Türkiye, bir yandan Kovid-19 aşılama programına yeni meslek kümelerini dahil edip, yaş sonunu düşürürken başka taraftan da günlük uygulanan aşı sayısını yaklaşık 600 bin doza ulaştırdı. bu biçimdelikle toplumsal bağışıklama maksadına giden yolda kıymetli bir adım atılmış oldu.
TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİ DAHA DA YÜKSEK
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. İsmail Balık, mevzuyla ilgili yaptığı açıklamada, kâfi aşı olduğunda Türkiye’nin altyapısının, günde 1,5 milyon dozdan fazla aşı yapabilme potansiyeli bulunduğuna dikkati çekti.
“TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK YAZ AYLARINDA YAKALANABİLİR
Günde 700 bin ile 1 milyon doz içinde aşı uygulanmasıyla toplumsal bağışıklığın yaz aylarında yakalanabileceğine işaret eden Balık, bir günde 600 bin doz aşıya ulaşılmasının da bunun en değerli işareti olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Balık, “Günde 1 milyon doz aşı uygulanması durumunda temmuz ayı sonuna kadar toplumsal bağışıklık amacına erişiriz. Sonbaharda ise eski normalimize dönebiliriz. olağan olarak bu, aşı tedarikinde sorun kalmamasına ve insanların aşı olmak konusundaki ahengine bağlı.” değerlendirmesinde bulundu.
“AŞI OLMAMIŞ BİREYLER İÇİN RİSK DEVAM EDECEK”
BioNTech aşısının, birinci dozun 10 gün daha sonrasından itibaren tesirini göstermeye başladığına işaret eden Balık, bunun toplum bağışıklığını daha süratli sağlama açısından kıymetli olduğunu vurguladı. Kovid-19’un “salgın” olarak anılmaması için toplumun en az yüzde 60’ının aşılanmış olması gerektiğini aktaran Balık, “Toplumun en az yüzde 60’ı aşılandığında hastalık ‘salgın’ formundan çıkıp az sayıda enfeksiyon olayı olarak görülmeye, artık toplumu önemli biçimde etkilememeye başlayabilir. şüphesiz bu süreçte aşı olmamış bireyler için risk devam edecektir.” diye konuştu.
“TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIĞIN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK PÜRÜZ AŞI KARARSIZLIĞI”
Bir tarafta bir an evvel aşısını olmak isteyen başka tarafta ise aşı konusunda kararsızlık yaşayan bir kesim bulunduğuna dikkati çeken Balık, şunları söylemiş oldu:
“Elimizde kâfi aşı olduktan daha sonra toplumsal bağışıklığa ulaşmada en büyük pürüzümüz, aşı kararsızları. Günlük aşılama oranı arttıkça ve genç yaşlbazı kimi yaklaştıkça aşı olma konusunda kararsız olanların sayısının da arttığını gorebiliriz. Hem Türkiye’de tıpkı vakitte dünyada aşı kararsızlarının sayısı genç yaşlara yanlışsız giderek artıyor. Bu niçinle aşı kararsızlığına dönük Türkiye çapında toplumsal bir kampanya düzenlenebilir. Toplumun kanaat liderleri, siyasetçiler, sanatkarlar, sportmenler, öğretmenler, din adamları da bu kampanyaya takviye vermeli. Sevilen, hürmet duyulan şahısların, kesitlerin bu mevzuda yapacağı bilgilendirme ve hassaslık davetleri olumlu bir tesir yapacaktır. Daha evvel düzenlediğimiz aşı kampanyasında da bu biçimde sonuçlar aldık. Önümüzdeki günlerde günlük aşılama oranlarını yakalamakta sorun yaşanmaması açısından bu biçimde bir kampanyaya çabucak başlamanın faydalı olacağını düşünüyorum.”
Kaynak: Anadolu Ajansı
TÜRKİYE’NİN POTANSİYELİ DAHA DA YÜKSEK
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Kısmı Lideri Prof. Dr. İsmail Balık, mevzuyla ilgili yaptığı açıklamada, kâfi aşı olduğunda Türkiye’nin altyapısının, günde 1,5 milyon dozdan fazla aşı yapabilme potansiyeli bulunduğuna dikkati çekti.
“TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIK YAZ AYLARINDA YAKALANABİLİR
Günde 700 bin ile 1 milyon doz içinde aşı uygulanmasıyla toplumsal bağışıklığın yaz aylarında yakalanabileceğine işaret eden Balık, bir günde 600 bin doz aşıya ulaşılmasının da bunun en değerli işareti olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Balık, “Günde 1 milyon doz aşı uygulanması durumunda temmuz ayı sonuna kadar toplumsal bağışıklık amacına erişiriz. Sonbaharda ise eski normalimize dönebiliriz. olağan olarak bu, aşı tedarikinde sorun kalmamasına ve insanların aşı olmak konusundaki ahengine bağlı.” değerlendirmesinde bulundu.
“AŞI OLMAMIŞ BİREYLER İÇİN RİSK DEVAM EDECEK”
BioNTech aşısının, birinci dozun 10 gün daha sonrasından itibaren tesirini göstermeye başladığına işaret eden Balık, bunun toplum bağışıklığını daha süratli sağlama açısından kıymetli olduğunu vurguladı. Kovid-19’un “salgın” olarak anılmaması için toplumun en az yüzde 60’ının aşılanmış olması gerektiğini aktaran Balık, “Toplumun en az yüzde 60’ı aşılandığında hastalık ‘salgın’ formundan çıkıp az sayıda enfeksiyon olayı olarak görülmeye, artık toplumu önemli biçimde etkilememeye başlayabilir. şüphesiz bu süreçte aşı olmamış bireyler için risk devam edecektir.” diye konuştu.
“TOPLUMSAL BAĞIŞIKLIĞIN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK PÜRÜZ AŞI KARARSIZLIĞI”
Bir tarafta bir an evvel aşısını olmak isteyen başka tarafta ise aşı konusunda kararsızlık yaşayan bir kesim bulunduğuna dikkati çeken Balık, şunları söylemiş oldu:
“Elimizde kâfi aşı olduktan daha sonra toplumsal bağışıklığa ulaşmada en büyük pürüzümüz, aşı kararsızları. Günlük aşılama oranı arttıkça ve genç yaşlbazı kimi yaklaştıkça aşı olma konusunda kararsız olanların sayısının da arttığını gorebiliriz. Hem Türkiye’de tıpkı vakitte dünyada aşı kararsızlarının sayısı genç yaşlara yanlışsız giderek artıyor. Bu niçinle aşı kararsızlığına dönük Türkiye çapında toplumsal bir kampanya düzenlenebilir. Toplumun kanaat liderleri, siyasetçiler, sanatkarlar, sportmenler, öğretmenler, din adamları da bu kampanyaya takviye vermeli. Sevilen, hürmet duyulan şahısların, kesitlerin bu mevzuda yapacağı bilgilendirme ve hassaslık davetleri olumlu bir tesir yapacaktır. Daha evvel düzenlediğimiz aşı kampanyasında da bu biçimde sonuçlar aldık. Önümüzdeki günlerde günlük aşılama oranlarını yakalamakta sorun yaşanmaması açısından bu biçimde bir kampanyaya çabucak başlamanın faydalı olacağını düşünüyorum.”
Kaynak: Anadolu Ajansı