Güle güle kaptan Arda Turan…
Osmanlı-Rusya 93 Harbi ( 1877 1878)…
Savaş salt Kafkas cephesinde değil, Tuna/Balkan topraklarında da yaşandı. Plevne‘de Osman Paşa’nın tarihi savunmasına karşın Osmanlı Ordusu ağır kayıplar verilerek çekildi.
Kimi tarihçiye göre 300 bin, kimine göre 1,5 milyon mülteci yurdunu bırakarak Osmanlı’ya sığındı.
Bulgar zulmünden kaçan 15 hanelik küçük bir küme, Edirne Havsa‘da bulunan Hayriye Hanım’a ilişkin çiftliğe yerleştirildi. Kira karşılığı toprağı grup biçmeye başladılar.
Köye dönüşen buraya Osmanlı, 1909 kayıtlarında “Ozanlar” manasına gelen “Bakşılar” adını verdi. Köy daha sonradan, “Bakışlar” ismini aldı…
Destan söyleme geleneğini sürdüren aşıklar köyü, 1912 Balkan Savaşı’nda da dokuz ay işgale uğradı.
Aradan yıllar geçti, köy büyüdü; kimi ailelerin çocukları İstanbul’a çalışmaya gitti. Muhacirler semti Bayrampaşa‘ya yerleştiler. Arda Turan‘ın baba ailesinin öyküsü bu biçimde…
Anne ailesinin geçmişi de farklı değil; Arnavut göçmeni aile, Bursa’ya yerleşti, akabinde İstanbul Kocamustafapaşa’ya geldi.
İki muhacir çocuğu; -taksici İbrahim Seviş kızı- Yüksel ile, -ilaç fabrikasındaki emekçi Mehmet Necati oğlu- Türk Hava Yolları’nda çalışan Adnan Turan 1986 yılında tanışarak evlendi.
Arda Turan, 30 Ocak 1987’de doğdu.
Dünyaya “Altıntepsi” ile geldi…
KOCA KAFA
Mahallesi, -Rumeli göçmenlerin yaşadığı- Altıntepsi…
Futbola birinci adımı bu mahalle kadrosunda attı. Başı büyük, bacakları kalın bu çocukta pek futbolcu fiziği yoktu. Ama… Top tekniği yüksekti, bedeninin bir kesimi üzere topla dans ediyordu güya. Süratliydi. Çevikti.
Davutpaşalı eski futbolcu Deve İlker (Akbaş), “koca kafa” lakaplı bu çocuğun Galatasaray’a gitmesi için birinci uğraşan oldu.
Kardeşleri amatör futbolcu olan annesi Yüksel Turan, futbola yabancı değildi. 12 yaşındaki oğlunu elinden tutup seçmelere götüren oydu.
İlk intiba; fiziğinden ötürü seçmelere alınmak istemedi. Annesi inat etti. Ve Arda, futboluyla seçicileri hayran bıraktı. Yıl, 1999 idi.
12 futbol topu karşılığında Altıntepsi’den Galatasaray’a transfer oldu. Keza: Avrupa’ya transferinde de Altıntepsi, ilk lisansı çıkaran kulüp olarak 32 bin Euro kazandı…
Arda Turan’ın futbol mesleği başarılarla dolu:
-Galatasaray’da şampiyonluklar yaşadı.
-Rekor transfer fiyatıyla gittiği İspanya Atletico Madrid‘de oynadığı dört dönemde ulusal ve UEFA Kupası üzere memleketler arası şampiyonluklar kazandı. Şampiyonlar Ligi finali oynadı.
-Barcelona‘nın en kıymetli dördüncü futbolcusu oldu. Messi, Neymar gibi dünya yıldızlarıyla iki dönem top koşturdu; şampiyonluklar yaşadı.
daha sonra ülkesine döndü. Başakşehir ve akabinde 22 yaşında kaptanlık pazubandı taktığı Galatasaray…
2002 yılından itibaren ulusal; A ulusal grubun “100’ler Kulübü” üyesi; toplamda 172 kere ay yıldızlı formayı giydi.
Peki: İspanya La Liga dahil en sıkıntı liglerde nasıl muvaffakiyet oldu?
