İnsan bedenindeki her organ yaşlılıktan nasibini alır. Görmeniz azalır, duymanız azalır, karaciğer az çalışır, böbrek az çalışır. Bu tesirden yüzünüz de nasibini almaktadır.
Bu açıdan düşündüğümüzde yüz yaşlanmasını 3 ana başlıkta toparlayabiliriz: Birincisi hacim kaybı, ikincisi deri sıhhatinin kaybı, üçüncüsü ise derinin taşıyıcı kolonlarının gevşemesi. Hacim kaybını ise 2 ana başlık altında düşünebiliriz: Yağ dokusu kaybı ve kemik dokusu kaybı.
Bu hacim kaybına bağlı olarak şakaklarda ve alında çökme, elmacık sınırlarında çökme, gözaltı çukurlarının oluşması, ıstırap çizgileri denilen nazolabial olukların oluşması, Çin bıyığı denilen ”Marionette” çizgilerinin oluşması ve son olarak çene kenarlarında ”Bulldog” görünümünün oluşması görülür. Hatta burun genişler ve ucu düşmeye başlar, dudaklar incelir ve göz küreleri içine çökmeye başlar.
Deride ise güneş hasarına bağlı lekelenmelerle birlikte azalan kolajen ve artan elastine bağlı olarak sabitlenmiş kırışıklıklar ortaya çıkar. Taşıyıcı kolonların gevşemesi ile de yüz güya bölmelere ayrılmış üzere görünür ve genel hacim kaybının sonuçlarını daha da kötüleştirir.
Estetik uygulamaların yaşlanma süreci üzerine tesirleri
Estetik uygulamaları eksik ve eksileni yerine koymak ve fazlalıkları yok etmek halinde özetlenebilir. Eksiklikleri yerine koymaktan kasıt genetik olarak eksik olanları çene, dudak, jawline ya da nerede eksik var ise yerine koymaktır. Fazlalıkları yok etmek ise birtakım durumlarda fazladan çalışan kası yahut kas kümelerini, kimi vakit de gereğinden çok uzamış sarkmış dokuları yok etmek ya da aktivitesini kısıtlamak olarak özetlenebilir.
Bu süreçleri iki başlık altında detaylandırabiliriz: Birincisi yaşla birlikte kaybedilen hacmi, dolgu uygulamaları ile yerine koymak; ikincisi ise yaşla birlikte kaybedilen kollajeni mezoterapi uygulamaları ile yerine koymak.
Ameliyatlı estetik mi, ameliyatsız estetik mi?
Tıpta cerrahi müdahale mümkün olduğu kadar ötelenmeye çalışılır. Yaşlanma bir müddetçtir ve tek bir prosedürle bütün sorunlardan kurtulmanız mümkün değildir. O yüzden mümkün olduğunca ameliyatsız metotlar tercih edilmelidir. Lakin ameliyat kaçınılmazsa ameliyatlı tedavi biçimleri tercih edilebilir.
Örneğin, ufak bir burun ucu düşüklüğünüz var ise bunu 1 dakikada dolgu ile düzeltmek varken ameliyat olmak mantıksızdır. Lakin epeyce büyük, epeyce eğri yahut nefes sorunu olan bir burnunuz var ise da ameliyat tercih edebilirsiniz.
Dünya geneline bakıldığında 2000-2015 yılları içinde ameliyatsız estetik uygulamaları %1500 civarı artış gösterirken, ameliyatlı estetiklerde %50 civarında azalma vardır.
Uygulamalarda komplikasyon oranları yüksek midir ve uygulamalar ne kadar inançlıdır?
Yeterli yetişmiş ellerde ve düzgün eserlerle komplikasyon oranı epeyce fazlaca azdır yahut komplikasyon olsa bile kalıcı hasar olma ihtimali fazlaca fazlaca azdır. Lakin tecrübesiz eller yahut kalitesiz gereç ile maalesef önemli kahırlar görme riskiniz hayli fazladır.
Uygulama yaşı gereksinime göre belirlenmeli
Estetik uygulamalara başlamak için muhakkak bir yaş vermek mümkün değildir. Bu durum büsbütün gereksinime bakılırsa değişkenlik gösterir. Örneğin, botulinum toksin (botox) uygulaması epeyce güçlü ve iz bırakma potansiyeli olan bir alın kası var ise 18 yaşında da yapılabilir yahut 50 yaşına kadar gereksinim da olmayabilir. Lakin genel olarak botox uygulamasına 25-30 yaş içinde başlanması gerekir.
Vaktinden geç başlanan estetik uygulamalarda muvaffakiyet elde etmek mümkün mü?
Geç kalınan müdahalelerde maliyetler yükselirken muvaffakiyet oranları düşer ve ek uygulamalar yapmak zorunda kalınır. Süreç uzar fakat yeteri kadar sabırlı olursanız aşikâr bir muvaffakiyet kesinlikle görürsünüz.
