Bağırsak deyip geçmeyin bozulursa…
Sağlıklı olmak, nizamlı ve istikrarlı beslenme ile sağlanır. Bedenimizde çeşitli hastalıklara yol açan kimi bakteriler vardır. Bunun yanında bedeni bu ziyanlı bakterilere karşı koruyan, enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olan ve bağışıklığımızı güçlendiren “dost bakteriler” de bulunur; bunlara “probiyotik” ismi verilir. Probiyotik bakteriler bağırsaklarda mikroorganizma istikrarını sisteme sokan küçük ve canlı oluşumlardır. Bir diğer deyişle probiyotikler doğal korunmaya yardımcı olur ve sindirimin olağan işleyişine yardım eder. Ayrıyeten probiyotikler, biroldukça vitaminin sentezinde de tesirli olmaktadır. Anne sütü ile beslenen bebeklerin bağırsaklarında bu bakterilerden çokça bulunur. Geçirdiğimiz birtakım hastalıklar bu faydalı bakterileri azaltabilir.
Bağırsak florası doğum sırasında yutulan annenin vajinal florası ile oluşur. Doğumdan daha sonraki 48 saatte kolonda Enterobakterler, Stafilokoklar ve Streptokoklar; birinci haftadan daha sonra ise Bifidobakterler gaita florasına hakim olmaktadır. Haftalar ve aylar içerisinde bağırsak florası olgunlaşır ve 3 yaşında olgun flora düzeyine gelir. Bağırsak floramız bizimle birlikte yaşar.
Bağırsak flora istikrarının ve florayı oluşturan bakterilerin sayısının bozulduğu duruma “disbiyozis”denilir. Üstte anlatılan tüm özellikler ve görevler flora lakin sağlıklıyken devam edebilir.
Aşağıdaki listedeki bir yahut daha epeyce sayıda faktörün bir ortaya gelmesi ile kısa müddette ya da uzun vakit içerisinde disbiyozis (bağırsak flora bozukluğu) meydana gelir.
Gerek gelişen değişen teknolojinin yardımı ile gerekse gelişen ve her geçen gün sayısı artan tamamlayıcı tıp doktorlarının katkısı ile, kuantum tıbbının kullanımı ile vücuda bir bütün olarak bakmak mümkün olmuştur. Bu ayrıcalık; alerji, astım, egzama, cilt hastalıkları, nörodermatit, depresyon, kronik yorgunluk, ağrı sendromları, latentasidoz, besin hassaslığı, reflü, gaz, kabızlık, tüm bağırsak hastalıkları ve tedavilere dirençli tabloların altında disbiyozis varlığını göstermiş ve hastalıkların bu yolla tedavisini mümkün kılmıştır.
Floranın bağırsak mukozası üzerinde oluşturduğu hami tabakanın ortadan kalkması bağırsak geçirgenliğini artırır. Kâfi sindirilememiş yiyecek unsurları ve nötralize edilmemiş toksinler kan sirkülasyonuna geçer. Disbiyozise bağlı olarak bağırsakta sindirilemeyen ve atılamayan hususların birikmesi (kronik kabızlıkta olduğu gibi) boşaltım güzelleşmediği takdirde bu hususların ömür uzunluğu tıpkı yerde kalmasına, mayalanma ve çürüme olaylarına bağlı olarak daima bir toksin kaynağı oluşturmalarına yol açar.
Sonuç olarak karaciğer, böbrek, bağ doku ve akciğerlere binen yük artar. Karaciğerin nötralize edemediği toksinler deverana karışır. Bağışıklık sistemi yeteri kadar sindirilmemiş protein parçacıklarına karşı çok bir biçimde uyarılır. Bu durum otoimmün hastalıkların ve kronik hastalıklardaki mevcut toksik yüklenmelerin bağırsaklar yoluyla oluştuğunu gösteren bir durumdur. bu biçimde bütün kronik hastalıkların kalıcı tedavilerinde yapmamız gereken bağırsak florasının incelenmesi ve mevcut flora bozukluğunun düzeltilmesidir. halbuki bugün yüksek tansiyon, şeker, alerji, kolesterol yüksekliği, romatizmal hastalıkların hepsinde hastaları ilaca bağımlı bir hayata mahkum ederek disbiyozisten kurtarmak ve kalıcı sıhhate ulaştırmak imkansızdır.
Zira serotoninin (mutluluk hormonunun) %80-95’i bağırsaklardan sentezlenir. Disbiyozis varlığında şahısta serotonin eksikliği olacaktır. Bu durum yalnızca kronik kabızlık şikayeti olan bir şahısta bile depresif ruh halinin fazlaca gerçekçi bir açıklamasıdır. Kabızlığın sona ermesi ile kişinin gözlerindeki memnunluk sözü yalnızca bağırsakların boşalmasına ilişkin bir bulgu değil, beraberinde kişinin artan serotonin düzeyi ile de ilgilidir.
Bu bahiste ve emsal konularda daha fazla bilgi edinmek için “Güzel, Keyifli ve Sağlıklı, niye Yanlış Yaşıyoruz, hayatı Keşfet ve Duygusal Beyin Bağırsak’’ kitabımdan faydalanabilirsiniz.
