1.Çocuklarımıza sağlıklı beslenme alışkanlığı nasıl kazandırırız.
Ailelerin en problemli bir gayretlerin birisi çocuklarımızın beslenme alışkanlıklarını düzenlemek olduğunu biliyoruz. Artık size bir tüyo vereceğim. Çok sıradan bir silah ve elimizin altında bütün formları denediğinizi sanıyorsanız, tahminen de bu silahı denemenin vakti gelmiştir. Hollanda’da yapılan araştırma kararına nazaran sağlıklı beslenme programlarını izleyen çocukların daha sağlıklı besin tercihleri yaptığı tespit edildi.
10- 12 yas kümesindeki 125 cocuk Tilburg ve Radboud Üniversiteleri tarafınca çocuklar için tasarlanmış, sağlıklı ve sıhhatsiz besinler sunan bir televizyon gösterisini nizamlı olarak seyrettirildi ve programı izledikten daha sonra çocuklara çalışmaya katıldıkları için ödül olarak çeşitli atıştırmalıklar sunuldu ve bunlar çeşitli meyve ve zerzevat dilimlerinden oluşan sağlıklı atıştırmalıklar yahut cips, kraker üzere sıhhatsiz atıştırmalıklar.
Yayınlanan sonuçlara göre, sağlıklı programı izleyen çocukların sağlıklı atıştırmalıkları tercih etme oranı neredeyse 3 kat daha fazla oldu. Yani sıradan bir mantıkla çocuklarımıza sağlıklı besinleri içeren gerçek programları seyrettirdiğimizde çocuklarımızın sağlıklı beslenme istikametinde motive edilmesinin kolaylaşacağını ve en cok zorlandığımız sağlıklı beslenme konusunda televizyonun yardımına başvurabileceğimizi gösteriyor,
Evet çağdaş toplum yeni kuşağının en büyük sorunu çocukluk cağı obezitesi daima artıyor ve bizim çocuklarımızı nasıl koruyacağımızı gözden geçirme vaktimiz oldukcatan geldi. Çocuklarımız ergenlik çağına gelmeden beslenme alışkanlıklarını düzenlememiz gerekiyor zira çocukluk çağında edinilen beslenme alışkanlıkları ergenlik ve yetişkinlikte maalesef devam etmekte. Çocukların erken periyotta sağlıklı yiyecek hazırlama tecrübeleri, bütün hayatları boyunca sağlıklı yaşamaları açısından en değerli becerilerden biri olacaktır.
Çocuklarımızı ve kendimizi food porn dediğimiz sıhhatsiz besin reklam bombardımanından uzak tutalım mümkün çok bu reklamları cocuklarımıza seyrerttirmeyelim . Çocuklarımızla bir arada sağlıklı öğünler hazırlamayı bir oyun haline getirelim mutfaga ve sofraya dahil edip oturduğu yerden yemek buyuran bir birey olarak yetiştirmeyelim.Unutmayalım ki bu şuur ve maharet evlatlarımıza kazandıracağımız sıhhat ve muvaffakiyetin temellerini atacaktır.
Şekerli İçeçeklerin Obezite ve Kanser İle Olan Bağı
Obezite dünyada en sık görülen sıhhat sıkıntılarının başında gelip diyabet , hipertansiyon, kardiovasküler hastalıklar başta olmak üzere kanser açısından da önemli bir risk faktörüdür. Yapılan araştırmalar, şekerli içeceklerin kanser ile irtibatı belirlenmiş durumda olup sonuçlara bakılırsa çok şekerli içecek tüketimi kanser oranlarını bariz biçimde arttırdığı bilimsel bir gerçek olarak literatüre geçmiştir.
Araştırma sonuçları gösteriyor ki, günde yalnızca bir bardak şekerli içecek tüketimi kanser oranlarında % 18-22 oranında artışa yol açıyor. Maalesef şekerli içecek tüketiminiz giderek tırmanıyor , ve bu içeceklerin obezite ve ona bağlı sorunlara yol actığını artık çabucak hepimiz bilmekteyiz. Artık buna ek olarak kansere de sebep olduğunu ve önemli bir risk artışı yaptığınıda unutmamamız gerekecek.
.
British Medical Journal’de yayınlanan makalede şekerli içeceklerin obezite artışındaki rolü emsalsiz biçimde bilimsel olarak kanıtlanmıstır . Buna bağlı olarak da pek hayli kanser cinsinde kuvvetli bir risk faktörü olarak ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışma şekerli içeceklerin , yalnızca obezite ve diyabet riskini arttırarak dolaylı yoldan ve ayrıyeten direkt tesiriyle de kanser oranlarının arttığını söylüyor.
