Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Erginel, KOAH hastalarının yeni tip koronavirüs (Kovid-19) riskine karşı akciğer sıhhatini müdafaalarının ehemmiyetinin arttığını bildirdi.
ESOGÜ Rektörlüğünden yapılan açıklamada, Türk Toraks Derneği Batı Anadolu Şubesi Başkanlığı nazaranvini de yürüten Erginel’in 17 Kasım Dünya KOAH Günü ötürüsıyla değerlendirmelerine yer verildi.
Erginel, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığına Karşı Global Teşebbüs (GOLD) tarafınca organize edilerek 2002 yılından itibaren her yıl kasım ayının üçüncü çarşamba günü 50’den çok ülkede gerçekleştirilen Dünya KOAH Günü etkinliklerinin, toplumda hastalıkla ilgili farkındalık oluşturmak, lokal ve global çapta bir tesir yaratmak için düzenlendiğini belirtti.
Emelin, tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de devam eden Kovid-19 salgınından bağımsız olarak, KOAH niçiniyle toplumda sakatlık ve ölümlerin devam ettiğini vurgulamak olduğunu aktaran Erginel, “KOAH hastaları salgın sürecinde en kırılgan hasta kümelerinden olduğu için akciğer sıhhatine odaklanmak değer taşımaktadır. Sağlıklı akciğerler ve sağlıklı nefes için dünyanın insan sıhhati açısından daha âlâ bir yer haline gelmesi gerekmektedir.” tabirini kullandı.
Prof. Dr. Erginel, 2021 yılı Dünya KOAH Günü’nün temasının, “Sağlıklı nefes, sağlıklı dünya” olarak belirlendiğini duyurdu.
KOAH ile Kovid-19 münasebetine değinen Erginel, şunları kaydetti:
“Tüm KOAH hastalarının Kovid-19 aşılarını yaptırmaları, zatürre ve karma aşıları için tabiplerinden bilgi almaları gerekmektedir. Salgın sürecinden dolayı KOAH varlığında ağır bakım gerektiren ağır Kovid-19 hastalığı riski 5 kat artmıştır. Türkiye’de birinci Kovid-19 olayı bildirildikten daha sonra salgın sürecinde kronik teneffüs hastaları da olumsuz etkilenmiştir. tıpkı vakitte geçtiğimiz yıl ortasında KOAH hastalarının izole olmaları, hava kirliliğinin azalması, salgına yönelik uygulanan tedbirler yardımıyla Kovid-19 hastaları içinde KOAH sıklığının öbür kronik hastalıklar kadar fazla olmadığı görülmüştür. KOAH hastalarında temel amaç, hastaların salgın öncesinde kullanılan KOAH ilaçlarına birebir biçimde devam etmesi sağlanarak stabil biçimde tutabilmektir. Meskende teneffüs aygıtı ve oksijen tedavilerine öncesinden olduğu üzere devam edilmelidir. KOAH hastası olan ve Kovid-19 enfeksiyonu gelişen hastalarda KOAH alevlenmesi öteki viral enfeksiyonlarla benzerlik göstermektedir. Bu niçinle yanlışsız teşhis gereklidir ve mümkün olduğunca ayırıcı teşhis kesinlikle yapılmalıdır. Yapılan çalışmalarda, salgın niçiniyle yüz yüze klinik ziyaretlerin azaldığı tespit edilmiş, birebir biçimde pulmoner rehabilitasyon programlarının kesintiye uğradığı gözlenmiştir.”
AA / Emrah Yaşar – Son Dakika Haberleri
ESOGÜ Rektörlüğünden yapılan açıklamada, Türk Toraks Derneği Batı Anadolu Şubesi Başkanlığı nazaranvini de yürüten Erginel’in 17 Kasım Dünya KOAH Günü ötürüsıyla değerlendirmelerine yer verildi.
Erginel, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığına Karşı Global Teşebbüs (GOLD) tarafınca organize edilerek 2002 yılından itibaren her yıl kasım ayının üçüncü çarşamba günü 50’den çok ülkede gerçekleştirilen Dünya KOAH Günü etkinliklerinin, toplumda hastalıkla ilgili farkındalık oluşturmak, lokal ve global çapta bir tesir yaratmak için düzenlendiğini belirtti.
Emelin, tüm dünyada olduğu üzere Türkiye’de de devam eden Kovid-19 salgınından bağımsız olarak, KOAH niçiniyle toplumda sakatlık ve ölümlerin devam ettiğini vurgulamak olduğunu aktaran Erginel, “KOAH hastaları salgın sürecinde en kırılgan hasta kümelerinden olduğu için akciğer sıhhatine odaklanmak değer taşımaktadır. Sağlıklı akciğerler ve sağlıklı nefes için dünyanın insan sıhhati açısından daha âlâ bir yer haline gelmesi gerekmektedir.” tabirini kullandı.
Prof. Dr. Erginel, 2021 yılı Dünya KOAH Günü’nün temasının, “Sağlıklı nefes, sağlıklı dünya” olarak belirlendiğini duyurdu.
KOAH ile Kovid-19 münasebetine değinen Erginel, şunları kaydetti:
“Tüm KOAH hastalarının Kovid-19 aşılarını yaptırmaları, zatürre ve karma aşıları için tabiplerinden bilgi almaları gerekmektedir. Salgın sürecinden dolayı KOAH varlığında ağır bakım gerektiren ağır Kovid-19 hastalığı riski 5 kat artmıştır. Türkiye’de birinci Kovid-19 olayı bildirildikten daha sonra salgın sürecinde kronik teneffüs hastaları da olumsuz etkilenmiştir. tıpkı vakitte geçtiğimiz yıl ortasında KOAH hastalarının izole olmaları, hava kirliliğinin azalması, salgına yönelik uygulanan tedbirler yardımıyla Kovid-19 hastaları içinde KOAH sıklığının öbür kronik hastalıklar kadar fazla olmadığı görülmüştür. KOAH hastalarında temel amaç, hastaların salgın öncesinde kullanılan KOAH ilaçlarına birebir biçimde devam etmesi sağlanarak stabil biçimde tutabilmektir. Meskende teneffüs aygıtı ve oksijen tedavilerine öncesinden olduğu üzere devam edilmelidir. KOAH hastası olan ve Kovid-19 enfeksiyonu gelişen hastalarda KOAH alevlenmesi öteki viral enfeksiyonlarla benzerlik göstermektedir. Bu niçinle yanlışsız teşhis gereklidir ve mümkün olduğunca ayırıcı teşhis kesinlikle yapılmalıdır. Yapılan çalışmalarda, salgın niçiniyle yüz yüze klinik ziyaretlerin azaldığı tespit edilmiş, birebir biçimde pulmoner rehabilitasyon programlarının kesintiye uğradığı gözlenmiştir.”
AA / Emrah Yaşar – Son Dakika Haberleri