Geç Hititler Kimlerdir ?

Almula

Global Mod
Global Mod
Geç Hititler Kimlerdir?

Geç Hititler, M.Ö. 1200-700 yılları arasında Anadolu'nun güneydoğusunda ve çevresindeki bölgelerde hüküm süren bir uygarlık grubudur. Bu dönemde, Hitit İmparatorluğu'nun çöküşü ile birlikte, yerel devletlerin ortaya çıkması söz konusudur. Geç Hititler, hem kültürel hem de siyasi açıdan zengin bir dönem sunarak, tarihsel açıdan önemli bir rol oynamışlardır.

Tarihsel Arka Plan

Geç Hititler, Hitit İmparatorluğu'nun yıkılmasının ardından, Anadolu ve çevresindeki çeşitli yerleşim yerlerinde ortaya çıkan bağımsız krallıklardır. Hititlerin M.Ö. 1200 civarında yaşadığı çöküş, bölgedeki birçok halkı etkiledi. Hititlerin iktidarından sonra, bu alanlarda Arami, Hurri ve diğer yerli unsurlar bir araya gelerek yeni siyasi oluşumlar kurdular. Bu durum, bölgedeki etnik ve kültürel çeşitliliği artırdı.

Coğrafi Dağılım

Geç Hititler, genellikle günümüz Türkiye'sinin güneydoğusundaki bölgelerde yoğunlaşmışlardır. Bu bölgeler arasında Gaziantep, Maraş, Adıyaman ve çevresi öne çıkmaktadır. Bu yerleşim alanlarında, Geç Hitit sanatının ve mimarisinin izlerine rastlamak mümkündür. Özellikle Urfa ve çevresindeki yerleşimler, Geç Hititler'in kültürel mirasının önemli örneklerini sunar.

Siyasi Yapı ve Krallıklar

Geç Hititler, çeşitli bağımsız krallıklardan oluşmaktadır. Bu krallıklar arasında en dikkate değerleri şunlardır:

- Karkamış: M.Ö. 12. yüzyılda varlığını sürdüren bu krallık, dönemin en önemli ticaret yollarının kesişim noktasında yer alıyordu. Karkamış, özellikle zenginliği ve askeri gücü ile tanınmaktaydı.

- Zincirli: Bu bölge, mimari ve sanatsal açıdan önemli eserler sunmaktadır. Geç Hitit sanatı, Zincirli'deki tapınak yapıları ve heykeller ile dikkat çekmektedir.

- Til Barsip: Günümüz Türkiye'sinin batısında bulunan bu krallık, bölgedeki diğer Geç Hitit krallıklarıyla ticaret ilişkileri kurmuştur.

Kültürel ve Sanatsal Etkiler

Geç Hititler, sanat ve mimaride kendine özgü bir stil geliştirmiştir. Bu dönemde, taş oymacılığı ve kabartma sanatında önemli ilerlemeler kaydedilmiştir. Geç Hitit sanatında, Hitit döneminin etkileri belirgin olmasına rağmen, yerel unsurlar da belirgin şekilde kendini göstermektedir. Kabartmalar ve heykeller bu dönemin en belirgin sanat eserlerindendir. Örneğin, Zincirli’de bulunan taş kabartmalar, av sahneleri ve mitolojik figürlerle zenginleştirilmiştir.

Dil ve Edebiyat

Geç Hititler’in kullandığı dil, Hitit dilinin devamı olarak kabul edilmektedir. Bu dönemde yazılı eserlerin sayısı sınırlıdır, ancak bazı çivi yazılı belgeler, bu topluluğun kültürel ve sosyal yapısını anlamamıza yardımcı olur. Edebiyat açısından ise, Geç Hititler’in hikaye anlatımında ve mitolojilerde Hitit etkisi görülmektedir. Dönemin yazılı kaynakları, daha sonraki dönemlerdeki edebi eserlerin temelini oluşturmuştur.

Din ve İnanışlar

Geç Hititler, çok tanrılı bir inanç sistemine sahipti. Hititlerden devraldıkları tanrılar, yerel halkların inançları ile birleşerek yeni bir dini yapının ortaya çıkmasına neden oldu. Özellikle tarım ve bereket tanrılarına büyük bir önem verilmekteydi. Bu dönemde, tapınaklar ve ritüel alanları inşa edilmiş, dini törenler düzenlenmiştir. Tanrıların kültürel ve toplumsal hayattaki rolü büyüktü.

Ekonomi ve Ticaret

Geç Hititler, tarım ve hayvancılıkla uğraşmakta, yerel kaynaklarını etkin bir şekilde kullanarak ekonomilerini geliştirmekteydiler. Ticaret, bu dönemde büyük bir önem taşımaktaydı; zengin mineral kaynaklarına sahip olan bölgeler, diğer uygarlıklarla ticaret ilişkileri kurarak ekonomik kazanç sağlamışlardır. Özellikle, Karkamış ve Til Barsip, ticaret yollarının üzerinde bulundukları için önemli ticaret merkezleri haline gelmişlerdir.

Sonuç ve Önemi

Geç Hititler, tarihin önemli bir dönüm noktasında ortaya çıkan ve bölgenin kültürel zenginliğini artıran bir topluluktur. Hem sanatsal hem de siyasi açıdan etkileri, sonraki uygarlıkların gelişimini etkilemiştir. Geç Hititler’in kalıntıları ve eserleri, Anadolu tarihinin daha iyi anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Bu nedenle, Geç Hititler’in incelenmesi, sadece arkeolojik buluntularla değil, aynı zamanda bu uygarlığın bıraktığı kültürel mirasla da derinlemesine bir anlayış geliştirmek için önemlidir.
 
Üst