Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Günel: “Duruş bozuklukları ekonomik açıdan önemli bir yük oluşturuyor”
Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Uğur Günel, duruş bozukluğunun niçinlerini, sonuçlarını ve neler yapılması gerektiğini İHA’ya anlattı.
Duruş bozukluğunun toplumda en sık görülen sorunlardan biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Günel, “Duruş bozuklukları içinde doğumsal olanlar ile ilerleyen yaşlarda olarak iki çeşit oluyor. Doğduktan daha sonra oluşanlar içerisinde de niçini bilinmeyen eğrilikler oluşabilmekte. Kişinin ön art grafisi içerisinde sağa yahut sola gerçek 10 derece ve üzeri eğrilik var ise biz bunu skolyoz (omurga eğiriliği) diye adlandırıyoruz” dedi.
Çocukluk devrinde bilhassa Adölesan periyotta gelişen eğriliklerin Adölesan İdiopatik Skolyoz olarak isimlendirildiğine değinen Prof. Dr. Günel, “Bugün Türk toplumunda yapılan prevalans çalışması mevcut. 2018 yılında Sıhhat Bakanlığı bünyesinde yapılan bu çalışmada Türkiye’de yüzde 4 olarak bulunmuş bir oran. Hiç azımsanmayacak bir oran” diye konuştu.
10 derecenin altındaki eğriliklerin skolyoz olarak adlandırılmadığını ama daha fazla görülmekte olduğunu bildiren Prof. Dr. Günel, “Bu cins eğriliklerde bile yetişkinlerin ilerleyen yaşlarında bir daha önemli ağrılarla bulgularla fıtık olarak karşımıza çıkmakta. Çocuklarda bu niçinlerden ötürüsıyla son derece ergenlik devrinde çocuklarının gelişim devrinde bedenlerini denetim etmesi fazlaca değerli. Bunu en yakın tıbbi konularda uzmanlaşmış bireylerle çabucak muayenesi yaptırılarak ne üzere tedbir alınması açısından bilgilenmeleri şart” açıklamasında bulundu.
Çocuklarda meydana gelebilecek eğriliklerin hangi yollar kullanılarak nasıl tedavi edileceğine ait konuşan Günel, “Bu konularda biz evvela takip ve takiple birlikte spor öneriyoruz. Yüzme sporu ve barfiks bunun içerisinde en değerlisi. Bel kaslarını, beden kaslarını güçlendirici idmanları ön plana alıyoruz. bir daha idman programı konusunda eğitilmiş terapistler tarafınca bedenin işlevsel duruşu ile ilgili eğitimi almak kişinin günlük aktivitesi ortasında düzgün bir biçimde bedenini o istikamette artık beynine yerleştirerek daha düzgün bir biçimde hayatını sürdürmesiyle bunun önüne geçebilmek mümkün olabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Çocuklara makul bir yaştan daha sonra teşhis konulmadığı takdirde beden yük istikrarının bozulmaya başladığını anlatan Prof. Dr. Günel, “Ağır yük kaldırılması, günlük hayat aktivitelerinin değişkenlik göstermesi, artık ömrün yükünün de kişinin üzerine binmesiyle 20’li yaşlardan daha sonra maalesef bel ve sırt ağrıları biçimde karşımıza çıkıyor”
Yağmurlu havalarda soğuk havalarda kaslarının soğuk havadan daha hayli etkilenerek gerilmesi sonucunda meydana gelen ağrıların artması, ‘romatizmam var, onun için benim ağrılarım artıyor.’ üzere bir kanı oluşurduğunu vurgulayan Prof. Dr. Günel, sorunlarının niçini bilinmeden yanlış tedavi formlarına başlandığını söylemiş oldu.
“Bunlar toplum içerisinde başta iş kaybına sebep oluyor. Ekonomik fazlaca önemli bir yük oluşturuyor toplumda. İşe gidememe, rapor alma, ilerleyen periyotlarda kilonun epeyce artması yahut ağır yüklerin kaldırılması kararı meydana gelen fıtıklaşmalar ameliyatlara sebep oluyor. Bunların temelinde toplum içerisindeki hesaplandığı vakit ekonomik yükü epey devasa yükseklikte. Çocukluk devrinde duruş bozuklukları tespit edilip de gereken antrenmanlarla bilinçlendirmelerle daha şuurlu bir yetişkin nüfus elde edebilirsek bunların önüne lakin o biçimde geçebiliriz.
