimizde gerçeği yansıtmadığını nasıl anladığını anlattı. Doğal burada karar alıcıların, karar vericilerin kesimin ortasından gelmesi hayli kıymetli. Sizler masanın başında sayılara bakarak birtakım varsayımlarda bulunabilirsiniz ancak piyasadan geliyorsanız, otomotiv sanayisine satıştan girmişseniz, ömrünüzü piyasada geçirmişseniz aslında sizin edindiğiniz deneyim o masa başındaki danışmanların deneyiminden çok daha kıymetli hale geliyor. Biz de siyasette bunu yapmaya çalışıyoruz. Biz daima piyasada dolaşarak, dalla istişare ederek kararlar almaya, uygulamalarımızı güncellemeye çaba gösteriyoruz. ‘Daha değerliye mal olabilir lakin biz bir daha de yerlisini geliştirelim’ diyen siyasetçiler, bürokratlar ve teşebbüsçüler olarak Türkiye’yi bir üst lige taşımaya çalışıyoruz.”
Bakan Varank, ulusal ve yerli elektrikli arabası 2022 yılının sonunda banttan indirecek düzeye ulaştıklarını aktararak, “Bildiğiniz üzere global iklim değişikliği sebebiyle dünyada fosil yakıtları süratle terk eden bir yaklaşım kelam konusu. Ülkeler yenilenebilir güce ve elektrikli araçlara yatırım yapıyor. Bu noktada da Türkiye, gündemi takip eden değil, tayin eden ülke olarak konum almış durumda. Biroldukca ülke ‘Acaba vakti mı?’ diye düşünürken, biz sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hızla harekete geçerek doğuştan elektrikli arabaya yatırım yaptık. Tıpkı insansız hava araçlarında olduğu üzere burada da tam vaktinde gerçek teknolojiyle buluşacağız.” diye konuştu.
Elektrikli araçların muhtaçlık duyacağı altyapılar konusunda da gerekli adımları atmaya uğraş gösterdiklerini lisana getiren Varank, şunları kaydetti:
“Halihazırda ilgili bakanlıklarla birlikte bilhassa şarj istasyonları konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıyeten batarya teknolojilerinin, elektrikli araçlar için ne söz ettiğinin de çok şuurundayız. Bu konuda batarya, modül, paketleme ve hücre yatırımlarına tartı veriyoruz. TÜBİTAK dayanaklarıyla otomotiv bölümünde materyal teknolojileri, gömülü sistemler, elektrikli ve hibrit araç teknolojileri ile alternatif yakıtlar üzerine çalışmalar gerçekleştiriliyoruz. bir daha Ford Otosan’ın Kocaeli Gölcük’te gerçekleştireceği yaklaşık 20 milyar liralık yeni kuşak ticari araç ve batarya imalatı yatırımı ülkemizdeki elektrifikasyon dönüşümüne büyük katkı sağlayacak. Amacımız Türkiye’yi Avrupa’nın elektrikli araç ve batarya üslerinden biri yapmak. Elbet bu kararlılık, Türkiye’nin insansız hava araçlarında olduğu üzere elektrikli araçlarda da dünyada parmakla gösterilen ülkeler ortasına girmesini sağlayacaktır. Kimileri dar bakış açılarıyla eğlenedursun, ben de durmaksızın söylemeye devam edeceğim.
Türkiye yalnızca elektrikli araçlarda değil uçan araçlarda da liderliğe oynama noktasında kararlı bir biçimde çalışmalarına devam ediyor. Şimdiden geleceğin teknolojilerine yatırım yapmak bir tercih değil, bir zorunluluktur. İnşallah gümbür gümbür gelen gençlerimizle bunu da başaracağımıza yürekten inanıyoruz.”
“Yeni teknolojilerin pazarı değil üretim üssü olma prensibiyle hareket ediyoruz”
Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak araştırma ve geliştirmeyi adeta baş tacı ettiklerini anlatarak, Türkiye’nin dört bir tarafına kurdukları teknoloji geliştirme bölgeleriyle Ar-Ge kapasitesini artırdıklarını söz etti.
İşletmelere Ar-Ge külçeşidini kazandırmak için kendi bünyelerinde kurdukları Ar-Ge merkezlerine kıymetli muafiyetler sağladıklarını lisana getiren Varank, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bugün sayıları 100’e yaklaşan teknoparklar, 1600’ün üstündeki Ar-Ge ve tasarım merkezleriyle Ar-Ge harcamalarının ulusal gelir içerisindeki hissesini son 19 yılda yaklaşık iki katına çıkardık. Bu noktada gayemiz 2023 yılında yüzde 1,8’lik oranı yakalamak. Bunu da fakat özel kesimin Ar-Ge iştahı ile başarabiliriz.
