Kronik prostatit hastalığının bilhassa genç adamların hayatını önemli boyutta etkilediğini ve uzun periyodik bir organ iltihabı olduğunu belirten Üroloji Uzmanı Op. Dr. Zafer Oyman, dünyanın bir hayli yerinden hastanın tedavi için Türkiye‘ye geldiğini belirtti. Kronik prostatitin yarattığı en büyük sorunun kısırlık olduğunu tabir eden Oyman, “Hastalar çoklukla bu niçinle tüp bebek tekniğine başvurmakta. Lakin asıl sorun kronik prostatitten kaynaklanmaktadır” dedi.
Hastalığın ortaya çıkmasındaki en temel sebebin korunmasız bağlantı olduğunu söyleyen Oyman, “Tedavisini vaktinde yaptırmayan hastada iltihap, üretradan prostat bezi içerisine yerleşmekte ve bu durum tedaviyi çok zorlaştırmaktadır” dedi. Kronik prostatitin başka bir sebebinin ise üşütmeye bağlı ortaya çıktığını tabir eden Medicana Bahçelievler Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Zafer Oyman, “Uzun müddet soğuğa maruz kalan erkeklerde de kronik prostatit görülmektedir. Biz bu durumu ekseriyetle yüzücülerde, kayakçılarda ve uzun mühlet dağda operasyon yapan askerlerimizde görmekteyiz” diye konuştu.
“45 YAŞ ÜSTÜ ERKEKLERDE AZ GÖRÜLÜYOR”
Kronik prostatitin çoklukla genç erkeklerde görüldüğünü söyleyen Oyman, prostatite 45 yaşını geçmiş erkeklerde pek rastlanmadığını, 20 ila 45 yaş içindeki erkeklerde hastalığın daha fazla görüldüğünü belirtti.
Kronik prostatitte biroldukca belirtinin görüldüğünü söyleyen Oyman şu tabirleri kullandı:
“Hastalar çeşitli sorunlarla bize başvurabilmekte. Genç erkekler ereksiyonun kaliteli olmadığından yakınıyorlar. Biroldukça hastada bu hastalığa bağlı olarak erken boşalma sorunu yaşanmakta. Tüm bunların yanı sıra testislerde, kasıkta, peniste, perine dediğimiz bölgede ağrı ve idrara sık çıkma üzere şikayetlere de sebep olur.”
“KISIRLIĞA niye OLABİLİR”
Kronik prostatitin kısırlığa da yola açabildiğini vurgulayan Oyman, “Belirtiler içinde en büyük sorun kısırlıktır. Hastalar ekseriyetle bu niçinle tüp bebek usulüne başvurmaktadır. Lakin asıl sorun kronik prostatitten kaynaklanmaktadır. Kısırlıkta kronik prostatit tespiti yaptığımızda tedaviyi gerçekleştiriyoruz. Tedavi tamamlandıktan daha sonra sperm analizleri güzel duruma gelen hasta tüp bebeğe muhtaçlık duymadan çocuk sahibi olabiliyor” sözlerini kullandı.
“TÜRKİYE’YE TÜM DÜNYADAN HASTA GELMEKTE”
Tüm dünyadan Türkiye’ye tedavi için hasta geldiğini söyleyen Oyman şunları aktardı:
“Kronik prostatit için Amerika’dan, İngiltere’den, İtalya’dan Fransa’dan, Hollanda’dan ve dünyanın biroldukca yerinden hasta gelmektedir. Dünyada bu hastalıkla ilgilenen hekim epey az. Geçen hafta Sibirya’dan ve Rusya’dan hasta geldi örneğin. Teşhis sıkıntı olmasa da birçok tabip bu hastalıkla ilgilenmemektedir. Kimi hastalarımız birfazlaca yerde, onlarca analiz yapıyor ancak ortalarında ilgili analizi yaptıran hastamız fazlaca az. Bu sebeple teşhis yapılamıyor. Rusya’dan gelen hastam tedavi daha sonrası 4 çocuk sahibi oldu.”