İhlas Haber Ajansı / Ömer Faruk Karataş – Son Dakika Haberleri
Ortopedi ve Travmatoloji uzmanı Prof. Dr. Uğur Günel, duruş bozukluğunun niçinlerini, sonuçlarını ve neler yapılması gerektiğini İHA’ya anlattı.
Duruş bozukluğunun toplumda en sık görülen sorunlardan biri olduğunu söyleyen Prof. Dr. Günel, “Duruş bozuklukları içinde doğumsal olanlar ile ilerleyen yaşlarda olarak iki çeşit oluyor. Doğduktan daha sonra oluşanlar içerisinde de niçini bilinmeyen eğrilikler oluşabilmekte. Kişinin ön art grafisi içerisinde sağa yahut sola gerçek 10 derece ve üzeri eğrilik var ise biz bunu skolyoz (omurga eğiriliği) diye adlandırıyoruz” dedi.
Çocukluk devrinde bilhassa Adölesan periyotta gelişen eğriliklerin Adölesan İdiopatik Skolyoz olarak isimlendirildiğine değinen Prof. Dr. Günel, “Bugün Türk toplumunda yapılan prevalans çalışması mevcut. 2018 yılında Sıhhat Bakanlığı bünyesinde yapılan bu çalışmada Türkiye’de yüzde 4 olarak bulunmuş bir oran. Hiç azımsanmayacak bir oran” diye konuştu.
10 derecenin altındaki eğriliklerin skolyoz olarak adlandırılmadığını ama daha fazla görülmekte olduğunu bildiren Prof. Dr. Günel, “Bu cins eğriliklerde bile yetişkinlerin ilerleyen yaşlarında bir daha önemli ağrılarla bulgularla fıtık olarak karşımıza çıkmakta. Çocuklarda bu niçinlerden ötürüsıyla son derece ergenlik devrinde çocuklarının gelişim devrinde bedenlerini denetim etmesi fazlaca değerli. Bunu en yakın tıbbi konularda uzmanlaşmış bireylerle çabucak muayenesi yaptırılarak ne üzere tedbir alınması açısından bilgilenmeleri şart” açıklamasında bulundu.
Çocuklarda meydana gelebilecek eğriliklerin hangi yollar kullanılarak nasıl tedavi edileceğine ait konuşan Günel, “Bu konularda biz evvela takip ve takiple birlikte spor öneriyoruz. Yüzme sporu ve barfiks bunun içerisinde en değerlisi. Bel kaslarını, beden kaslarını güçlendirici idmanları ön plana alıyoruz. bir daha idman programı konusunda eğitilmiş terapistler tarafınca bedenin işlevsel duruşu ile ilgili eğitimi almak kişinin günlük aktivitesi ortasında düzgün bir biçimde bedenini o istikamette artık beynine yerleştirerek daha düzgün bir biçimde hayatını sürdürmesiyle bunun önüne geçebilmek mümkün olabiliyor” değerlendirmesinde bulundu.
Çocuklara makul bir yaştan daha sonra teşhis konulmadığı takdirde beden yük istikrarının bozulmaya başladığını anlatan Prof. Dr. Günel, “Ağır yük kaldırılması, günlük hayat aktivitelerinin değişkenlik göstermesi, artık ömrün yükünün de kişinin üzerine binmesiyle 20’li yaşlardan daha sonra maalesef bel ve sırt ağrıları biçimde karşımıza çıkıyor”
Yağmurlu havalarda soğuk havalarda kaslarının soğuk havadan daha hayli etkilenerek gerilmesi sonucunda meydana gelen ağrıların artması, ‘romatizmam var, onun için benim ağrılarım artıyor.’ üzere bir kanı oluşurduğunu vurgulayan Prof. Dr. Günel, sorunlarının niçini bilinmeden yanlış tedavi formlarına başlandığını söylemiş oldu.
“Bunlar toplum içerisinde başta iş kaybına sebep oluyor. Ekonomik fazlaca önemli bir yük oluşturuyor toplumda. İşe gidememe, rapor alma, ilerleyen periyotlarda kilonun epeyce artması yahut ağır yüklerin kaldırılması kararı meydana gelen fıtıklaşmalar ameliyatlara sebep oluyor. Bunların temelinde toplum içerisindeki hesaplandığı vakit ekonomik yükü epey devasa yükseklikte. Çocukluk devrinde duruş bozuklukları tespit edilip de gereken antrenmanlarla bilinçlendirmelerle daha şuurlu bir yetişkin nüfus elde edebilirsek bunların önüne lakin o biçimde geçebiliriz.
İhlas Haber Ajansı / Ömer Faruk Karataş – Son Dakika Haberleri