Bakınız kesimin en rekabetçi firmalarından olan Ford Otosan Bakanlığımız dayanaklı üç devasa Ar-Ge merkezine sahiptir. bir daha globalde önemli oyuncu olmaya çalışan markaların hepsi kendi Ar-Ge merkezleriyle ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda bizim büyük ya da küçük bütün firmalara davetimiz inovasyonsuz bir gün bile geçirmemeleridir. Kıymetli muafiyetler sağladığımız Ar-Ge ve tasarım merkezlerini kurmak için Bakanlığımıza başvurmalarıdır. Dünyada ses getirecek eserler ortaya koyabilmek için inovasyonla birlikte dönüşümlere de ayak uydurmak zorundayız. Dijital dönüşüm bunlardan bir tanesi. Dijitalleşmede, bilhassa KOBİ’lerin dijitalleşmesinde öncü ülkelerden olabilmek emeliyle da ağır biçimde çalışıyoruz. Bu dönüşümü gerçekleştirirken de bir daha yeni teknolojilerin pazarı değil üretim üssü olma prensibiyle hareket ediyoruz.”
Bakan Varank, uçtan uca bir dayanak sistemi olan Teknoloji Odaklı Sanayi Atılımı Programı’nı devreye aldıklarını anımsatarak, “Ben buradan, dijital dönüşümle alakalı 188 eser ve 54 yenilikçi süratle gelişen teknolojinin geliştirilmesine yönelik davetimizin 3 Kasım’a kadar devam ettiğini söylemek isterim. Atak programına sizler de başvurabilirsiniz. Türkiye 2021 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 21,7’lik rekor bir büyüme gerçekleştirdi. İhracatta daha evvel hiç görmediğimiz 200 milyar doların üzerini gördük lakin konuşmamın başında da söylemiş olduğim üzere bu büyümenin, bu ihracatın sürdürülebilirliği inovasyona bağlıdır. İşte Ford Otosan’ın ortaya koyduğu sürdürülebilir muvaffakiyetin temelinde de inovasyona olan inanç yatmaktadır. Türkiye’nin birinci ve tek yerli şanzımanı da bu adanmışlık ruhu ile ortaya çıkmıştır.” sözlerini kullandı.
“Bu sene nitekim çalışanlarımıza önemli artırımlar yapmamız lazım”
Türk endüstrisinin son periyottaki başarısına da dikkati çeken Varank, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Bu yıl nitekim endüstrimizin ne kadar başarılı biçimde üretime devam ettiğinden bahsediyoruz. İhracatta 210 milyar doların üzerine çıkacağımızdan bahsediyoruz. Bunları yaparken en değerli teminatımız işçilerimiz. Bu sene elde ettiğimiz, bilhassa son devirde elde ettiğimiz bu zenginliği kesinlikle çalışanlarımızla paylaşmamız gerekiyor. aslına bakarsanız Metal-İş Sendikasına bağlı iş yerlerinde toplu iş kontratlarıyla bu hususta değerli adımlar atılmaya devam ediyor. Sene sonunda minimum fiyatla ilgili de patron ve emekçi tarafı bir ortaya gelecek. Ben bu devir bilhassa taban fiyat görüşmelerinde de son devirdeki bu çıkarın adil biçimde dağıtılmasının, paylaşılmasının gündemde olmasını patronlarımızdan rica ediyorum. Bu sene hakikaten çalışanlarımıza önemli artırımlar yapmamız lazım, onları üretimde tutabilmemiz için, onlarla birlikte üretime devam etmemiz için. Personel, patron inşallah bu sene bir ortaya gelerek taban fiyat görüşmelerinde memnun sonla gerçek bir artırımı biz çalışanlarımıza verelim diyorum.”
Ali Koç: “Türkiye’nin birinci ve tek yerli şanzımanını sizlerle buluşturmanın memnunluğunu yaşıyoruz”
Koç Holding İdare Konseyi Lider Vekili ve Ford Otosan İdare Şurası Lideri Ali Koç, bir birincisi gerçekleştirmenin heyecanını ve memnunluğunu yaşadıklarını söylemiş oldu.
Salgın sürecinde düzgün bir iş yapmanın değerli olduğuna değinen Koç şu biçimde konuştu:
“Kurucumuz merhum Vehbi Koç’un, bir asır evvel Anadolu’nun o devir epey küçük bir kenti olan Ankara’da başlayan girişimcilik seyahati, serüveni, 1928 yılında Ankara bir Ford bayiliğini alması ile Türk otomotiv kesiminde orijinal bir kapının açılmasına vesile oldu. sonrasındasında 1959’da Otosan AŞ’nin kurulması, Türkiye otomotiv kesiminde endüstrileşmeyi başlatan en kıymetli dönüm noktasıydı. Biz, biraz daha sonra söz edeceğimiz üzere ülkemize her vakit uzun vadeli baktık. Çok çetrefilli ekonomik şartların olduğu iniş çıkışlı devirlere karşın her vakit ülkemize güvendik. Bu ideoloji vakit ortasında ‘Ülkem var ise ben de varım.’ düsturu olarak topluluğumuzun adeta DNA’sının bir kesimi olmuştur.”