Bu ortada şekerli içecek tarifine % 100 meyve sularının da dahil edildiğini belirtmeliyiz. Bilhassa çeşitli vitaminleri içermesi ve doğal görünmesi sebebiyle toplumda sıhhate faydalı olduğu tarafında yüksek bir algı olması truva atı misali aslında bedenimize hiç gerekli olmayan yüksek doz şekerin bir anda girmesiyle tüm metabolizmanın hasarına, obeziteye , kansere ve bunların yol açtığı biroldukça probleme davetiye çıkarmakta. Sonuc olarak doğal vitamin alacagız diye meyvesularını ağır ölçüde tüketmemiz sıhhatimiz acısından yaptığımız en kıymetli yanılgılardan biri olacaktır. Unutmayalım ki en sağlıklı meyve uygun ölçüde ve kendi posasıyla birlikte tüketilen meyvedir suyu sıkılan değil.
Ayrıyeten piyasada hazır olarak bulunan ve tüketiğimiz birfazlaca şekerli içeceğin ortasında 4-metilmidazol üzere birfazlaca farklı kimyasal bulunur. Ki bu husus Memleketler arası Kanser Araştırmaları Merkezi tarafınca karsinojen olarak bildirilmiştir. Ek olarak meyve sularındaki böcek ilaçları ve aspartam üzere yapay tatlandırıcılar da kanserojen olarak bilinmektedir.
Yayınlanan son çalışmalarda sürpriz olmayan bir biçimde yağ depolanması ile şekerli içecek tüketimi içinde kuvvetli bir alaka tespit edildiği. Şekere bağlı oluşan iç organ yağlanması ağız, mide, pankreas, karaciğer, safra kesesi, göğüs, over, kolon, rektum, böbrek, prostat ve rahim kanserlerinde şekerli içeceklerin rol aldığı ve riski arttırdığı kesin bir biçimde ortaya konmustur.
Sağlıklı hayatın birincil etkenlerinden olan sağlıklı beslenmeyi günlük hayatımızda uygulamada en kolay ve en faal tahlilimiz ‘nelerden uzak durmamız gerekir?’ ve ‘nelerden ne kadar ziyan görürüz ?’ sorularının yanıtını uygun bilmemiz ve bunu beslenme alışkanlığımızın her safhasında uygulamamızdan geçer . Ve unutmamalıyız ki şekerli içecekler ne biçimde ve formda olursa olsun asla tüketmemiz gereken besinlerin başında gelir.
Ailelerin en problemli bir gayretlerin birisi çocuklarımızın beslenme alışkanlıklarını düzenlemek olduğunu biliyoruz. Artık size bir tüyo vereceğim. Çok sıradan bir silah ve elimizin altında bütün formları denediğinizi sanıyorsanız, tahminen de bu silahı denemenin vakti gelmiştir. Hollanda’da yapılan araştırma kararına nazaran sağlıklı beslenme programlarını izleyen çocukların daha sağlıklı besin tercihleri yaptığı tespit edildi.
10- 12 yas kümesindeki 125 cocuk Tilburg ve Radboud Üniversiteleri tarafınca çocuklar için tasarlanmış, sağlıklı ve sıhhatsiz besinler sunan bir televizyon gösterisini nizamlı olarak seyrettirildi ve programı izledikten daha sonra çocuklara çalışmaya katıldıkları için ödül olarak çeşitli atıştırmalıklar sunuldu ve bunlar çeşitli meyve ve zerzevat dilimlerinden oluşan sağlıklı atıştırmalıklar yahut cips, kraker üzere sıhhatsiz atıştırmalıklar.
Yayınlanan sonuçlara göre, sağlıklı programı izleyen çocukların sağlıklı atıştırmalıkları tercih etme oranı neredeyse 3 kat daha fazla oldu. Yani sıradan bir mantıkla çocuklarımıza sağlıklı besinleri içeren gerçek programları seyrettirdiğimizde çocuklarımızın sağlıklı beslenme istikametinde motive edilmesinin kolaylaşacağını ve en cok zorlandığımız sağlıklı beslenme konusunda televizyonun yardımına başvurabileceğimizi gösteriyor,
Evet çağdaş toplum yeni kuşağının en büyük sorunu çocukluk cağı obezitesi daima artıyor ve bizim çocuklarımızı nasıl koruyacağımızı gözden geçirme vaktimiz oldukcatan geldi. Çocuklarımız ergenlik çağına gelmeden beslenme alışkanlıklarını düzenlememiz gerekiyor zira çocukluk çağında edinilen beslenme alışkanlıkları ergenlik ve yetişkinlikte maalesef devam etmekte. Çocukların erken periyotta sağlıklı yiyecek hazırlama tecrübeleri, bütün hayatları boyunca sağlıklı yaşamaları açısından en değerli becerilerden biri olacaktır.
