BURSA (İHA) – Korona virüs panik atak görülme sıklığını artırdı
BURSA – Psikiyatri Uzmanı Dr. Yağmur Kır, panik atak tedavisinde kişinin ataklar sebebiyle ortaya çıkan kaçınma davranışlarının üstüne gitmesi gerektiğini söylemiş oldu.
Panik atağın apansız ortaya çıkan ve kişinin telaş ya da dehşet hissinin tesirinde kaldığı bir durum olduğunu söyleyen Acıbadem Bursa Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Yağmur Kır, bu hastalığın kalp çarpıntısı, nefes almakta zorluk, terleme, boğulma hissi, titreme ve baygınlık hissi üzere belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Dr. Yağmur Kır, “Panik bozuklukta ise kişi, yinelayan panik ataklar yaşar ve panik atak yaşayacağına dair tasalarının yanı sıra panik atak sırasında öleceğini, felç geçireceğini ya da öteki bir önemli rahatsızlık oluşacağına dair çok dehşet hisseder. Bunun yanı sıra atak gelecek tasası sebebiyle işe gitmekten, spor yapmaktan ve günlük aktivitelerden kaçınır. Kişinin günlük fonksiyonelliği bozulur ve hayat kalitesi etkilenir” dedi.
“Sebepsiz panik atak geçirebilirler”
Çabucak her insanın muhakkak sebeplerle telaş ve panik yaşamasının olağan olduğunu belirten Dr. Yağmur Kır, panik bozukluğun farklı belirtilerine dikkat çekerek, “Korku ve telaş olağan bir histir. Olması da gerekir. Çünkü bizi tehlikelere karşı önlem almaya iter. Fakat panik bozukluğu olan bireyler çok uyarılmışlık hali içerisindedirler ve besbelli bir sebep olmadan panik ataklar tetiklenebilir. Panik bozukluğun genetik bir yanı vardır. Fakat ortaya çıkışında yalnızca irsi faktörler var diyemeyiz. Tetikleyici faktörler ortaya çıkışında kıymetli rol oynarlar. Bu tetikleyici faktörler içinde kişinin kent değiştirmesi, iş değişikliği, yaşadığı travma, yakınını kaybetmesi ya da geçirdiği kıymetli bir hastalık yer alabilir” diye konuştu.
Panik bozukluğu olan şahısların çoğunlukla internetten hastalık ve belirtilerle ilgili araştırma yaptığını belirten Kır, “Bu hastalar, internette araştırma yaparak, birfazlaca belirti okuyor ve kendi emareleriyle mukayese edip, kendi kendilerine teşhis koyuyorlar. Önemli bir hastalıkları olduğuna daha epeyce inanmaya başlıyorlar. O yüzden internetten araştırmak gerçek bir şey değil. Bilgiyi direkt hekimlerinden almaları lazım” halinde konuştu.
“Pandemi, panik atak bozukluğunu artırdı”
Korona virüse yakalanma dehşetinin ağır yaşandığı pandemi sürecinde panik atak ve panik bozukluk oranının arttığını belirten Dr. Yağmur Kır, koronavirüs geçirmiş şahıslarda, bir daha virüse yakalanma, nefes darlığı yahut ağır bakım süreci kaygısının panik ataklara niçiniyet verdiğini söylemiş oldu. Kır, şu ayrıntıları verdi:
“Koronavirüs bulaşmamış şahıslarda ya hastalanırsam, hastalanmış bireylerde de ya bir daha yakalanırsam kaygısı, panik atak görülme sıklığını artırdı. Panik bozukluğu olan şahıslarda aşı korkusu da öteki değerli bir sorun. Bu noktada kaçınma davranışı yerine kişinin korktuğu şeylerin üzerine gitmesi ve aşısını olması gerekiyor.”
Panik atak yahut panik bozukluk durumunda kişinin, mevt, kalp krizi yahut felç dehşetiyle hastaneye gitme muhtaçlığı duyduğunu söz eden Kır, “Bu hastalara panik atağı tanıtmak ve anlatmak kıymetli. Panik atak birden başlıyor. bir süre ağır korku ve fizikî belirtiler devam ediyor, daha sonrasında azalarak bu tesirler sönümleniyor. Kişi atağı tanırsa her atakta acil servis müracaatlarının önüne geçilebilir. Atak sırasında kişinin sakin bir ortama geçip, nefes ve gevşeme idmanlarını yapması yarar sağlayabilir” dedi.
“Panik atak, yenidenlayabilir”
Panik atak yaşayanların sık sık hastanelere başvurduğunu belirten Kır, panik bozukluğun tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu vurgulayarak şunları söylemiş oldu:
“Panik bozukluk tedavi edilebilir. Lakin, tedavi daha sonrası atakların yinelaması da mümkündür. Hayat dümdüz bir çizgi değil, her şeyin olabileceği üzere panik ataklar da tedaviden daha sonra yenidenlayabilir. Lakin, bu panik bozukluk sürecine ilerlemeyebilir. Tedavi sürecinde bireye bu ataklarla baş edebilmesini öğreniyor. Kişi, bunu öğrendiğinde panik atağını tanıyabilir durumda oluyor. Panik atağı tanıdığında ise, bu benim panik atağımdan kaynaklanıyor deyip hastane müracaatlarının önüne geçilebiliyor.”
Panik atağı yahut bozukluğu olan bireylerin çay, kahve ve nikotin tüketiminin azaltılmasının kıymetli olduğunu belirten Kır, çok kafein tüketiminin panik atakların sıklığını artırabileceğini belirtti.