Ali Koç: “Bayraktar ile paydaşlık istemiştik nasip olmadı”
Şirketlerinin serüveninden bahseden Ali Koç, şimdiye kadar pes etmediklerini ve Türkiye için üretmeye devam ettiklerini söylemiş oldu.
hayatını kaybeden Özdemir Bayraktar’a da rahmet dileyen Koç şöyleki devam etti:
“Ben kendisiyle 12 sene evvelden görüşmüştüm. Organize endüstride küçük bir atölyede, bugün yaptıkları işe baktığımızda sıradan küçük bir atölyede, evlatlarıyla. Öyküsünü anlattı bize. Biz niçin gitmiştik oraya? Merhum eniştem Nusret Arsel öyküsünü bir gazetede okuyor. Gidiyor tanışıyor. Bizim haberimiz yok bu biçimde, dost oluyorlar. Oğullarıyla tanışıyor, o kadar etkileniyor ki bize talimat veriyor, biz de savunma sanayi işindeyiz, ‘Özdemir Bey’le Bayraktar ailesiyle bir iş yapın.’ diye. Çok gittik geldik, yapamadık. Özdemir Beyefendi, ‘Ya business plan musiness plan ben anlamam, vereceksiniz şu kadar parayı ben de yapacağım size, istediğiniz kadarıyla yapacağız’ demişti. Olmadı, nasip olmadı. Keşke olsaydı, zira bu biçimde bile bu ailenin insansız hava aracı, havacılık endüstrinde bu biçimdeın koşullarında yaptıklarına baktığım vakit şu biçimde demiştim kendisine, ‘Sizin oğullarınız, siz bir ulusal servetsiniz, bedelsiniz. Sizi muhafazalı bu ülke’ demiştim.”
Ali Koç, gayelerini gerçekleştirmek için her işlerinde taraflarını geleceğe, sürdürebilirliğe, AR-GE ve inovasyona çevirdiklerini anlattı.
Ford Trucks’ın Türkiye’nin araç üretiminde global oyuncular ortasına girmesine imkan sağladığını anlatan Koç konuşmasını şöyleki sürdürdü:
“İçerisinde bulunduğumuz Eskişehir fabrikamızda ürettiğimiz ve Ford Otosan mühendisleri tarafınca geliştirilen F-MAX kamyonumuz daha birinci senelerında, 2019 yılında ‘Uluslararası Yılın Kamyonu’ seçildi. An prestijiyle başta Avrupa olmak üzere, 40’ı aşkın ülkeye Eskişehir’de üretilen ağır ticari araçlarımızı ihraç ediyoruz. F-MAX’in dünya çapındaki bu muvaffakiyetinin akabinde bugün de üst seviye mühendislik başarısı olan ‘Türkiye’nin birinci ve tek yerli şanzımanını sizlerle buluşturmanın memnunluğunu yaşıyoruz. Bakanım sordu, ‘Başka Türkiye’de üreten yok mu?’ diye. Fikri mülkiyet hakları bizde olan, büsbütün yerli mühendisler, yerli know-how ile üretilmiş olan öbür şanzıman yok. Ağır ticari araç segmentinde Türkiye’nin birinci ve tek yerli şanzımanı ile teknolojik katma pahası yüksek bir eseri sıfırdan geliştirip üreterek AR-GE ve mühendislik kapasitemize bir yenisini daha ekliyoruz.”
Yerli şanzımanla birlikte ürettikleri ağır ticari araçların yerlilik oranının yüzde 90’a çıktığını aktaran Koç, “Ülke olarak bir fazlaca sanayide yerlilik oranına öncelik veriyoruz. İşte bu kamyon da gerçek manada Türk mühendisliği ve işçiliğinin bir yapıtıdır. Yani sizlerin arkadaşlar. Sizlerin yapıtıdır. Allah razı olsun, sağ olun, var olun. Muvaffakiyetlerinizin devamını dilerim. Üreteceğimiz birinci aracı inşallah Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında çizgiden indireceğiz.” diye konuştu.
“Yerlilik oranı yüzde 90’a çıktı”
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün ise 50 milyon euroluk yatırımla hayata geçirdikleri yerli şanzımanla araçların yüzde 74 olan yerlilik oranının yüzde 90’a çıktığını bildirdi.
