Günümüzde endüstriyel toplum olmanın bir kararı olarak, şahıslar daha kişisel bir hayat usulünü tercih etmektedir. Buna bağlı olarak da kapalı hayat alanları, ulaşım araçları, alışveriş, spor aktiviteleri, ofis ve konut ortamı çalışma yahut dinlenme sırasında müzik dinlenilmesi yaygınlaşmıştır.
Halk sıhhati ve işyeri hekimliği alanında fabrika gürültüsü üzere personel sıhhatini yahut cümbüş merkezlerinde müşteri ve çalışanları etkileyen gürültü üzerine yapılmış hayli sayıda çalışma mevcuttur. Bunların kararı olarak bir grup standartlar ve cezai kararlar geliştirilmiştir. halbuki şahsi müzik çalar aletlerinin (IPOD, MP3 vs) getirdiği kalıcı işitme kaybı riski üzerine yayınlar giderek çoğalmakla bir arada hala tedbir ve bilgilendirme konusunda eksiklik mevcuttur .
Bu aygıtlar kulağa ortada uzaklık olmaksızın, sesin gücünden kayıp olmadan ulaşmasını sağlamaktadır.
Katz ve ark. yaptığı bir araştırmada walkmanden (kaset çalar) çıkan azamî ses basınç düzeyi 124 dBA’ya kadar, kompakt disklerde ise 110-128 dBA’ya kadar çıktığını söylemişlerdir.
şahsi müzik çalar aletlerinin pil ömrünün fazlaca uzun olması ve fazlaca kuvvetli ses çıkışlarına sahip olmaları (91-121 dBA) sebebi ile tehlike büyümektedir. Ortam gürültüsü artıkça etraftan gelen sesi duymamak için dinleyiciler bu aletleri daha yüksek sesle dinlemekte, bu da muhtemel ziyanı artırmaktadır .
Bu husus ile ilgili olarak yapılan hayvan çalışmalarında da gürültünün işitmeden sorumlu iç kulak dış saçlı hücrelerinde oluşturduğu süreksiz ve kalıcı hasarları izlemek mümkündür. şahsi müzik çalar aletlerinin 1980’ lerden beri kullanımda bulunmasına karşın Apple iPod, CD çalar, cep telefonu, MP3 üzere dijital müzik çalar aletlerinin kullanımları bilhassa gençler içinde giderek arttırmıştır. Bu popülerliğinin niçini kısmen de olsa fonksiyon ve tasarım bağlıdır. iPod eski şahsi müzik çalar aletlerine bakılırsa daha küçük ve daha kolay taşınabilirdir. iPod kullanıcısı bilgisayarından iTunes a bağlanarak yahut akran networklarından kolaylıkla müzik indirebilir ve yüksek depolama kapasitesi yardımıyla evvelki teknolojiye nazaran daha uzun mühlet müzik dinleyebilir. Dahası sıkıştırılmış ses belgesi (örn:MP3) formatı müziğin boşlukta gerilemeden dolaşmasını ve ses kalitesini kaybetmeden bir daha üretilmesini sağlar. Fazla sayıdaki müzik ve sıkıştırılmış format müziğin daha evvelki depolama hallerine (CD ve ya kasetçalarlar) bakılırsa daha uzun müddet dinlenebilmesi manasına gelmektedir. Bu fiziki özellikler kullanıcıların daha yüksek derecede işitme kaybı riskiyle karşı karşıya kalmaları için ortam yaratabilir.
Araştırmalar, gürültüye bağlı işitme kaybının ikinci sırada yer aldığını ve bir evvel yaşa bağlı işitme kaybının yer aldığını göstermektedir. Dahası gürültü yaşa bağlı işitme kaybının başlangıç yaşını da öne çekmektedir.
şahsi müzik çalar aleti kullanıcılarının %5 – %10’unun nizamlı olarak, kendilerini gürültüye bağlı işitme kaybı riskine atacak düzeyde ve mühletle müzik dinledikleri kestirim edilmektedir.
Araştırmalar, uzun mühletle yüksek sese maruz kalmanın, konuşmaları anlamada zorluğa niye olabileceğini göstermektedir. Sonuç olarak, yavaşça bir işitme kaybı bile, konuşma lisanının gramerle ilgili bir fazlaca alanında belgisiz manalara niye olabilir. (örn: ince ünlüler, sürtüşmeli sesler, duraklamalar, ekler)
Amerika Konuşma-Dil- İşitme Derneğince gerçekleştirilen bir ankette, Amerika Birleşik Devletlerin’de yaşayan 301 lise ve 1.000 yetişkinde bildirilen işitme kayıplarını incelenmiştir ve aşağıda belirtilen 3 duyma belirtisinin yetişkinlerden hayli gençler tarafınca bildirilmiştir. (a) Televizyon yahut radyolarının sesini açmak, (b) Olağan konuşma esnasında “Ne?” ya da “efendim” demek ve (c) Kulaklarda çınlama ve ya uğultu.
bu biçimde yüksek şiddette müzik dinlemek yerine duyduğumuz düzeylerde ve ortamda müzik dinlemek en sağlıklısıdır.