İhlas Haber Ajansı / Abdullah Çibir – Son Dakika Haberleri
BURSA – Psikiyatri Uzmanı Dr. Yağmur Kır, panik atak tedavisinde kişinin ataklar sebebiyle ortaya çıkan kaçınma davranışlarının üstüne gitmesi gerektiğini söylemiş oldu.
Panik atağın apansız ortaya çıkan ve kişinin telaş ya da dehşet hissinin tesirinde kaldığı bir durum olduğunu söyleyen Acıbadem Bursa Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Yağmur Kır, bu hastalığın kalp çarpıntısı, nefes almakta zorluk, terleme, boğulma hissi, titreme ve baygınlık hissi üzere belirtilerle kendini gösterdiğini belirtti. Dr. Yağmur Kır, “Panik bozuklukta ise kişi, yinelayan panik ataklar yaşar ve panik atak yaşayacağına dair tasalarının yanı sıra panik atak sırasında öleceğini, felç geçireceğini ya da öteki bir önemli rahatsızlık oluşacağına dair çok dehşet hisseder. Bunun yanı sıra atak gelecek tasası sebebiyle işe gitmekten, spor yapmaktan ve günlük aktivitelerden kaçınır. Kişinin günlük fonksiyonelliği bozulur ve hayat kalitesi etkilenir” dedi.
“Sebepsiz panik atak geçirebilirler”
Çabucak her insanın muhakkak sebeplerle telaş ve panik yaşamasının olağan olduğunu belirten Dr. Yağmur Kır, panik bozukluğun farklı belirtilerine dikkat çekerek, “Korku ve telaş olağan bir histir. Olması da gerekir. Çünkü bizi tehlikelere karşı önlem almaya iter. Fakat panik bozukluğu olan bireyler çok uyarılmışlık hali içerisindedirler ve besbelli bir sebep olmadan panik ataklar tetiklenebilir. Panik bozukluğun genetik bir yanı vardır. Fakat ortaya çıkışında yalnızca irsi faktörler var diyemeyiz. Tetikleyici faktörler ortaya çıkışında kıymetli rol oynarlar. Bu tetikleyici faktörler içinde kişinin kent değiştirmesi, iş değişikliği, yaşadığı travma, yakınını kaybetmesi ya da geçirdiği kıymetli bir hastalık yer alabilir” diye konuştu.
Panik bozukluğu olan şahısların çoğunlukla internetten hastalık ve belirtilerle ilgili araştırma yaptığını belirten Kır, “Bu hastalar, internette araştırma yaparak, birfazlaca belirti okuyor ve kendi emareleriyle mukayese edip, kendi kendilerine teşhis koyuyorlar. Önemli bir hastalıkları olduğuna daha epeyce inanmaya başlıyorlar. O yüzden internetten araştırmak gerçek bir şey değil. Bilgiyi direkt hekimlerinden almaları lazım” halinde konuştu.
“Pandemi, panik atak bozukluğunu artırdı”
Korona virüse yakalanma dehşetinin ağır yaşandığı pandemi sürecinde panik atak ve panik bozukluk oranının arttığını belirten Dr. Yağmur Kır, koronavirüs geçirmiş şahıslarda, bir daha virüse yakalanma, nefes darlığı yahut ağır bakım süreci kaygısının panik ataklara niçiniyet verdiğini söylemiş oldu. Kır, şu ayrıntıları verdi:
“Koronavirüs bulaşmamış şahıslarda ya hastalanırsam, hastalanmış bireylerde de ya bir daha yakalanırsam kaygısı, panik atak görülme sıklığını artırdı. Panik bozukluğu olan şahıslarda aşı korkusu da öteki değerli bir sorun. Bu noktada kaçınma davranışı yerine kişinin korktuğu şeylerin üzerine gitmesi ve aşısını olması gerekiyor.”
Panik atak yahut panik bozukluk durumunda kişinin, mevt, kalp krizi yahut felç dehşetiyle hastaneye gitme muhtaçlığı duyduğunu söz eden Kır, “Bu hastalara panik atağı tanıtmak ve anlatmak kıymetli. Panik atak birden başlıyor. bir süre ağır korku ve fizikî belirtiler devam ediyor, daha sonrasında azalarak bu tesirler sönümleniyor. Kişi atağı tanırsa her atakta acil servis müracaatlarının önüne geçilebilir. Atak sırasında kişinin sakin bir ortama geçip, nefes ve gevşeme idmanlarını yapması yarar sağlayabilir” dedi.
“Panik atak, yenidenlayabilir”
Panik atak yaşayanların sık sık hastanelere başvurduğunu belirten Kır, panik bozukluğun tedavi edilmesi gereken bir hastalık olduğunu vurgulayarak şunları söylemiş oldu:
“Panik bozukluk tedavi edilebilir. Lakin, tedavi daha sonrası atakların yinelaması da mümkündür. Hayat dümdüz bir çizgi değil, her şeyin olabileceği üzere panik ataklar da tedaviden daha sonra yenidenlayabilir. Lakin, bu panik bozukluk sürecine ilerlemeyebilir. Tedavi sürecinde bireye bu ataklarla baş edebilmesini öğreniyor. Kişi, bunu öğrendiğinde panik atağını tanıyabilir durumda oluyor. Panik atağı tanıdığında ise, bu benim panik atağımdan kaynaklanıyor deyip hastane müracaatlarının önüne geçilebiliyor.”
Panik atağı yahut bozukluğu olan bireylerin çay, kahve ve nikotin tüketiminin azaltılmasının kıymetli olduğunu belirten Kır, çok kafein tüketiminin panik atakların sıklığını artırabileceğini belirtti.
İhlas Haber Ajansı / Abdullah Çibir – Son Dakika Haberleri