Şanzımanın geliştirilmesine 13,5 milyon lira fiyatında AR-GE teşviği sağlayan ülkenin teknoloji manasında öncü kurumlarından TÜBİTAK’a da teşekkür eden Yenigün şunları kaydetti:
“Bizlere verdikleri takviyeler ve duydukları inanç için devletimize, kurumlarına ve bizi her vakit destekleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanımız sayın Mustafa Varank’a teşekkür ediyorum. Bize sundukları itimat ve inançlarıyla yanımızda olan Ford Motor Company ve her vakit vizyon ve yol göstericimiz olarak yanımızda olan, modülü olmaktan da sonsuz gurur duyduğumuz Koç topluluğuna da yürekten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ülkemiz ve bölümümüz için bu pahalı yatırımın ömrü geçirilmesinde kuşkusuz en büyük emek bu büyük ailenin yani Ford Otosan’ın değerli çalışanlarının.”
Türk Metal Sendikası Genel Lideri Pevrul Kavlak ise Eskişehir’de tarihi günlerden birini yaşadıklarını, bu dönüşüm karşısında onur duyduklarını belirtti.
Gururlu olduklarını aktaran Kavlak, “Dünyanın birfazlaca bölgesinde, sanayi kuruluşları ülke değiştirirken, başta personellik olmak üzere, üretim maliyetlerinin en düşük olduğu bölgelere giderken, Türk sanayicisi ülkesine yatırım yapıyor. Katma bedel yaratıyor. Gerektiğinde risk alıyor. ‘Daha epeyce yatırım, daha epey üretim, daha hayli istihdam’ diyor. Biz bu gelişmelerden büyük bir memnunluk duyuyoruz. Zira yeni bir yatırım demek, ülkemizin kalkınmasına katkı demektir.” dedi.
Kavlak, yatırımın ülkeye iyi olması temennisinde bulundu.
Konuşmaların akabinde Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Nabi Avcı, Harun Karacan ve Emine Parıltı Günay ile CHP Eskişehir Milletvekili Jale Işık Süllü’nün katıldığı merasimde Ford Otosan Eskişehir Fabrikası’nda, Türkiye’de geliştirilip seri üretime geçen birinci ve tek yerli şanzıman tanıtıldı.
Bakan Varank, kelamlarını şu biçimde sürdürdü:
“TÜBİTAK dayanağıyla geliştirilen Ecotorq motorundan daha sonra artık de 58 milyon euro yatırımla Ford Otosan mühendisleri tarafınca tasarlanıp geliştirilen yerli şanzıman yeni gururumuz oldu. Biz de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak Ford Otosan’a verdiğimiz takviyelerle bu gurura ortak olduğumuz için memnunluk duyuyoruz. Son 19 senede Ford Otosan’a Ar-Ge çalışmaları sebebiyle yeni sayılarla yaklaşık 1,6 milyar liralık dayanak sağladık. Şanzıman projesi özelinde de kendilerine takribi olarak 15 milyon lira dayanak aktardık. Ayrıyeten bu çağdaş fabrikanın şanzıman üretimini gerçekleştirebilmesi hedefiyle 900 milyon liralık yatırım teşvik evrakı düzenledik. İnşallah şanzıman üretimiyle bir arada Ford Otosan, motor, aks ve şanzımanın üçünü de kendi geliştirebilen sayılı global kamyon üreticilerinden biri haline gelecek. Ayrıyeten şanzıman yatırımıyla Türkiye’nin global pazarlardaki rekabetçi gücüne büyük katkı sunacak. Yan sanayi ve tedarik ekosistemi bu sayede gelişecek.”
“Üretilen şanzımanlar, kamyonların içerisinde 40’ı aşkın ülkeye ihraç edilecek”
Sıfırdan bir şanzımanın geliştirilmesinin kolay olmadığını vurgulayan Varank, kelam konusu projede 220’nin üzerinde mühendisin bakılırsav yaptığını aktardı.
Tasarım, test ve geliştirme evrelerinin tamamlanmasının 5 yıl sürdüğünü kaydeden Varank, şu ayrıntıları paylaştı:
“Geliştirilen şanzıman 1 milyon kilometreyi aşkın yolda, farklı şartlarda birbirinden şiddetli testlere tabi tutuldu. İşte artık bu şanzımanlar Avrupa’nın yıldızı F-MAX kamyonlarında ve öbür kamyonlarda kullanılacak. bu biçimdelikle tasarımı ve Ar-Ge’si Türk mühendisleri tarafınca gerçekleştirilen kamyonların yerlilik oranları yüzde 90’ları bulacak. tıpkı vakitte üretilen şanzımanlar, kamyonların içerisinde 40’ı aşkın ülkeye ihraç edilecek. Hem Ford Otosan hem yerli otomotiv sanayi birebir vakitte Türkiye kazanacak. Bu ve bunun üzere yüksek katma pahalı yatırımlarla büyük ve kuvvetli Türkiye’nin inşası emin adımlarla gerçekleşecek. Ben bu vesileyle projede emeği geçen Ford Otosan ailesine teşekkürlerimi sunuyor, Türkiye’nin birinci ve tek yerli şanzımanının vatanımıza ve milletimize iyi olmasını diliyorum.”
