Şekerin tadını kaçırdılar
7 Haziran 2021 tarihinde medya haberlerinden Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ)’in kotasının yüzde 100 artırılarak, yüzde 2.5’dan yüzde 5’e çıkarıldığını öğrendik. Her ne kadar Bakanlık bunu yalanlasa da yazmakta yarar var.
Bilindiği üzere pancar yanında mısır üzere öbür bitkilerden elde edilen şeker gibisi hususlar Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) olarak isimlendiriliyor. Bunların toplam şeker üretimindeki hissesine Kota diyoruz. NBŞ’nin haricinde bir de kimyasal kökenli tatlandırıcılar var.
AB ülkelerinde kota oranının yüzde 0-4 oranında değiştiği biliniyor.
Dilerseniz Türkiye’deki kotanın kısa geçmişine bir bakalım.
Türkiye’de şeker, şeker pancarından üretiliyordu. Bu, birinci kez Kemal Derviş Maddeleri ile bozuldu.
Belleklerimizi bir sorgulayalım.
Özelleştirme çalışmalarında Kemal Derviş’i de uygun tanımak gerekiyor.
Ecevit Hükümeti tarafınca 2001 yılında, Türkiye iktisadını kurtarmak (!) hedefiyle devlet bakanı yapıldı.
15 günde 15 maddeyle pancara ve tütüne kota konuldu, şeker ve tütün fabrikalarının satılması kolaylaştırıldı.
Şeker Yasası, Tütün Yasası ve Tuz Yasası üzere yasalar direkt tarım ve besin ile ilgiliydi. Lakin onlarla dolaylı ilişkili üç yasanın içeriğine de değinmek gerekiyor.
Milletlerarası Tahkim Yasası ile yabancılık ögesinin bulunduğu kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz şartlaşma ve kontratlarından doğan uyuşmazlıkların memleketler arası mahkemelerde taşınabilmesini sağlandı. Ulusal irade emperyalist merkezlere devredildi.
İhale Yasası ile kamu ihalelerine yabancılar için konulan sınırlamalar kaldırıldı. Akabinde tekraren değiştirilen ihale kanunlarıyla devlet delik deşik edildi. İhaleye verilmeyen devlet işi bırakılmadı.
Ekonomik ve Toplumsal Kurul Yasası ile sendikaları denetleyecek merkez oluşturuldu. Kamunun, emekçi, patron örgütlerinin buluştuğu örgüte, Ekonomik ve Toplumsal Kurul ismi verildi.
yıllar daha sonra eski bakanlardan, üstelik sağ eğilimli Güneş Taner, Derviş hakkında şunları söylüyordu:
“Özel bir bakılırsavi vardı. Yerli sermayeyi biçerek yabancılara kapıları sonuna kadar açtı. Bankalar ve sigorta şirketleri el değiştirdi.”
Fakat yıllar daha sonra 2014 yılında yapmış olduğu bir söyleşide Kemal Derviş; “Bizi Özelleştirmeye Zorladılar” diye bir itirafta bulunuyor ve “…ondan sonrasında ABD’ye geldim ve Lider Bush’un Hazine Bakanı beni epeyce soğuk karşıladı… Kendisi ‘krediye hiç gerek yok’ dedi. Şayet bilmiyorsanız ‘özelleştirme konusunda size yardımcı olayım. Lakin özelleştirirken satacaksınız, piyasa ne verirse o fiyata satacaksınız. Biz bu kadar ucuza satmayız diye bir tavır içine girerseniz bu biçimde hiç bir şeyi başaramazsınız” dediklerini anlatarak aslında kendisine verilen memleketler arası nazaranvi örtmeye çalışıyordu
Özelleştirme şampiyonlarına soralım.
Kemal Derviş nerede?
Tahminen kiminiz unutmuş olabilir.
Türkiye’de NBŞ üretimi, beş firmanın kontrolünde. Mısır şurubunun fiyatı, şeker pancarı şekerine bakılırsa ton başına 250-300 dolar daha ucuz ve sıvı olarak pazarlanabilmekte. Bu niçinlerle, şekerlemeler, unlu mamuller, reçel, alkollü ve alkolsüz içecekler üzere şekerli besin endüstrinde yaygın olarak kullanılıyor.
NBŞ’lerin tüketimi, AB’nde ve dünyada düşerken Türkiye’de yükseliyor. Türkiye’de kişi başına NBŞ tüketimi 5 kg. iken, 27 üyeli AB’de bu ölçü 1 kg. civarında.
SIHHATİMİZE ZİYAN VERİYOR
Türkiye’de mısırdan üretilen NBŞ, bedende früktoza dönüşüyor. Fruktoz, insülün direncini olumsuz olarak tetikliyor. Şeker hastalığı ve şişmanlık yaratıyor.
NBŞ, kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine niye oluyor.
NBŞ, birfazlaca kronik hastalıkları yol açıyor.
Şekerlemeleri, kek ve pastaları ve reçellerimizi konutumuzda yapalım.
Bebelerimize bisküvi, çikulata ve gazlı içecekleri almayalım.
TV Reklamlarına kanmayalım.
Örneğin 2016 senelerda reklamlarda bayanlarda adet öncesi periyotta, hamileliktilk evvel ya da daha sonrasında gözlemlenen besin intoleransına karşı çikolata öğütleniyordu. Ünlü oyuncular “İntense Krizi Sonuçta” diyordu.
Canımız baklava ve helva üzere tatlıları çektiği vakit kesinlikle şeker pancarı şekeri kullanıp kullanmadıklarını denetim edelim.
Ve de etrafımızda siyasetçi var ise bu mevzuda da bir sorgulama yapalım.
Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı
ALINTIDIR
7 Haziran 2021 tarihinde medya haberlerinden Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ)’in kotasının yüzde 100 artırılarak, yüzde 2.5’dan yüzde 5’e çıkarıldığını öğrendik. Her ne kadar Bakanlık bunu yalanlasa da yazmakta yarar var.
Bilindiği üzere pancar yanında mısır üzere öbür bitkilerden elde edilen şeker gibisi hususlar Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) olarak isimlendiriliyor. Bunların toplam şeker üretimindeki hissesine Kota diyoruz. NBŞ’nin haricinde bir de kimyasal kökenli tatlandırıcılar var.
AB ülkelerinde kota oranının yüzde 0-4 oranında değiştiği biliniyor.
Dilerseniz Türkiye’deki kotanın kısa geçmişine bir bakalım.
Türkiye’de şeker, şeker pancarından üretiliyordu. Bu, birinci kez Kemal Derviş Maddeleri ile bozuldu.
Belleklerimizi bir sorgulayalım.
Özelleştirme çalışmalarında Kemal Derviş’i de uygun tanımak gerekiyor.
Ecevit Hükümeti tarafınca 2001 yılında, Türkiye iktisadını kurtarmak (!) hedefiyle devlet bakanı yapıldı.
15 günde 15 maddeyle pancara ve tütüne kota konuldu, şeker ve tütün fabrikalarının satılması kolaylaştırıldı.
Şeker Yasası, Tütün Yasası ve Tuz Yasası üzere yasalar direkt tarım ve besin ile ilgiliydi. Lakin onlarla dolaylı ilişkili üç yasanın içeriğine de değinmek gerekiyor.
Milletlerarası Tahkim Yasası ile yabancılık ögesinin bulunduğu kamu hizmetleriyle ilgili imtiyaz şartlaşma ve kontratlarından doğan uyuşmazlıkların memleketler arası mahkemelerde taşınabilmesini sağlandı. Ulusal irade emperyalist merkezlere devredildi.
İhale Yasası ile kamu ihalelerine yabancılar için konulan sınırlamalar kaldırıldı. Akabinde tekraren değiştirilen ihale kanunlarıyla devlet delik deşik edildi. İhaleye verilmeyen devlet işi bırakılmadı.
Ekonomik ve Toplumsal Kurul Yasası ile sendikaları denetleyecek merkez oluşturuldu. Kamunun, emekçi, patron örgütlerinin buluştuğu örgüte, Ekonomik ve Toplumsal Kurul ismi verildi.
yıllar daha sonra eski bakanlardan, üstelik sağ eğilimli Güneş Taner, Derviş hakkında şunları söylüyordu:
“Özel bir bakılırsavi vardı. Yerli sermayeyi biçerek yabancılara kapıları sonuna kadar açtı. Bankalar ve sigorta şirketleri el değiştirdi.”
Fakat yıllar daha sonra 2014 yılında yapmış olduğu bir söyleşide Kemal Derviş; “Bizi Özelleştirmeye Zorladılar” diye bir itirafta bulunuyor ve “…ondan sonrasında ABD’ye geldim ve Lider Bush’un Hazine Bakanı beni epeyce soğuk karşıladı… Kendisi ‘krediye hiç gerek yok’ dedi. Şayet bilmiyorsanız ‘özelleştirme konusunda size yardımcı olayım. Lakin özelleştirirken satacaksınız, piyasa ne verirse o fiyata satacaksınız. Biz bu kadar ucuza satmayız diye bir tavır içine girerseniz bu biçimde hiç bir şeyi başaramazsınız” dediklerini anlatarak aslında kendisine verilen memleketler arası nazaranvi örtmeye çalışıyordu
Özelleştirme şampiyonlarına soralım.
Kemal Derviş nerede?
Tahminen kiminiz unutmuş olabilir.
Türkiye’de NBŞ üretimi, beş firmanın kontrolünde. Mısır şurubunun fiyatı, şeker pancarı şekerine bakılırsa ton başına 250-300 dolar daha ucuz ve sıvı olarak pazarlanabilmekte. Bu niçinlerle, şekerlemeler, unlu mamuller, reçel, alkollü ve alkolsüz içecekler üzere şekerli besin endüstrinde yaygın olarak kullanılıyor.
NBŞ’lerin tüketimi, AB’nde ve dünyada düşerken Türkiye’de yükseliyor. Türkiye’de kişi başına NBŞ tüketimi 5 kg. iken, 27 üyeli AB’de bu ölçü 1 kg. civarında.
SIHHATİMİZE ZİYAN VERİYOR
Türkiye’de mısırdan üretilen NBŞ, bedende früktoza dönüşüyor. Fruktoz, insülün direncini olumsuz olarak tetikliyor. Şeker hastalığı ve şişmanlık yaratıyor.
NBŞ, kanserden kalp hastalıklarına ve karaciğer yetmezliğine niye oluyor.
NBŞ, birfazlaca kronik hastalıkları yol açıyor.
Şekerlemeleri, kek ve pastaları ve reçellerimizi konutumuzda yapalım.
Bebelerimize bisküvi, çikulata ve gazlı içecekleri almayalım.
TV Reklamlarına kanmayalım.
Örneğin 2016 senelerda reklamlarda bayanlarda adet öncesi periyotta, hamileliktilk evvel ya da daha sonrasında gözlemlenen besin intoleransına karşı çikolata öğütleniyordu. Ünlü oyuncular “İntense Krizi Sonuçta” diyordu.
Canımız baklava ve helva üzere tatlıları çektiği vakit kesinlikle şeker pancarı şekeri kullanıp kullanmadıklarını denetim edelim.
Ve de etrafımızda siyasetçi var ise bu mevzuda da bir sorgulama yapalım.
Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı
ALINTIDIR