ahmetbeyler
Active member

Dokuz ay önce, yani Kovid-19 pandemisi ortaya çıktığında, çalışma arkadaşlarımızla oturup beyin fırtınası yaptık. Virüs hızla yayılıyordu; gelişmekte olan ve en az gelişmiş ülkelerin hayat kurtaran kaliteli sağlık teknolojilerine erişimlerini hızlandırmak için bu ülkelere nasıl yardımcı olabileceğimizi düşünmeye başladık. Araştırma yaptık, uzmanlarla konuştuk ve ağlarımızı harekete geçirdik; kaybedecek zamanımız yoktu.
Bu sırada, Kosta Rikalı bir eczacı ve girişimci olan Mario Sanchez, tıbbi kullanıma uygun maske satın almak için uçağa biniyordu. Ama basit gibi görünen bir ticari alışveriş için çıktığı bu yolculuk, onu Kosta Rika’dan ABD’ye, Polonya’ya, Almanya’ya ve Hollanda’ya götüren bir maceraya dönüştü. Küçük ölçekli üreticiler ve girişimciler için, Kovid-19’la mücadele için sağlık ürünleri imal etmeye yönelik orijinal, kaliteli ve hesaplı malzemelere ve teknolojilere erişmek kolay değil; bu yılın ilk yarısında ise adeta imkânsızdı. Mario, her adımında engellerle karşılaştı: Yanlış rehberlik, kalitesiz malzemeler, zor satıcılar ve teknolojileri açıp paylaşmaya dair isteksizlik.
Kovid-19 nedeniyle sınırlar kapanmadan birkaç gün önce Mario, Kosta Rika’ya maske alamadan ve umut verici olmayan bir farkındalıkla döndü: Ülkesi, sağlık çalışanlarının pandemi ile mücadelede ihtiyaç duyacakları maske ve diğer kişisel koruyucu ekipman (KKE) konusunda vahim bir eksiklikle karşı karşıyaydı. Kosta Rika’nın bu malzemelerden yeterli miktarda bulundurmasının tek yolu onları üretmeye başlamaktı.
Mario birçok yönden bu zorluğun üstesinden gelmek için oldukça iyi bir konumdaydı - ilaç üreten bir şirketin işletmeciliğini yapıyordu ve hatta yüksek lisans tezini tıbbi malzeme eksiklikleri üzerine yazmıştı. Buna rağmen, Mario hastanelerin ve diğerlerinin çaresizce ihtiyaç duyduğu tıbbi maskeleri üretmek için gerekli teknolojiye erişmekte zorlandı.
Mario yolda iken, bizim projemiz hayata geçmişti. Gelişmekte olan ülkelerdeki üreticileri, girişimcileri ve diğer teknoloji arayanları; küresel yenilikçiler, üniversiteler ve fikri mülkiyetleri ve teknolojilerini ortak faydaya hizmet etmek amacıyla sunan diğer aktörlerle buluşturan Teknolojiye Erişim Ortaklığı başlatılmıştı. Birkaç gün içinde Mario’nun, tıbbi maskelerde kullanılmak üzere filtre geliştiren bir Türk şirketi MEMSİS ile iletişime geçmesini sağladık. İki tarafın anlaşmaya varıp resmi prosedür aşamasına geçtikleri süreçte taraflara eşlik ettik ve görüşmelerini kolaylaştırdık. Bu, Mario’nun güvenebileceği bir ortaklıktı.
Birkaç ay içinde Mario, tıbbi kullanıma uygun bir maske tasarlayıp, Kosta Rika hükümetinden yasal onay alarak prototipler üretti ve bunları test etti. Mario, üretimin artmasıyla birlikte Kosta Rika’ya ve yaklaşık 90 milyon insana ev sahipliği yapan Orta Amerika ve Karayipler’in geri kalanına sağlayacak. Maskenin ulusal ve uluslararası onay alması için gerekli düzenleme ve değerlendirmeleri anlamasına yardımcı olmak için teknoloji ve Mario ile iş birliği içerisinde çalıştık.