GÜLE GÜLE
Arda Turan…
Özgüveni daima üstte.
Sorumluluk almaktan kaçınmayan lider karakterli. Cesaretli.
Kaptan lakin her daim çalışkan öğrenci.
Hırslı. Kazanma istekli. Grubuna adanmış, enerjisi- motivasyonu yüksek. Dans eder üzere yürüyen, koşan sahadaki savaşçı. Kafası daima önde.
Dar alanda kısa paslaşmaların virtüözü.
Sakatlayarak durdurulan futbolcu.
Her oyun anlayışına uygun. Mevkisi yok. Çoğunlukla sol kanat.
bakılırsav adamı. Alandaki sınırlar içinde köprü.
Bireyci değil; muvaffakiyetin kolektif olduğuna inanan.
Şakacı. Taklitçi. İçindeki çocuğu öldürmeyen eğlenceli adam. Daima gülen, kimi bazı acı acı…
Avrupa’da “El Turco” diye tanınsa da, o daima “kaptan” lakabından hoşlandı.
Hataları olmadı mı? Oldu. Yeri geldi baş attı, yeri geldi kramponlarını fırlattı.
Pişmanlıklar yaşamadı mı? Yaşadı. Bine yakın profesyonel maça çıkan futbolcu nasıl kusur yapmaz? Kolay mı; bu derece gerilimi yüksek maçlarda oynamak?
Ya özel ömrü? Futbolundan epeyce özel yaşamıyla konuşuldu ülkesinde.
İspanya’nın özgürlük ortamında etkilendi; “Bu meskende sosyalizm var; emek, ekmek paylaşımı, eşit kelam hakkı var. Dünyada niye fakirlik bitmiyor? Yoksullar doymadığı için değil, zenginleri doyuramadığımız için!”
Sözleri şaşırtan mı? Kepirtepe Köy Enstitüsü birinci mezunlarından öğretmen şair Hayati Turan büyük amcasıydı…
Güle güle kaptan Arda Turan…
Umarım… Bilgi birikimi ve tecrübeni Türk futboluna vermeye devam edersin…
Soner Yalçın
ALINTIDIR
Osmanlı-Rusya 93 Harbi ( 1877 1878)…
Savaş salt Kafkas cephesinde değil, Tuna/Balkan topraklarında da yaşandı. Plevne‘de Osman Paşa’nın tarihi savunmasına karşın Osmanlı Ordusu ağır kayıplar verilerek çekildi.
Kimi tarihçiye göre 300 bin, kimine göre 1,5 milyon mülteci yurdunu bırakarak Osmanlı’ya sığındı.
Bulgar zulmünden kaçan 15 hanelik küçük bir küme, Edirne Havsa‘da bulunan Hayriye Hanım’a ilişkin çiftliğe yerleştirildi. Kira karşılığı toprağı grup biçmeye başladılar.
Köye dönüşen buraya Osmanlı, 1909 kayıtlarında “Ozanlar” manasına gelen “Bakşılar” adını verdi. Köy daha sonradan, “Bakışlar” ismini aldı…
Destan söyleme geleneğini sürdüren aşıklar köyü, 1912 Balkan Savaşı’nda da dokuz ay işgale uğradı.
Aradan yıllar geçti, köy büyüdü; kimi ailelerin çocukları İstanbul’a çalışmaya gitti. Muhacirler semti Bayrampaşa‘ya yerleştiler. Arda Turan‘ın baba ailesinin öyküsü bu biçimde…
Anne ailesinin geçmişi de farklı değil; Arnavut göçmeni aile, Bursa’ya yerleşti, akabinde İstanbul Kocamustafapaşa’ya geldi.
İki muhacir çocuğu; -taksici İbrahim Seviş kızı- Yüksel ile, -ilaç fabrikasındaki emekçi Mehmet Necati oğlu- Türk Hava Yolları’nda çalışan Adnan Turan 1986 yılında tanışarak evlendi.
Arda Turan, 30 Ocak 1987’de doğdu.