Varank, iki yıldır devam eden salgının, dünyadaki yerleşik sistemi altüst ettiğini, global zincirlerin kopmasına niye olarak tüm ekonomileri derinden sarstığını belirtti.
Otomotiv bölümünün de salgından nasibini alan bölümler içinde bulunduğuna dikkati çeken Varank, şöyleki devam etti:
“Bilhassa binek araç satışları dünyada büyük darbe yedi. Araç satışları Çin’de, ABD’de ve Avrupa’da büyük oranlarda düştü. Hamdolsun ülkemizde aldığımız tedbirlerin de tesiriyle biz bu biçimde bir badire yaşamadık. Ülkemizde araba ve yavaşça ticari araç satışları 2020 yılında bundan evvelki yıla nazaran yüzde 61,3 oranında arttı. Doğal temel kıymetli olan konu bu artışın sürdürülebilirliğini sağlamaktan geçiyor. Malumunuz otomotiv sanayisi ülkemizin sürükleyici dallarından bir tanesi. İleri geri irtibatları yardımıyla başka bölümler üzerinde büyük bir tesire sahip. Yarattığı katma paha, istihdam ve ihracat, ekonomiyi derinden etkileme gücüne sahip. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak bu tesirin şuurunda kıymetli adımlar atıyor, sanayideki değişim rüzgarlarını âlâ okuyarak Türkiye’yi takip eden değil, takip edilen bir ülke yapmak için bölümle dirsek teması halinde politikalarımızı daima güncelliyoruz.”
“Ülkeler yenilenebilir güce ve elektrikli araçlara yatırım yapıyor”
Varank, eskinin “Biz yapamayız, dışarıdan hazır alalım” diyen siyasetçilerinin Türkiye’sinin artık olmadığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Ulusal Teknoloji Atılımı ışığında ulusal sanayi ve teknolojiyi haykıran bir Türkiye’nin artık var olduğunu belirten Varank, şu biçimde devam etti:
“Ali (Koç) beyefendi Otosan’ın kıssasından bahsetti. Nasıl, profesyonellerin, danışmanların onlara raporlar sunduğunu ancak bu raporların günümüze geldiğimizde gerçeği yansıtmadığını nasıl anladığını anlattı. Doğal burada karar alıcıların, karar vericilerin kesimin ortasından gelmesi hayli kıymetli. Sizler masanın başında sayılara bakarak birtakım varsayımlarda bulunabilirsiniz ancak piyasadan geliyorsanız, otomotiv sanayisine satıştan girmişseniz, ömrünüzü piyasada geçirmişseniz aslında sizin edindiğiniz deneyim o masa başındaki danışmanların deneyiminden çok daha kıymetli hale geliyor. Biz de siyasette bunu yapmaya çalışıyoruz. Biz daima piyasada dolaşarak, dalla istişare ederek kararlar almaya, uygulamalarımızı güncellemeye çaba gösteriyoruz. ‘Daha değerliye mal olabilir lakin biz bir daha de yerlisini geliştirelim’ diyen siyasetçiler, bürokratlar ve teşebbüsçüler olarak Türkiye’yi bir üst lige taşımaya çalışıyoruz.”
Bakan Varank, ulusal ve yerli elektrikli arabası 2022 yılının sonunda banttan indirecek düzeye ulaştıklarını aktararak, “Bildiğiniz üzere global iklim değişikliği sebebiyle dünyada fosil yakıtları süratle terk eden bir yaklaşım kelam konusu. Ülkeler yenilenebilir güce ve elektrikli araçlara yatırım yapıyor. Bu noktada da Türkiye, gündemi takip eden değil, tayin eden ülke olarak konum almış durumda. Biroldukca ülke ‘Acaba vakti mı?’ diye düşünürken, biz sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde hızla harekete geçerek doğuştan elektrikli arabaya yatırım yaptık. Tıpkı insansız hava araçlarında olduğu üzere burada da tam vaktinde gerçek teknolojiyle buluşacağız.” diye konuştu.