Çocuklarımızı ve kendimizi food porn dediğimiz sıhhatsiz besin reklam bombardımanından uzak tutalım mümkün çok bu reklamları cocuklarımıza seyrerttirmeyelim . Çocuklarımızla bir arada sağlıklı öğünler hazırlamayı bir oyun haline getirelim mutfaga ve sofraya dahil edip oturduğu yerden yemek buyuran bir birey olarak yetiştirmeyelim.Unutmayalım ki bu şuur ve maharet evlatlarımıza kazandıracağımız sıhhat ve muvaffakiyetin temellerini atacaktır.
Şekerli İçeçeklerin Obezite ve Kanser İle Olan Bağı
Obezite dünyada en sık görülen sıhhat sıkıntılarının başında gelip diyabet , hipertansiyon, kardiovasküler hastalıklar başta olmak üzere kanser açısından da önemli bir risk faktörüdür. Yapılan araştırmalar, şekerli içeceklerin kanser ile irtibatı belirlenmiş durumda olup sonuçlara bakılırsa çok şekerli içecek tüketimi kanser oranlarını bariz biçimde arttırdığı bilimsel bir gerçek olarak literatüre geçmiştir.
Araştırma sonuçları gösteriyor ki, günde yalnızca bir bardak şekerli içecek tüketimi kanser oranlarında % 18-22 oranında artışa yol açıyor. Maalesef şekerli içecek tüketiminiz giderek tırmanıyor , ve bu içeceklerin obezite ve ona bağlı sorunlara yol actığını artık çabucak hepimiz bilmekteyiz. Artık buna ek olarak kansere de sebep olduğunu ve önemli bir risk artışı yaptığınıda unutmamamız gerekecek.
.
British Medical Journal’de yayınlanan makalede şekerli içeceklerin obezite artışındaki rolü emsalsiz biçimde bilimsel olarak kanıtlanmıstır . Buna bağlı olarak da pek hayli kanser cinsinde kuvvetli bir risk faktörü olarak ortaya çıkmaktadır. Yapılan çalışma şekerli içeceklerin , yalnızca obezite ve diyabet riskini arttırarak dolaylı yoldan ve ayrıyeten direkt tesiriyle de kanser oranlarının arttığını söylüyor.
Bu ortada şekerli içecek tarifine % 100 meyve sularının da dahil edildiğini belirtmeliyiz. Bilhassa çeşitli vitaminleri içermesi ve doğal görünmesi sebebiyle toplumda sıhhate faydalı olduğu tarafında yüksek bir algı olması truva atı misali aslında bedenimize hiç gerekli olmayan yüksek doz şekerin bir anda girmesiyle tüm metabolizmanın hasarına, obeziteye , kansere ve bunların yol açtığı biroldukça probleme davetiye çıkarmakta. Sonuc olarak doğal vitamin alacagız diye meyvesularını ağır ölçüde tüketmemiz sıhhatimiz acısından yaptığımız en kıymetli yanılgılardan biri olacaktır. Unutmayalım ki en sağlıklı meyve uygun ölçüde ve kendi posasıyla birlikte tüketilen meyvedir suyu sıkılan değil.
Ayrıyeten piyasada hazır olarak bulunan ve tüketiğimiz birfazlaca şekerli içeceğin ortasında 4-metilmidazol üzere birfazlaca farklı kimyasal bulunur. Ki bu husus Memleketler arası Kanser Araştırmaları Merkezi tarafınca karsinojen olarak bildirilmiştir. Ek olarak meyve sularındaki böcek ilaçları ve aspartam üzere yapay tatlandırıcılar da kanserojen olarak bilinmektedir.
Yayınlanan son çalışmalarda sürpriz olmayan bir biçimde yağ depolanması ile şekerli içecek tüketimi içinde kuvvetli bir alaka tespit edildiği. Şekere bağlı oluşan iç organ yağlanması ağız, mide, pankreas, karaciğer, safra kesesi, göğüs, over, kolon, rektum, böbrek, prostat ve rahim kanserlerinde şekerli içeceklerin rol aldığı ve riski arttırdığı kesin bir biçimde ortaya konmustur.
Sağlıklı hayatın birincil etkenlerinden olan sağlıklı beslenmeyi günlük hayatımızda uygulamada en kolay ve en faal tahlilimiz ‘nelerden uzak durmamız gerekir?’ ve ‘nelerden ne kadar ziyan görürüz ?’ sorularının yanıtını uygun bilmemiz ve bunu beslenme alışkanlığımızın her safhasında uygulamamızdan geçer . Ve unutmamalıyız ki şekerli içecekler ne biçimde ve formda olursa olsun asla tüketmemiz gereken besinlerin başında gelir.