İşbirliğinin önemi
Mario’nun projesi, kamu yararına fikirleri olan yenilikçi şirketler ile gelişmekte olan ülkelerdeki girişimci üreticileri bir araya getirerek küresel sağlık sorunlarının üstesinden gelebileceğimizin kanıtı niteliğindedir. Teknolojiye Erişim Ortaklığı çerçevesinde, teknoloji transferi için en uygun şirketleri bir araya getirmek için, talepleri ve teklifleri kaydediyor, teknolojileri inceliyor, BM ve diğer kuruluşların uzmanlarının katkılarından yararlanıyoruz. Böylece, yapılan ortaklıkların sonuçlarının uzun soluklu olmalarını sağlıyoruz. Lesoto ve Güney Afrika’daki diğer yerel görüşmeleri yapıyoruz; bu türden iş birliklerinin, ülkelerin sağlık sistemlerini ve dolayısıyla ekonomilerini destekleme potansiyeline sahip olduğuna kuvvetle inanıyoruz.
Bu başarılara rağmen hâlâ yapılacak çok şey olduğu açık. Kovid-19 pandemisinin seyri her zaman beklendiği gibi olmadı. Hem virüsün kendisi hem de gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçları değişip uyum sağlıyor, bu nedenle bizim de bu değişime ayak uydurmamız gerekiyor.
Genel kullanım amaçlı maskeler halk için etkili ve uygun olsa da, sağlık çalışanlarının korunmasında tıbbi maskeler hayati önem taşımaktadır. Dünya genelinde en az 7 bin sağlık çalışanı Kovid-19 nedeniyle yaşamını yitirdi. Mario Sanchez gibi sosyal bilince sahip girişimcileri bu gidişatı durdurmak için ihtiyaç duydukları teknolojiyle buluşturmaya devam edeceğiz.
Virüs tedavisinde yol kat edildikçe, daha fazla ventilatöre ihtiyaç olduğuna dair ilk öngörümüzün gerçekleşmediğini gördük. Gelişmekte olan ülkelerin kesinlikle ihtiyaç duydukları şey, hâlihazırda sahip oldukları ventilatörlerin bakım ve onarımının yapılması veya Kovid-19 hastalarının kullanımına uygun hale getirilmesi amacıyla kapasitelerinin artırılması olmuştur. İhtiyacı olan ülkeleri destekleyebilmeleri için başka aktörlerle de çalışıyoruz ve ayrıca ventilatör fazlası olan ülkeleri, ventilatörlerini yeterli kapasiteye sahip olmayan ülkelere sunmak üzere bizimle iş birliği yapmaya davet ediyoruz. Teknolojiye Erişim Ortaklığı ayrıca, örneğin oksijen ve pulse oksimetre gibi cihazlar olmak üzere tıbbi cihaz alanındaki önemli ihtiyaçları karşılamaya da yönelecek.
Kovid-19’u en ağır şekilde geçiren hastaların çoğu hayatta kalmak için oksijen desteğine ihtiyaç duyuyor, ancak oksijen cihazı eksiği olan ülkelerdeki çok sayıda insan hayat kurtaran bu tedaviden mahrum kalıyor. Kaynakları sınırlı olan sağlık sistemlerinin oksijen desteği verme kapasitelerini artırmalarına yardımcı olmak üzere bazı pilot çalışmaların yapıldığını görmek bizi sevindiriyor. Bu çabaların daha büyük ölçeklere taşınması son derece önemli ve teknoloji transferinin bu alanda öncü bir rol üstlenebileceğine inanıyoruz.