Elektrikli araçların muhtaçlık duyacağı altyapılar konusunda da gerekli adımları atmaya uğraş gösterdiklerini lisana getiren Varank, şunları kaydetti:
“Halihazırda ilgili bakanlıklarla birlikte bilhassa şarj istasyonları konusunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıyeten batarya teknolojilerinin, elektrikli araçlar için ne söz ettiğinin de çok şuurundayız. Bu konuda batarya, modül, paketleme ve hücre yatırımlarına tartı veriyoruz. TÜBİTAK dayanaklarıyla otomotiv bölümünde materyal teknolojileri, gömülü sistemler, elektrikli ve hibrit araç teknolojileri ile alternatif yakıtlar üzerine çalışmalar gerçekleştiriliyoruz. bir daha Ford Otosan’ın Kocaeli Gölcük’te gerçekleştireceği yaklaşık 20 milyar liralık yeni kuşak ticari araç ve batarya imalatı yatırımı ülkemizdeki elektrifikasyon dönüşümüne büyük katkı sağlayacak. Amacımız Türkiye’yi Avrupa’nın elektrikli araç ve batarya üslerinden biri yapmak. Elbet bu kararlılık, Türkiye’nin insansız hava araçlarında olduğu üzere elektrikli araçlarda da dünyada parmakla gösterilen ülkeler ortasına girmesini sağlayacaktır. Kimileri dar bakış açılarıyla eğlenedursun, ben de durmaksızın söylemeye devam edeceğim.
Türkiye yalnızca elektrikli araçlarda değil uçan araçlarda da liderliğe oynama noktasında kararlı bir biçimde çalışmalarına devam ediyor. Şimdiden geleceğin teknolojilerine yatırım yapmak bir tercih değil, bir zorunluluktur. İnşallah gümbür gümbür gelen gençlerimizle bunu da başaracağımıza yürekten inanıyoruz.”
“Yeni teknolojilerin pazarı değil üretim üssü olma prensibiyle hareket ediyoruz”
Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak araştırma ve geliştirmeyi adeta baş tacı ettiklerini anlatarak, Türkiye’nin dört bir tarafına kurdukları teknoloji geliştirme bölgeleriyle Ar-Ge kapasitesini artırdıklarını söz etti.
İşletmelere Ar-Ge külçeşidini kazandırmak için kendi bünyelerinde kurdukları Ar-Ge merkezlerine kıymetli muafiyetler sağladıklarını lisana getiren Varank, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bugün sayıları 100’e yaklaşan teknoparklar, 1600’ün üstündeki Ar-Ge ve tasarım merkezleriyle Ar-Ge harcamalarının ulusal gelir içerisindeki hissesini son 19 yılda yaklaşık iki katına çıkardık. Bu noktada gayemiz 2023 yılında yüzde 1,8’lik oranı yakalamak. Bunu da fakat özel kesimin Ar-Ge iştahı ile başarabiliriz.
Bakınız kesimin en rekabetçi firmalarından olan Ford Otosan Bakanlığımız dayanaklı üç devasa Ar-Ge merkezine sahiptir. bir daha globalde önemli oyuncu olmaya çalışan markaların hepsi kendi Ar-Ge merkezleriyle ön plana çıkmaktadır. Bu bağlamda bizim büyük ya da küçük bütün firmalara davetimiz inovasyonsuz bir gün bile geçirmemeleridir. Kıymetli muafiyetler sağladığımız Ar-Ge ve tasarım merkezlerini kurmak için Bakanlığımıza başvurmalarıdır. Dünyada ses getirecek eserler ortaya koyabilmek için inovasyonla birlikte dönüşümlere de ayak uydurmak zorundayız. Dijital dönüşüm bunlardan bir tanesi. Dijitalleşmede, bilhassa KOBİ’lerin dijitalleşmesinde öncü ülkelerden olabilmek emeliyle da ağır biçimde çalışıyoruz. Bu dönüşümü gerçekleştirirken de bir daha yeni teknolojilerin pazarı değil üretim üssü olma prensibiyle hareket ediyoruz.”
Bakan Varank, uçtan uca bir dayanak sistemi olan Teknoloji Odaklı Sanayi Atılımı Programı’nı devreye aldıklarını anımsatarak, “Ben buradan, dijital dönüşümle alakalı 188 eser ve 54 yenilikçi süratle gelişen teknolojinin geliştirilmesine yönelik davetimizin 3 Kasım’a kadar devam ettiğini söylemek isterim. Atak programına sizler de başvurabilirsiniz. Türkiye 2021 yılı ikinci çeyreğinde yüzde 21,7’lik rekor bir büyüme gerçekleştirdi. İhracatta daha evvel hiç görmediğimiz 200 milyar doların üzerini gördük lakin konuşmamın başında da söylemiş olduğim üzere bu büyümenin, bu ihracatın sürdürülebilirliği inovasyona bağlıdır. İşte Ford Otosan’ın ortaya koyduğu sürdürülebilir muvaffakiyetin temelinde de inovasyona olan inanç yatmaktadır. Türkiye’nin birinci ve tek yerli şanzımanı da bu adanmışlık ruhu ile ortaya çıkmıştır.” sözlerini kullandı.