Dr. Hüseyin Nazlıkul
ALINTIDIR
Sağlıklı olmak, nizamlı ve istikrarlı beslenme ile sağlanır. Bedenimizde çeşitli hastalıklara yol açan kimi bakteriler vardır. Bunun yanında bedeni bu ziyanlı bakterilere karşı koruyan, enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olan ve bağışıklığımızı güçlendiren “dost bakteriler” de bulunur; bunlara “probiyotik” ismi verilir. Probiyotik bakteriler bağırsaklarda mikroorganizma istikrarını sisteme sokan küçük ve canlı oluşumlardır. Bir diğer deyişle probiyotikler doğal korunmaya yardımcı olur ve sindirimin olağan işleyişine yardım eder. Ayrıyeten probiyotikler, biroldukça vitaminin sentezinde de tesirli olmaktadır. Anne sütü ile beslenen bebeklerin bağırsaklarında bu bakterilerden çokça bulunur. Geçirdiğimiz birtakım hastalıklar bu faydalı bakterileri azaltabilir.
Bağırsak florası doğum sırasında yutulan annenin vajinal florası ile oluşur. Doğumdan daha sonraki 48 saatte kolonda Enterobakterler, Stafilokoklar ve Streptokoklar; birinci haftadan daha sonra ise Bifidobakterler gaita florasına hakim olmaktadır. Haftalar ve aylar içerisinde bağırsak florası olgunlaşır ve 3 yaşında olgun flora düzeyine gelir. Bağırsak floramız bizimle birlikte yaşar.
Bağırsak flora istikrarının ve florayı oluşturan bakterilerin sayısının bozulduğu duruma “disbiyozis”denilir. Üstte anlatılan tüm özellikler ve görevler flora lakin sağlıklıyken devam edebilir.
Aşağıdaki listedeki bir yahut daha epeyce sayıda faktörün bir ortaya gelmesi ile kısa müddette ya da uzun vakit içerisinde disbiyozis (bağırsak flora bozukluğu) meydana gelir.
- İstikrarsız beslenme
- Karbonhidrattan güçlü besinler
- Rafine besinler
- Hazır yiyecekler
- Katkılı besinler
- Gece geç saat yemekleri
- Susuz beslenme
- Asidik beslenme
- Ağır metaller
- Hormonlar
- İlaçlar
- Antibiyotikler
- Ağrı kesiciler
- Romatizma ilaçları
- Kortizon
- Anti depresanlar
- Çeşitli toksinlerin alınması
- Denetimsiz ve epeyce ilaç kullanması
- Sezeryan başta olmak üzere bilhassa geçirilen karın ameliyatları ve yoğun antibiyotik verilen ameliyatlar
- Aşılar
- Gerilim ve duygusal yüklenme
- birtakım kimi iklim değişikliği ile bağırsak flora istikrarı bozulabilir.
Gerek gelişen değişen teknolojinin yardımı ile gerekse gelişen ve her geçen gün sayısı artan tamamlayıcı tıp doktorlarının katkısı ile, kuantum tıbbının kullanımı ile vücuda bir bütün olarak bakmak mümkün olmuştur. Bu ayrıcalık; alerji, astım, egzama, cilt hastalıkları, nörodermatit, depresyon, kronik yorgunluk, ağrı sendromları, latentasidoz, besin hassaslığı, reflü, gaz, kabızlık, tüm bağırsak hastalıkları ve tedavilere dirençli tabloların altında disbiyozis varlığını göstermiş ve hastalıkların bu yolla tedavisini mümkün kılmıştır.
Floranın bağırsak mukozası üzerinde oluşturduğu hami tabakanın ortadan kalkması bağırsak geçirgenliğini artırır. Kâfi sindirilememiş yiyecek unsurları ve nötralize edilmemiş toksinler kan sirkülasyonuna geçer. Disbiyozise bağlı olarak bağırsakta sindirilemeyen ve atılamayan hususların birikmesi (kronik kabızlıkta olduğu gibi) boşaltım güzelleşmediği takdirde bu hususların ömür uzunluğu tıpkı yerde kalmasına, mayalanma ve çürüme olaylarına bağlı olarak daima bir toksin kaynağı oluşturmalarına yol açar.
Sonuç olarak karaciğer, böbrek, bağ doku ve akciğerlere binen yük artar. Karaciğerin nötralize edemediği toksinler deverana karışır. Bağışıklık sistemi yeteri kadar sindirilmemiş protein parçacıklarına karşı çok bir biçimde uyarılır. Bu durum otoimmün hastalıkların ve kronik hastalıklardaki mevcut toksik yüklenmelerin bağırsaklar yoluyla oluştuğunu gösteren bir durumdur. bu biçimde bütün kronik hastalıkların kalıcı tedavilerinde yapmamız gereken bağırsak florasının incelenmesi ve mevcut flora bozukluğunun düzeltilmesidir. halbuki bugün yüksek tansiyon, şeker, alerji, kolesterol yüksekliği, romatizmal hastalıkların hepsinde hastaları ilaca bağımlı bir hayata mahkum ederek disbiyozisten kurtarmak ve kalıcı sıhhate ulaştırmak imkansızdır.
Zira serotoninin (mutluluk hormonunun) %80-95’i bağırsaklardan sentezlenir. Disbiyozis varlığında şahısta serotonin eksikliği olacaktır. Bu durum yalnızca kronik kabızlık şikayeti olan bir şahısta bile depresif ruh halinin fazlaca gerçekçi bir açıklamasıdır. Kabızlığın sona ermesi ile kişinin gözlerindeki memnunluk sözü yalnızca bağırsakların boşalmasına ilişkin bir bulgu değil, beraberinde kişinin artan serotonin düzeyi ile de ilgilidir.
Bu bahiste ve emsal konularda daha fazla bilgi edinmek için “Güzel, Keyifli ve Sağlıklı, niye Yanlış Yaşıyoruz, hayatı Keşfet ve Duygusal Beyin Bağırsak’’ kitabımdan faydalanabilirsiniz.
Dr. Hüseyin Nazlıkul
ALINTIDIR