RUHSAL SANILIYOR
Kronik prostatitle ilgili analizi yapmadıkları için birfazlaca tabibin durumu ‘psikolojik’ olarak tanımladığını belirten Op. Dr. Oyman, şunları söylemiş oldu:
“Geçen hafta İzmir’den bir hastamız geldi. Hastanın şikayeti kasıklarında ve testislerinde ağrıydı. Biroldukça doktor bunun niçinini ruhsal olarak tanımlamış. Biz prostat masajı yapılıp salgı aldığımızda çok derecede enfeksiyon olduğunu tespit ettik. Hasta 15 günlük bir tedavi daha sonrasında büyük oranda güzelleşme gösterdi. Bu olay ruhsal değildi, bilakis kronik prostatitin ilerlemiş bir durumu kelam konusuydu.”
TEŞHİS VE TEDAVİ SİSTEMLERİ
Op. Dr. Oyman, kronik prostatitin tedavisi hakkında ise şunları söylemiş oldu:
“Deneyimlerime dayanarak hastalığın tedavisinin hastalarımda yüzde 80 oranında muvaffakiyet sağladığını söyleyebiliriz. Lakin hastalığın tedavisi inatçıdır ve bu yüzden hastanın sistemli olarak denetime gelmesi gerekmektedir. Prostatit teşhisinde prostat bezine rektal olarak masaj yapılmakta, penisten gelen akıntı mikroskopta incelenerek teşhis konmaktadır. Akıntı için mikroskop yanında kültür antibiyogramı testi yapmaktayız. Masaj daha sonrası ise idrar analizi yapmaktayız. Bunlar bize prostatit teşhisinde kâfi olmaktadır.
Teşhis daha sonrası duruma nazaran hastaya antibiyotik tedavisi uygulandığını söyleyen Oyman, “Bunun yanında hastaya haftada 2-3 kere sıcak oturma banyosu öneriyoruz. Bu süreçte hasta acı baharat yemiyor ve alkol almıyor. Deniz ve havuza girmesini de yasaklıyoruz ama girerse de çıkar çıkmaz kurulanması gerekmekte. Hastanın haftada iki kere ejakülasyonu gerekmekte. Bu süreç uzun olduğu için hastayı depresyona sokabilse de sonuç olarak muvaffakiyete ulaşıyoruz. Hasta kurallara uyduğunda daha kısa müddette düzgünleşme sağlanmaktadır” diye konuştu.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Hastalığın ortaya çıkmasındaki en temel sebebin korunmasız bağlantı olduğunu söyleyen Oyman, “Tedavisini vaktinde yaptırmayan hastada iltihap, üretradan prostat bezi içerisine yerleşmekte ve bu durum tedaviyi çok zorlaştırmaktadır” dedi. Kronik prostatitin başka bir sebebinin ise üşütmeye bağlı ortaya çıktığını tabir eden Medicana Bahçelievler Hastanesi Üroloji Uzmanı Op. Dr. Zafer Oyman, “Uzun müddet soğuğa maruz kalan erkeklerde de kronik prostatit görülmektedir. Biz bu durumu ekseriyetle yüzücülerde, kayakçılarda ve uzun mühlet dağda operasyon yapan askerlerimizde görmekteyiz” diye konuştu.
“45 YAŞ ÜSTÜ ERKEKLERDE AZ GÖRÜLÜYOR”
Kronik prostatitin çoklukla genç erkeklerde görüldüğünü söyleyen Oyman, prostatite 45 yaşını geçmiş erkeklerde pek rastlanmadığını, 20 ila 45 yaş içindeki erkeklerde hastalığın daha fazla görüldüğünü belirtti.
Kronik prostatitte biroldukca belirtinin görüldüğünü söyleyen Oyman şu tabirleri kullandı:
“Hastalar çeşitli sorunlarla bize başvurabilmekte. Genç erkekler ereksiyonun kaliteli olmadığından yakınıyorlar. Biroldukça hastada bu hastalığa bağlı olarak erken boşalma sorunu yaşanmakta. Tüm bunların yanı sıra testislerde, kasıkta, peniste, perine dediğimiz bölgede ağrı ve idrara sık çıkma üzere şikayetlere de sebep olur.”