“Bu sene nitekim çalışanlarımıza önemli artırımlar yapmamız lazım”
Türk endüstrisinin son periyottaki başarısına da dikkati çeken Varank, kelamlarını şu biçimde tamamladı:
“Bu yıl nitekim endüstrimizin ne kadar başarılı biçimde üretime devam ettiğinden bahsediyoruz. İhracatta 210 milyar doların üzerine çıkacağımızdan bahsediyoruz. Bunları yaparken en değerli teminatımız işçilerimiz. Bu sene elde ettiğimiz, bilhassa son devirde elde ettiğimiz bu zenginliği kesinlikle çalışanlarımızla paylaşmamız gerekiyor. aslına bakarsanız Metal-İş Sendikasına bağlı iş yerlerinde toplu iş kontratlarıyla bu hususta değerli adımlar atılmaya devam ediyor. Sene sonunda minimum fiyatla ilgili de patron ve emekçi tarafı bir ortaya gelecek. Ben bu devir bilhassa taban fiyat görüşmelerinde de son devirdeki bu çıkarın adil biçimde dağıtılmasının, paylaşılmasının gündemde olmasını patronlarımızdan rica ediyorum. Bu sene hakikaten çalışanlarımıza önemli artırımlar yapmamız lazım, onları üretimde tutabilmemiz için, onlarla birlikte üretime devam etmemiz için. Personel, patron inşallah bu sene bir ortaya gelerek taban fiyat görüşmelerinde memnun sonla gerçek bir artırımı biz çalışanlarımıza verelim diyorum.”
Ali Koç: “Türkiye’nin birinci ve tek yerli şanzımanını sizlerle buluşturmanın memnunluğunu yaşıyoruz”
Koç Holding İdare Konseyi Lider Vekili ve Ford Otosan İdare Şurası Lideri Ali Koç, bir birincisi gerçekleştirmenin heyecanını ve memnunluğunu yaşadıklarını söylemiş oldu.
Salgın sürecinde düzgün bir iş yapmanın değerli olduğuna değinen Koç şu biçimde konuştu:
“Kurucumuz merhum Vehbi Koç’un, bir asır evvel Anadolu’nun o devir epey küçük bir kenti olan Ankara’da başlayan girişimcilik seyahati, serüveni, 1928 yılında Ankara bir Ford bayiliğini alması ile Türk otomotiv kesiminde orijinal bir kapının açılmasına vesile oldu. sonrasındasında 1959’da Otosan AŞ’nin kurulması, Türkiye otomotiv kesiminde endüstrileşmeyi başlatan en kıymetli dönüm noktasıydı. Biz, biraz daha sonra söz edeceğimiz üzere ülkemize her vakit uzun vadeli baktık. Çok çetrefilli ekonomik şartların olduğu iniş çıkışlı devirlere karşın her vakit ülkemize güvendik. Bu ideoloji vakit ortasında ‘Ülkem var ise ben de varım.’ düsturu olarak topluluğumuzun adeta DNA’sının bir kesimi olmuştur.”
Ali Koç: “Bayraktar ile paydaşlık istemiştik nasip olmadı”
Şirketlerinin serüveninden bahseden Ali Koç, şimdiye kadar pes etmediklerini ve Türkiye için üretmeye devam ettiklerini söylemiş oldu.
hayatını kaybeden Özdemir Bayraktar’a da rahmet dileyen Koç şöyleki devam etti:
“Ben kendisiyle 12 sene evvelden görüşmüştüm. Organize endüstride küçük bir atölyede, bugün yaptıkları işe baktığımızda sıradan küçük bir atölyede, evlatlarıyla. Öyküsünü anlattı bize. Biz niçin gitmiştik oraya? Merhum eniştem Nusret Arsel öyküsünü bir gazetede okuyor. Gidiyor tanışıyor. Bizim haberimiz yok bu biçimde, dost oluyorlar. Oğullarıyla tanışıyor, o kadar etkileniyor ki bize talimat veriyor, biz de savunma sanayi işindeyiz, ‘Özdemir Bey’le Bayraktar ailesiyle bir iş yapın.’ diye. Çok gittik geldik, yapamadık. Özdemir Beyefendi, ‘Ya business plan musiness plan ben anlamam, vereceksiniz şu kadar parayı ben de yapacağım size, istediğiniz kadarıyla yapacağız’ demişti. Olmadı, nasip olmadı. Keşke olsaydı, zira bu biçimde bile bu ailenin insansız hava aracı, havacılık endüstrinde bu biçimdeın koşullarında yaptıklarına baktığım vakit şu biçimde demiştim kendisine, ‘Sizin oğullarınız, siz bir ulusal servetsiniz, bedelsiniz. Sizi muhafazalı bu ülke’ demiştim.”
Ali Koç, gayelerini gerçekleştirmek için her işlerinde taraflarını geleceğe, sürdürebilirliğe, AR-GE ve inovasyona çevirdiklerini anlattı.
