Kanser ilerleyici, yenidenlamalarla seyreden, yayılma eğiliminde olan ve birçok vakit mevtle sonuçlanan müzmin bir hastalıktır.
Dünya sıhhat örgütü (WHO) datalarına bakılırsa günümüzde yılda yaklaşık 9 milyon insan kanser niçiniyle hayatını kaybetmektedir. Bu ölümlerin oranı sosyoekonomik seviyesi düşük bölgelerde teşhisteki gecikme ve tedavideki yetersizlik niçiniyle daha yüksektir. İddialara göre 2030 yılında 11.5 milyon insanın kanser niçiniyle hayatlarını kaybetmesi öngörülmektedir.
Kanserin tedavisi kuşkusuz hastalığın insan bedeninde etkilediği tüm noktaların ve işlevlerin bilinmesi doğrultusunda yapılan fazlaca taraflı bir tedavi olmalıdır. Çağdaş tıpta bu tedavi büsbütün bir kadro işidir.
Sindirim sistemi organlarından yemek borusu, mide, oniki parmak barsağı, ince ve kalın barsaklar, düz bağırsak (rektum) ve makat bölgesinin kanserleri genel ismi ile sindirim kanalı kanserleri diye anılmaktadırlar.
Buna ilaveten karaciğer, safra kesesi ve safra yolları ile pankreas bezinin kanserleri, dalak kitleleri, karın duvarı, zarları ve yağlı dokuların kanserleri de tedavi edilen cerrahi hastalıklardır.
Genel cerrahlar ayrıyeten göğüs, tiroit ve paratiroit bezlerinin yanı sıra böbrek üstü bezlerinin kanserleri, ve birtakım yumuşak doku kanserlerini (Sarkomlar) de çeşitli cerrahi tekniklerle tedavi etmektedirler.
Bir kitle oluşturarak kendini gösteren tüm kanserlerin tedavisindeki en kıymetli basamak, hastalık yayılmadan evvel kitleyi ve etrafındaki hastalıksız bir doku sonu ile bir arada çıkartmaktır.
Kanserin tedavisinde cerrahi müdahalelerin maksadı her vakit hastalığı yok etmek olmayabilir. Başlangıçta tanıyı koymak için doku örneklemeleri ve safhayı tespit etmek, ayrıyeten ileri safhalarda ağrıyı kesmek, beslenmeyi sağlamak, enfeksiyonu ortadan kaldırmak, bozulmuş organ işlevlerini düzeltmek ve tıkanmaları ortadan kaldırarak hayat mühletini uzatmak yahut kalitesini arttırmak da cerrahın nazaranvidir. Bu emelle lazer, radyofrekans, laparoskopi (kapalı formüllerle cerrahi), Robotik cerrahi ve öteki birfazlaca çağdaş teknolojik aygıt ve prosedür günümüzde kullanılmaktadır.
Dünya sıhhat örgütü (WHO) datalarına bakılırsa günümüzde yılda yaklaşık 9 milyon insan kanser niçiniyle hayatını kaybetmektedir. Bu ölümlerin oranı sosyoekonomik seviyesi düşük bölgelerde teşhisteki gecikme ve tedavideki yetersizlik niçiniyle daha yüksektir. İddialara göre 2030 yılında 11.5 milyon insanın kanser niçiniyle hayatlarını kaybetmesi öngörülmektedir.
Kanserin tedavisi kuşkusuz hastalığın insan bedeninde etkilediği tüm noktaların ve işlevlerin bilinmesi doğrultusunda yapılan fazlaca taraflı bir tedavi olmalıdır. Çağdaş tıpta bu tedavi büsbütün bir kadro işidir.
Sindirim sistemi organlarından yemek borusu, mide, oniki parmak barsağı, ince ve kalın barsaklar, düz bağırsak (rektum) ve makat bölgesinin kanserleri genel ismi ile sindirim kanalı kanserleri diye anılmaktadırlar.
Buna ilaveten karaciğer, safra kesesi ve safra yolları ile pankreas bezinin kanserleri, dalak kitleleri, karın duvarı, zarları ve yağlı dokuların kanserleri de tedavi edilen cerrahi hastalıklardır.
Genel cerrahlar ayrıyeten göğüs, tiroit ve paratiroit bezlerinin yanı sıra böbrek üstü bezlerinin kanserleri, ve birtakım yumuşak doku kanserlerini (Sarkomlar) de çeşitli cerrahi tekniklerle tedavi etmektedirler.
Bir kitle oluşturarak kendini gösteren tüm kanserlerin tedavisindeki en kıymetli basamak, hastalık yayılmadan evvel kitleyi ve etrafındaki hastalıksız bir doku sonu ile bir arada çıkartmaktır.
Kanserin tedavisinde cerrahi müdahalelerin maksadı her vakit hastalığı yok etmek olmayabilir. Başlangıçta tanıyı koymak için doku örneklemeleri ve safhayı tespit etmek, ayrıyeten ileri safhalarda ağrıyı kesmek, beslenmeyi sağlamak, enfeksiyonu ortadan kaldırmak, bozulmuş organ işlevlerini düzeltmek ve tıkanmaları ortadan kaldırarak hayat mühletini uzatmak yahut kalitesini arttırmak da cerrahın nazaranvidir. Bu emelle lazer, radyofrekans, laparoskopi (kapalı formüllerle cerrahi), Robotik cerrahi ve öteki birfazlaca çağdaş teknolojik aygıt ve prosedür günümüzde kullanılmaktadır.