Halk sıhhati ve işyeri hekimliği alanında fabrika gürültüsü üzere personel sıhhatini yahut cümbüş merkezlerinde müşteri ve çalışanları etkileyen gürültü üzerine yapılmış hayli sayıda çalışma mevcuttur. Bunların kararı olarak bir grup standartlar ve cezai kararlar geliştirilmiştir. halbuki şahsi müzik çalar aletlerinin (IPOD, MP3 vs) getirdiği kalıcı işitme kaybı riski üzerine yayınlar giderek çoğalmakla bir arada hala tedbir ve bilgilendirme konusunda eksiklik mevcuttur .
Bu aygıtlar kulağa ortada uzaklık olmaksızın, sesin gücünden kayıp olmadan ulaşmasını sağlamaktadır.
Katz ve ark. yaptığı bir araştırmada walkmanden (kaset çalar) çıkan azamî ses basınç düzeyi 124 dBA’ya kadar, kompakt disklerde ise 110-128 dBA’ya kadar çıktığını söylemişlerdir.
şahsi müzik çalar aletlerinin pil ömrünün fazlaca uzun olması ve fazlaca kuvvetli ses çıkışlarına sahip olmaları (91-121 dBA) sebebi ile tehlike büyümektedir. Ortam gürültüsü artıkça etraftan gelen sesi duymamak için dinleyiciler bu aletleri daha yüksek sesle dinlemekte, bu da muhtemel ziyanı artırmaktadır .
Bu husus ile ilgili olarak yapılan hayvan çalışmalarında da gürültünün işitmeden sorumlu iç kulak dış saçlı hücrelerinde oluşturduğu süreksiz ve kalıcı hasarları izlemek mümkündür. şahsi müzik çalar aletlerinin 1980’ lerden beri kullanımda bulunmasına karşın Apple iPod, CD çalar, cep telefonu, MP3 üzere dijital müzik çalar aletlerinin kullanımları bilhassa gençler içinde giderek arttırmıştır. Bu popülerliğinin niçini kısmen de olsa fonksiyon ve tasarım bağlıdır. iPod eski şahsi müzik çalar aletlerine bakılırsa daha küçük ve daha kolay taşınabilirdir. iPod kullanıcısı bilgisayarından iTunes a bağlanarak yahut akran networklarından kolaylıkla müzik indirebilir ve yüksek depolama kapasitesi yardımıyla evvelki teknolojiye nazaran daha uzun mühlet müzik dinleyebilir. Dahası sıkıştırılmış ses belgesi (örn:MP3) formatı müziğin boşlukta gerilemeden dolaşmasını ve ses kalitesini kaybetmeden bir daha üretilmesini sağlar. Fazla sayıdaki müzik ve sıkıştırılmış format müziğin daha evvelki depolama hallerine (CD ve ya kasetçalarlar) bakılırsa daha uzun müddet dinlenebilmesi manasına gelmektedir. Bu fiziki özellikler kullanıcıların daha yüksek derecede işitme kaybı riskiyle karşı karşıya kalmaları için ortam yaratabilir.
Araştırmalar, gürültüye bağlı işitme kaybının ikinci sırada yer aldığını ve bir evvel yaşa bağlı işitme kaybının yer aldığını göstermektedir. Dahası gürültü yaşa bağlı işitme kaybının başlangıç yaşını da öne çekmektedir.
şahsi müzik çalar aleti kullanıcılarının %5 – %10’unun nizamlı olarak, kendilerini gürültüye bağlı işitme kaybı riskine atacak düzeyde ve mühletle müzik dinledikleri kestirim edilmektedir.
Araştırmalar, uzun mühletle yüksek sese maruz kalmanın, konuşmaları anlamada zorluğa niye olabileceğini göstermektedir. Sonuç olarak, yavaşça bir işitme kaybı bile, konuşma lisanının gramerle ilgili bir fazlaca alanında belgisiz manalara niye olabilir. (örn: ince ünlüler, sürtüşmeli sesler, duraklamalar, ekler)
Amerika Konuşma-Dil- İşitme Derneğince gerçekleştirilen bir ankette, Amerika Birleşik Devletlerin’de yaşayan 301 lise ve 1.000 yetişkinde bildirilen işitme kayıplarını incelenmiştir ve aşağıda belirtilen 3 duyma belirtisinin yetişkinlerden hayli gençler tarafınca bildirilmiştir. (a) Televizyon yahut radyolarının sesini açmak, (b) Olağan konuşma esnasında “Ne?” ya da “efendim” demek ve (c) Kulaklarda çınlama ve ya uğultu.
bu biçimde yüksek şiddette müzik dinlemek yerine duyduğumuz düzeylerde ve ortamda müzik dinlemek en sağlıklısıdır.