Dünyaya “Altıntepsi” ile geldi…
KOCA KAFA
Mahallesi, -Rumeli göçmenlerin yaşadığı- Altıntepsi…
Futbola birinci adımı bu mahalle kadrosunda attı. Başı büyük, bacakları kalın bu çocukta pek futbolcu fiziği yoktu. Ama… Top tekniği yüksekti, bedeninin bir kesimi üzere topla dans ediyordu güya. Süratliydi. Çevikti.
Davutpaşalı eski futbolcu Deve İlker (Akbaş), “koca kafa” lakaplı bu çocuğun Galatasaray’a gitmesi için birinci uğraşan oldu.
Kardeşleri amatör futbolcu olan annesi Yüksel Turan, futbola yabancı değildi. 12 yaşındaki oğlunu elinden tutup seçmelere götüren oydu.
İlk intiba; fiziğinden ötürü seçmelere alınmak istemedi. Annesi inat etti. Ve Arda, futboluyla seçicileri hayran bıraktı. Yıl, 1999 idi.
12 futbol topu karşılığında Altıntepsi’den Galatasaray’a transfer oldu. Keza: Avrupa’ya transferinde de Altıntepsi, ilk lisansı çıkaran kulüp olarak 32 bin Euro kazandı…
Arda Turan’ın futbol mesleği başarılarla dolu:
-Galatasaray’da şampiyonluklar yaşadı.
-Rekor transfer fiyatıyla gittiği İspanya Atletico Madrid‘de oynadığı dört dönemde ulusal ve UEFA Kupası üzere memleketler arası şampiyonluklar kazandı. Şampiyonlar Ligi finali oynadı.
-Barcelona‘nın en kıymetli dördüncü futbolcusu oldu. Messi, Neymar gibi dünya yıldızlarıyla iki dönem top koşturdu; şampiyonluklar yaşadı.
daha sonra ülkesine döndü. Başakşehir ve akabinde 22 yaşında kaptanlık pazubandı taktığı Galatasaray…
2002 yılından itibaren ulusal; A ulusal grubun “100’ler Kulübü” üyesi; toplamda 172 kere ay yıldızlı formayı giydi.
Peki: İspanya La Liga dahil en sıkıntı liglerde nasıl muvaffakiyet oldu?
GÜLE GÜLE
Arda Turan…
Özgüveni daima üstte.
Sorumluluk almaktan kaçınmayan lider karakterli. Cesaretli.
Kaptan lakin her daim çalışkan öğrenci.
Hırslı. Kazanma istekli. Grubuna adanmış, enerjisi- motivasyonu yüksek. Dans eder üzere yürüyen, koşan sahadaki savaşçı. Kafası daima önde.
Dar alanda kısa paslaşmaların virtüözü.
Sakatlayarak durdurulan futbolcu.
Her oyun anlayışına uygun. Mevkisi yok. Çoğunlukla sol kanat.
bakılırsav adamı. Alandaki sınırlar içinde köprü.
Bireyci değil; muvaffakiyetin kolektif olduğuna inanan.
Şakacı. Taklitçi. İçindeki çocuğu öldürmeyen eğlenceli adam. Daima gülen, kimi bazı acı acı…
Avrupa’da “El Turco” diye tanınsa da, o daima “kaptan” lakabından hoşlandı.
Hataları olmadı mı? Oldu. Yeri geldi baş attı, yeri geldi kramponlarını fırlattı.
Pişmanlıklar yaşamadı mı? Yaşadı. Bine yakın profesyonel maça çıkan futbolcu nasıl kusur yapmaz? Kolay mı; bu derece gerilimi yüksek maçlarda oynamak?
Ya özel ömrü? Futbolundan epeyce özel yaşamıyla konuşuldu ülkesinde.
İspanya’nın özgürlük ortamında etkilendi; “Bu meskende sosyalizm var; emek, ekmek paylaşımı, eşit kelam hakkı var. Dünyada niye fakirlik bitmiyor? Yoksullar doymadığı için değil, zenginleri doyuramadığımız için!”
Sözleri şaşırtan mı? Kepirtepe Köy Enstitüsü birinci mezunlarından öğretmen şair Hayati Turan büyük amcasıydı…
Güle güle kaptan Arda Turan…
Umarım… Bilgi birikimi ve tecrübeni Türk futboluna vermeye devam edersin…
Soner Yalçın
ALINTIDIR