Ayrıca pulse oksimetreler, bir Kovid-19 hastasının kandaki oksijen seviyesinin kritik ölçüde düşüp düşmediğini belirlemek açısından da çok önemli bir araç haline geldi. Bununla birlikte, bugün piyasadaki pulse oksimetrelerin büyük bir kısmı yalnızca ten rengi açık insanlarda doğru sonuçlar veriyor ve bu durum koyu tenli insanlarda potansiyel olarak tehlikeli tıbbi hatalara yol açabiliyor. Bu konu, kullanılacakları nüfusa uygun pulse oksimetrelerin üretilmesi için fikri mülkiyet sahipleri ile yerel üreticiler arasında teknoloji transferine aracılık etmenin gerekli olacağı bir başka belirgin örnek.
Bütün bunlarla birlikte, üreticiler yakın zamanda, DSÖ öncülüğündeki ACT- Accelerator aracılığıyla En Az Gelişmiş Ülkelere belirli sayıda hızlı tanılama testi sağlama konusunda taahhütte bulunmuş olsalar da, bu bağışlar pandeminin uzun vadede doğru şekilde yönetilmesi için yeterli değil. Bu çabalar, gelişmekte olan ülkeleri, sağlık ihtiyaçlarını karşılamada başka ülkelere bağımlı olmaktan kurtarmıyor. Ülkeleri bu bağımlılıktan ancak etkili teknoloji transferi kurtarabilir. Hayati önem taşıyan yerel test üretimini artıracak teknoloji transferinde lider bir rol üstlenmeye devam edeceğiz. Bunun yanı sıra, biz ve ortaklarımız, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaşamsal öneme sahip bu tanı kapasitelerini geliştirmeye yönelik yatırım eksikliklerinin giderilmesi konusundaki çalışmalarımızı da sürdüreceğiz.
Teknoloji transferi şart
Ülkelere sağlık sistemleriyle ilgili sorunların üstesinden gelmelerine yardımcı olma konusundaki taahhüdümüzle birlikte, en az gelişmiş ülkelerin karşılaştığı diğer acil sorunları ele almak için de teknoloji transferi uygulanabilir. Bu sorunlardan biri tıbbi atık yönetimidir. DSÖ’nün tahminlerine göre, Kovid-19 ile mücadelede her ay dünya genelinde 89 milyon tıbbi maskeye, 76 milyon eldivene ve 1.6 milyon koruyucu gözlüğe ihtiyaç var. Pandemi muazzam miktarda kişisel KKE atığına neden oldu, bu da salgını kontrol altına alma çabalarını engellediği gibi aynı zamanda çevreye de zarar veriyor. Teknolojiye Erişim Ortaklığı, Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine ulaşma konusunda kararlı olup, atık oluşumunu ortadan kaldıran döngüsel ekonomik uygulamaları ve çevre dostu teknolojileri kullanarak KKE atığı sorunlarını ele almanın yollarını değerlendirmeye başladı.
Sağlık sistemlerimizden ekosistemlerimize kadar yaşamın devam etmesini sağlayan sistemler şu an benzeri görülmemiş bir stres altında olduğundan, mevcut durumda bizleri nelerin beklediğini kestirmek çok zor. Mümkün olan en yüksek standartları benimsemekten ve hedeflemekten korkmamalıyız. Mario Sanchez bir risk aldı ve bunun olumlu karşılığını da alıyor çünkü doğru ortağı buldu. Gerçek ve güvenilir ortaklıklar kurmak hiç bu kadar önemli olmamıştı. Teknoloji transferi ile ticari ve sosyal açıdan geleceğe dair nasıl iyimser bir tablo çizilebildiğini paylaşmayı dört gözle bekliyorum. Hayat kurtaran teknolojileri ihtiyaç sahiplerine ulaştırmak ve çağımızın en büyük sağlık sorunlarının üstesinden gelebilecek sağlam sağlık sistemleri oluşturmak için birlikte ve çevik şekilde çalışmamız gerekiyor.
n Teknolojiye Erişim Ortaklığı BM Teknoloji Bankası, UNDP, UNCTAD ve DSÖ’nün yer aldığı ortak bir iş birliğidir.

Joshua Setipa
(BM En Az Gelişmiş Ülkeler Teknoloji Bankası Yönetim Müdürü)