Ford Trucks’ın Türkiye’nin araç üretiminde global oyuncular ortasına girmesine imkan sağladığını anlatan Koç konuşmasını şöyleki sürdürdü:
“İçerisinde bulunduğumuz Eskişehir fabrikamızda ürettiğimiz ve Ford Otosan mühendisleri tarafınca geliştirilen F-MAX kamyonumuz daha birinci senelerında, 2019 yılında ‘Uluslararası Yılın Kamyonu’ seçildi. An prestijiyle başta Avrupa olmak üzere, 40’ı aşkın ülkeye Eskişehir’de üretilen ağır ticari araçlarımızı ihraç ediyoruz. F-MAX’in dünya çapındaki bu muvaffakiyetinin akabinde bugün de üst seviye mühendislik başarısı olan ‘Türkiye’nin birinci ve tek yerli şanzımanını sizlerle buluşturmanın memnunluğunu yaşıyoruz. Bakanım sordu, ‘Başka Türkiye’de üreten yok mu?’ diye. Fikri mülkiyet hakları bizde olan, büsbütün yerli mühendisler, yerli know-how ile üretilmiş olan öbür şanzıman yok. Ağır ticari araç segmentinde Türkiye’nin birinci ve tek yerli şanzımanı ile teknolojik katma pahası yüksek bir eseri sıfırdan geliştirip üreterek AR-GE ve mühendislik kapasitemize bir yenisini daha ekliyoruz.”
Yerli şanzımanla birlikte ürettikleri ağır ticari araçların yerlilik oranının yüzde 90’a çıktığını aktaran Koç, “Ülke olarak bir fazlaca sanayide yerlilik oranına öncelik veriyoruz. İşte bu kamyon da gerçek manada Türk mühendisliği ve işçiliğinin bir yapıtıdır. Yani sizlerin arkadaşlar. Sizlerin yapıtıdır. Allah razı olsun, sağ olun, var olun. Muvaffakiyetlerinizin devamını dilerim. Üreteceğimiz birinci aracı inşallah Cumhuriyetimizin 100. Kuruluş yıldönümü olan 2023 yılında çizgiden indireceğiz.” diye konuştu.
“Yerlilik oranı yüzde 90’a çıktı”
Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün ise 50 milyon euroluk yatırımla hayata geçirdikleri yerli şanzımanla araçların yüzde 74 olan yerlilik oranının yüzde 90’a çıktığını bildirdi.
Şanzımanın geliştirilmesine 13,5 milyon lira fiyatında AR-GE teşviği sağlayan ülkenin teknoloji manasında öncü kurumlarından TÜBİTAK’a da teşekkür eden Yenigün şunları kaydetti:
“Bizlere verdikleri takviyeler ve duydukları inanç için devletimize, kurumlarına ve bizi her vakit destekleyen Sanayi ve Teknoloji Bakanımız sayın Mustafa Varank’a teşekkür ediyorum. Bize sundukları itimat ve inançlarıyla yanımızda olan Ford Motor Company ve her vakit vizyon ve yol göstericimiz olarak yanımızda olan, modülü olmaktan da sonsuz gurur duyduğumuz Koç topluluğuna da yürekten teşekkürlerimizi sunuyoruz. Ülkemiz ve bölümümüz için bu pahalı yatırımın ömrü geçirilmesinde kuşkusuz en büyük emek bu büyük ailenin yani Ford Otosan’ın değerli çalışanlarının.”
Türk Metal Sendikası Genel Lideri Pevrul Kavlak ise Eskişehir’de tarihi günlerden birini yaşadıklarını, bu dönüşüm karşısında onur duyduklarını belirtti.
Gururlu olduklarını aktaran Kavlak, “Dünyanın birfazlaca bölgesinde, sanayi kuruluşları ülke değiştirirken, başta personellik olmak üzere, üretim maliyetlerinin en düşük olduğu bölgelere giderken, Türk sanayicisi ülkesine yatırım yapıyor. Katma bedel yaratıyor. Gerektiğinde risk alıyor. ‘Daha epeyce yatırım, daha epey üretim, daha hayli istihdam’ diyor. Biz bu gelişmelerden büyük bir memnunluk duyuyoruz. Zira yeni bir yatırım demek, ülkemizin kalkınmasına katkı demektir.” dedi.
Kavlak, yatırımın ülkeye iyi olması temennisinde bulundu.
Konuşmaların akabinde Eskişehir Valisi Erol Ayyıldız, AK Parti Eskişehir Milletvekilleri Nabi Avcı, Harun Karacan ve Emine Parıltı Günay ile CHP Eskişehir Milletvekili Jale Işık Süllü’nün katıldığı merasimde Ford Otosan Eskişehir Fabrikası’nda, Türkiye’de geliştirilip seri üretime geçen birinci ve tek yerli şanzıman tanıtıldı.