Bu açıdan düşündüğümüzde yüz yaşlanmasını 3 ana başlıkta toparlayabiliriz: Birincisi hacim kaybı, ikincisi deri sıhhatinin kaybı, üçüncüsü ise derinin taşıyıcı kolonlarının gevşemesi. Hacim kaybını ise 2 ana başlık altında düşünebiliriz: Yağ dokusu kaybı ve kemik dokusu kaybı.
Bu hacim kaybına bağlı olarak şakaklarda ve alında çökme, elmacık sınırlarında çökme, gözaltı çukurlarının oluşması, ıstırap çizgileri denilen nazolabial olukların oluşması, Çin bıyığı denilen ”Marionette” çizgilerinin oluşması ve son olarak çene kenarlarında ”Bulldog” görünümünün oluşması görülür. Hatta burun genişler ve ucu düşmeye başlar, dudaklar incelir ve göz küreleri içine çökmeye başlar.
Deride ise güneş hasarına bağlı lekelenmelerle birlikte azalan kolajen ve artan elastine bağlı olarak sabitlenmiş kırışıklıklar ortaya çıkar. Taşıyıcı kolonların gevşemesi ile de yüz güya bölmelere ayrılmış üzere görünür ve genel hacim kaybının sonuçlarını daha da kötüleştirir.
Estetik uygulamaların yaşlanma süreci üzerine tesirleri
Estetik uygulamaları eksik ve eksileni yerine koymak ve fazlalıkları yok etmek halinde özetlenebilir. Eksiklikleri yerine koymaktan kasıt genetik olarak eksik olanları çene, dudak, jawline ya da nerede eksik var ise yerine koymaktır. Fazlalıkları yok etmek ise birtakım durumlarda fazladan çalışan kası yahut kas kümelerini, kimi vakit de gereğinden çok uzamış sarkmış dokuları yok etmek ya da aktivitesini kısıtlamak olarak özetlenebilir.
Bu süreçleri iki başlık altında detaylandırabiliriz: Birincisi yaşla birlikte kaybedilen hacmi, dolgu uygulamaları ile yerine koymak; ikincisi ise yaşla birlikte kaybedilen kollajeni mezoterapi uygulamaları ile yerine koymak.
Ameliyatlı estetik mi, ameliyatsız estetik mi?
Tıpta cerrahi müdahale mümkün olduğu kadar ötelenmeye çalışılır. Yaşlanma bir müddetçtir ve tek bir prosedürle bütün sorunlardan kurtulmanız mümkün değildir. O yüzden mümkün olduğunca ameliyatsız metotlar tercih edilmelidir. Lakin ameliyat kaçınılmazsa ameliyatlı tedavi biçimleri tercih edilebilir.
Örneğin, ufak bir burun ucu düşüklüğünüz var ise bunu 1 dakikada dolgu ile düzeltmek varken ameliyat olmak mantıksızdır. Lakin epeyce büyük, epeyce eğri yahut nefes sorunu olan bir burnunuz var ise da ameliyat tercih edebilirsiniz.
Dünya geneline bakıldığında 2000-2015 yılları içinde ameliyatsız estetik uygulamaları %1500 civarı artış gösterirken, ameliyatlı estetiklerde %50 civarında azalma vardır.
Uygulamalarda komplikasyon oranları yüksek midir ve uygulamalar ne kadar inançlıdır?
Yeterli yetişmiş ellerde ve düzgün eserlerle komplikasyon oranı epeyce fazlaca azdır yahut komplikasyon olsa bile kalıcı hasar olma ihtimali fazlaca fazlaca azdır. Lakin tecrübesiz eller yahut kalitesiz gereç ile maalesef önemli kahırlar görme riskiniz hayli fazladır.
Uygulama yaşı gereksinime göre belirlenmeli
Estetik uygulamalara başlamak için muhakkak bir yaş vermek mümkün değildir. Bu durum büsbütün gereksinime bakılırsa değişkenlik gösterir. Örneğin, botulinum toksin (botox) uygulaması epeyce güçlü ve iz bırakma potansiyeli olan bir alın kası var ise 18 yaşında da yapılabilir yahut 50 yaşına kadar gereksinim da olmayabilir. Lakin genel olarak botox uygulamasına 25-30 yaş içinde başlanması gerekir.
Vaktinden geç başlanan estetik uygulamalarda muvaffakiyet elde etmek mümkün mü?
Geç kalınan müdahalelerde maliyetler yükselirken muvaffakiyet oranları düşer ve ek uygulamalar yapmak zorunda kalınır. Süreç uzar fakat yeteri kadar sabırlı olursanız aşikâr bir muvaffakiyet kesinlikle görürsünüz.