“KISIRLIĞA niye OLABİLİR”
Kronik prostatitin kısırlığa da yola açabildiğini vurgulayan Oyman, “Belirtiler içinde en büyük sorun kısırlıktır. Hastalar ekseriyetle bu niçinle tüp bebek usulüne başvurmaktadır. Lakin asıl sorun kronik prostatitten kaynaklanmaktadır. Kısırlıkta kronik prostatit tespiti yaptığımızda tedaviyi gerçekleştiriyoruz. Tedavi tamamlandıktan daha sonra sperm analizleri güzel duruma gelen hasta tüp bebeğe muhtaçlık duymadan çocuk sahibi olabiliyor” sözlerini kullandı.
“TÜRKİYE’YE TÜM DÜNYADAN HASTA GELMEKTE”
Tüm dünyadan Türkiye’ye tedavi için hasta geldiğini söyleyen Oyman şunları aktardı:
“Kronik prostatit için Amerika’dan, İngiltere’den, İtalya’dan Fransa’dan, Hollanda’dan ve dünyanın biroldukca yerinden hasta gelmektedir. Dünyada bu hastalıkla ilgilenen hekim epey az. Geçen hafta Sibirya’dan ve Rusya’dan hasta geldi örneğin. Teşhis sıkıntı olmasa da birçok tabip bu hastalıkla ilgilenmemektedir. Kimi hastalarımız birfazlaca yerde, onlarca analiz yapıyor ancak ortalarında ilgili analizi yaptıran hastamız fazlaca az. Bu sebeple teşhis yapılamıyor. Rusya’dan gelen hastam tedavi daha sonrası 4 çocuk sahibi oldu.”
RUHSAL SANILIYOR
Kronik prostatitle ilgili analizi yapmadıkları için birfazlaca tabibin durumu ‘psikolojik’ olarak tanımladığını belirten Op. Dr. Oyman, şunları söylemiş oldu:
“Geçen hafta İzmir’den bir hastamız geldi. Hastanın şikayeti kasıklarında ve testislerinde ağrıydı. Biroldukça doktor bunun niçinini ruhsal olarak tanımlamış. Biz prostat masajı yapılıp salgı aldığımızda çok derecede enfeksiyon olduğunu tespit ettik. Hasta 15 günlük bir tedavi daha sonrasında büyük oranda güzelleşme gösterdi. Bu olay ruhsal değildi, bilakis kronik prostatitin ilerlemiş bir durumu kelam konusuydu.”
TEŞHİS VE TEDAVİ SİSTEMLERİ
Op. Dr. Oyman, kronik prostatitin tedavisi hakkında ise şunları söylemiş oldu:
“Deneyimlerime dayanarak hastalığın tedavisinin hastalarımda yüzde 80 oranında muvaffakiyet sağladığını söyleyebiliriz. Lakin hastalığın tedavisi inatçıdır ve bu yüzden hastanın sistemli olarak denetime gelmesi gerekmektedir. Prostatit teşhisinde prostat bezine rektal olarak masaj yapılmakta, penisten gelen akıntı mikroskopta incelenerek teşhis konmaktadır. Akıntı için mikroskop yanında kültür antibiyogramı testi yapmaktayız. Masaj daha sonrası ise idrar analizi yapmaktayız. Bunlar bize prostatit teşhisinde kâfi olmaktadır.
Teşhis daha sonrası duruma nazaran hastaya antibiyotik tedavisi uygulandığını söyleyen Oyman, “Bunun yanında hastaya haftada 2-3 kere sıcak oturma banyosu öneriyoruz. Bu süreçte hasta acı baharat yemiyor ve alkol almıyor. Deniz ve havuza girmesini de yasaklıyoruz ama girerse de çıkar çıkmaz kurulanması gerekmekte. Hastanın haftada iki kere ejakülasyonu gerekmekte. Bu süreç uzun olduğu için hastayı depresyona sokabilse de sonuç olarak muvaffakiyete ulaşıyoruz. Hasta kurallara uyduğunda daha kısa müddette düzgünleşme sağlanmaktadır” diye konuştu.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı