ahmetbeyler
Active member
Önal, salgın sürecinde, uzaktan eğitim, konuttan çalışma ve toplumsallaşma muhtaçlığının giderilmeye çalışılması üzere niçinlerin bağlantıya olan talebi artırdığını belirterek, ağır trafik, şebekelere binen yük, artan taleplerin operatörler için karşılanması zarurî hale gelen süreçler olduğundan bahsetti.
Türk Telekom’un bütün Türkiye’ye yayılmış yaygın organizasyonel yapısının talepleri çevik biçimde karşılamakta kıymetli etken olduğuna işaret eden Önal, salgın öncesi çekirdek şebekeye yapılan önemli ölçüdeki kapasite yatırımlarının, bu sürecin uygun yönetilmesini sağladığına dikkati çekti.
Önal, olağan koşullarda bilhassa akşam saatlerine yayılan trafik artışının salgın periyodunda, günün her saatindeki yüksek artış olarak kendini gösterdiğini aktararak, şunları kaydetti:
“Kendi abonelerimizin kişi başı ortalama aylık veri kullanması 245 GB’a kadar çıktı. Telekomünikasyon dalı açısından bence Türkiye salgın periyodunda uygun bir imtihan verdi. Bu kadar ani talebi, telekomünikasyon dalının tamamı yeterli karşıladı. Özelde, Türk Telekom’un yaygın servis ağı ve Türkiye’nin her yerinde olmaktan kaynaklı avantajını da uygun kullandık. Artan irtibat muhtaçlığı ve pazar dinamikleri, bizi yatırım konusunda iştahlandırıyor.
sonuçlarımız, daha evvelki senelerla kıyasladığımızda, son birkaç yıldaki yatırımlarımızı süratle artırmamızın ne kadar gerçek bir karar olduğunu bize gösteriyor. Bu trend, Türk Telekom’un, hissedarlarının ve yatırımcılarının beklentilerini karşıladığı üzere şirketin yatırım konusundaki iştahının devam ettiğini ve edeceğini gösteriyor.”
“İndirimli müracaat talebimiz BTK tarafınca kabul gördü”
Yaklaşan 5G ihale sürecine ait değerlendirmelerde bulunan Önal, Türkiye’deki telekomünikasyon bölümünün gelişimi için kilit noktanın, 5G ve daha sonrasında gelecek olan yeni jenerasyon teknolojilerin Türkiye’ye süratli bir biçimde adaptasyonunu sağlayacak altyapıya sahip olma problemi olduğunu söylemiş oldu.
Temel anahtarın bu iki nokta olduğunun altını çizen Önal, şu ayrıntıları verdi:
“Türk Telekom olarak 5G’nin temel taşıyıcısı olan fiberi yaygınlaştırmak temel motivasyonumuz ve önceliğimiz. ‘Sadece merkeze değil herkese’ anlayışı ile Türkiye’yi uçtan uca fiber ağlarla örme konsantrasyonu ile hareket ediyoruz. Birinci çeyrek sonuçlarımız prestijiyle, Türkiye’deki sokakların yüzde 85’ine yakınına fiberle gitmiş durumdayız. Bunların bir daha hayli büyük bir kısmına binaya ve daireye kadar da fiberle gitmiş durumdayız. 5G’nin temel taşıyıcısı fiber diyoruz, bu açıdan bakıldığında baz istasyonlarımızın da yüzde 45’i fibere bağlı durumda. Bu da bizi 5G’ye en hazır operatör yapıyor.
Bununla ilgili bir adım daha attık. Türkiye’nin 5G’ye süratli geçişi ismine, taşınabilir operatörlerin baz istasyonlarını fiberleştirebilmesi ve transmisyon muhtaçlıklarını daha uygun maliyetler ile karşılayabilmesi için Bilgi Teknolojileri ve İrtibat Kurumu’na (BTK) mevcut tutarlarımıza kıyasla fazlaca daha indirimli tarife müracaatında bulunduk. Yüzde 60’lara varan ve hatta eser tercihlerine nazaran yer yer üzerinde seyredebilen indirimler BTK tarafınca onaylandı.
Bunu, Türkiye’deki 5G hizmetinin önünün acilen açılması ve taşınabilir operatörlerin baz istasyonlarını süratlice fibere bağlamaları noktasında, onları motive etmek ismine yaptık. Bu talebimiz BTK tarafınca kabul gördü. ötürüsıyla bu biçimde bir tarifeyi toptan seviyede sunarak; taşınabilir operatörlerin baz istasyonlarının fiberleştirilmesine katkı sağlayacak ve Türkiye’nin 5G’ye geçme sürecine takviye olacağız.”
“Fiber altyapı paylaşımı konusunda elmalar ve armutlar birbirine karışıyor”
Önal, Vodafone ve Turkcell tarafınca kamuoyunda sıkça lisana getirilen fiberde ortak altyapı paylaşımı konusuna da açıklık getirdi.
Fiber altyapı paylaşımı konusunda elmalarla ve armutların birbirine karıştığı değerlendirmesinde bulunan Önal, şunları söylemiş oldu:
“Türk Telekom’un altyapısı Türkiye’nin altyapısı. Türk Telekom’un kurmuş ve büyütmüş olduğu sabit internet altyapısının sahibi değiliz. Üstlenicisiyiz, işletmecisiyiz, geliştiricisiyiz. Biz üstlenicisi ve işletmeci olduğumuz bu altyapıyı sürekli üst gerçek taşımaya çalışıyoruz. Bilhassa son senelerda artan bir ivmeyle erişim yatırımlarını önemli biçimde hızlandırıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın internet suratlarının artması ve fiberin yaygınlaştırılması ile ilgili göstermiş olduğu amacı kendimize ödev olarak alıyor, artan yatırımlarımızla sürat kesmeden, Türkiye’nin fiberleşmesi noktasında son derece yüksek bir motivasyon ile durmaksızın çalışıyoruz.
bir daha ortak altyapı konusunda 2018 yılında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı nezdinde kesimin tüm oyuncularının bir ortaya gelerek imzaladığı Sabit Elektronik İrtibat Altyapısını Kiralama Protokolü var. Bu protokole şu an ‘feveran eden’ operatörler en üst seviyede imza attılar. Niyet bir şeyi birlikte yapmaksa ki, biz de istiyoruz. Bunu mevzuatlar, kurallar çerçevesinde bütün oyuncuların imzaladığı protokolün hudutları içerisinde yapalım diyoruz.
Bu ortak paylaşım konusunu talep ederken, taleplerin hukuksal bulunmasına, ticari bir mantığa dayanmasına dikkat etmek gerekiyor. Talebin rasyonel ve yeterli niyetli olması lazım. Bizim ortaklarımız, hissedarlarımız ve yatırımcılarımız var. İrtibat dalında Türkiye’nin dijital dönüşümünün omurgası olmak bizim görevimiz. Bunu fakat kuvvetli kalarak, kuvvetli finansallarla yapabiliriz. ötürüsıyla bu taleplerin bir ticari mantığa dayanması lazım.”
“Şimdiye kadar Türk Telekom’dan altyapı almak için kaç tane müracaat oldu da kaç tanesi geri döndü?”
Fiber altyapı konusunda verdikleri emeklere, yaptıkları çalışma ve yatırımlara atıfta bulunan Önal, çok çalışmanın akabinde gündeme getirilen taleplerin kazan-kazan mantığında olması gerektiğini, Türk Telekom da dahil tek bir işletmeye yarar sağlayacak denklemin kimseye yararının olmayacağını söylemiş oldu.
Önal, değerlendirmelerine şöyleki devam etti:
“Taleplerin, elmalarla armutların karıştırıldığı bir denklemle değil, makul, mantıklı, anlaşılabilir bir yerde olması lazım. Artık ben çağrıyı yapıyorum. Diyorum ki, ‘Baz istasyonlarının fiberleştirilmesi için mevcut meblağların epeyce oldukça altında bir fiyat var.’ Buna karşın, ‘Kazı yapacağım, yinelenmiş yatırım yapacağım’ deniliyorsa ona bir şey diyemiyorum. bu biçimde bunun ismi tekrarlanmış yatırım, olur. Yapılan protokol ortada. O protokolün hudutları çerçevesinde elimizden gelen her şeyi yapmaya devam ediyoruz. Birebir biçimde bundan daha sonra da dövize endeksli bir yatırım kaleminde, Türkiye’nin yeniden yine yatırım yapmasının önüne geçecek biçimde her türlü adımı atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz.
ötürüsıyla bu altyapı sorununda Türk Telekom, tüzel, ticari ve muhakkak bir rasyonalite içerisinde olan her türlü talebi karşılamaya hazır. Şöyle bir soruyu sormak gerekiyor, ‘Türk Telekom’dan altyapı almak için şimdiye kadar kaç tane müracaat oldu da kaç tanesi geri döndü?’ ‘Müracaat ettim’ demek, ‘Ben Türk Telekom tarafınca altyapı almak istiyorum’ demek değil. Bunun nasıl olacağının bir kuralı var. BTK’nın bu bahiste süreçleri var. Buradaki durumu, sureti haktan görünerek farklı ajandaların dolanıma sokulması olarak görüyorum. Bunu bir noktaya kadar anlayabiliyorum. Hepimiz ticaretin ve rekabetin ortasındayız lakin bir noktadan daha sonrası epey manipülatif.”
Sürece uygun gelen taleplerin tamamının Türk Telekom tarafınca işletildiğini ve karşılandığını lisana getiren Önal, “Türk Telekom, Edirne’den Kars’a kadar, ‘sadece kârlı yerlerde değil, karlı yerlerde de yatırım yapması’ fakat kimi işletmecilerin taleplerinin yalnızca alım gücü yüksek bölgelerle ilgili olması pek adil ve gerçek değil.” değerlendirmesinde bulundu.
Önal, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“Biz kanun koyucu, kural belirleyici, düzenleyici değiliz. Herkes üzere biz de düzenlemelere bakılırsa hareket eden bir operatörüz. İmtiyazın bize tanıdığı hakkın hudutları içerisinde ve protokoller çerçevesinde davranıyoruz. Sürecin hakikat işletildiği hiç bir yerde altyapının kiralanmaması, paylaşılmaması kelam konusu değil. Burada yapılmak istenen, Türk Telekom’un kamu otoriteleri nezdinde, kanunen yapması gereken bir şeyi kanunlara direnerek yapmıyormuş üzere bir algı oluşturmak ve düzenleyici kuruluşa hafriyat müsaadesi konusunda baskı yapmak. Türkiye’nin yüzde 85’ine yakınında sokağa kadar gitmişiz, bu yılın sonunda bu sayı yüzde 90’ları bulacak.”
“Türk Telekom üzerinden farklı ajandalar gündeme alınıyor”
Önal, “Şimdi yüzde 60’lara varan ve hatta eser tercihlerine bakılırsa yer yer üzerinde seyredebilen indirimlerle baz istasyonlarını fiberleştirmeyi teklif ediyoruz, bundan daha açık bir teklif olabilir mi?” dedi.
Türk Telekom üzerinden farklı ajandaların gündeme alındığına dikkati çeken Önal, şu tabirleri kullandı:
“Ticari olarak anlaşılır bulmakla birlikte, acıklı olan şey, düzenleyici kuruluşlara bu tıp baskıları yapmak. Yoksa ticari olarak rekabetin içerisinde bunların hepsi yapılır ancak elmalarla, armutları şuurlu bir halde birbirine karıştırarak bu sıkıntıyı çözemeyiz. Ortada bir mukavele var. Buna herkes imza atmış. Mukavelenin yükümlülüklerine göre davranılan hiç bir yerde, Türk Telekom edimlerini yerine getirmekten geri durmaz. Bizde kamu kültürü vardır, kamu terbiyesi vardır. Bir şey süreçlerine uygun olarak ilerletildiğinde, bizde asla iş durdurulmaz.”
“Vodafone’un mobilde de ortak paylaşım teklifini olumlu karşılıyoruz”
Türk Telekom CEO’su Önal, geçen günlerde Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy’un, “sadece fiber altyapıda değil, mobilde de ortak paylaşım” teklifine de cevap verdi.
Bu bahiste geçmişten bu yana kendilerinin de yalnızca sabit altyapıda değil, taşınabilir tarafta da ortak altyapı paylaşımı noktasında bir grup şeyler yapılabileceğini lisana getirdiklerini hatırlatan Önal, teklife şu karşılığı verdi:
“Bunu sıradan bir kule paylaşımı üzere pasif bir paylaşım modelinde değil, etkin paylaşım modeliyle de yapılabileceği istikametinde her vakit telaffuzlarımız var. Gerçekten Vodafone ile bunun bir denemesini 2017-2018 yılında yaptık. ötürüsıyla bu noktada biz taşınabilir paylaşımının da üzerinde duruyoruz. ötürüsıyla bu öneriyi olumlu karşılıyoruz.”
Türk Telekom’un bütün Türkiye’ye yayılmış yaygın organizasyonel yapısının talepleri çevik biçimde karşılamakta kıymetli etken olduğuna işaret eden Önal, salgın öncesi çekirdek şebekeye yapılan önemli ölçüdeki kapasite yatırımlarının, bu sürecin uygun yönetilmesini sağladığına dikkati çekti.
Önal, olağan koşullarda bilhassa akşam saatlerine yayılan trafik artışının salgın periyodunda, günün her saatindeki yüksek artış olarak kendini gösterdiğini aktararak, şunları kaydetti:
“Kendi abonelerimizin kişi başı ortalama aylık veri kullanması 245 GB’a kadar çıktı. Telekomünikasyon dalı açısından bence Türkiye salgın periyodunda uygun bir imtihan verdi. Bu kadar ani talebi, telekomünikasyon dalının tamamı yeterli karşıladı. Özelde, Türk Telekom’un yaygın servis ağı ve Türkiye’nin her yerinde olmaktan kaynaklı avantajını da uygun kullandık. Artan irtibat muhtaçlığı ve pazar dinamikleri, bizi yatırım konusunda iştahlandırıyor.
sonuçlarımız, daha evvelki senelerla kıyasladığımızda, son birkaç yıldaki yatırımlarımızı süratle artırmamızın ne kadar gerçek bir karar olduğunu bize gösteriyor. Bu trend, Türk Telekom’un, hissedarlarının ve yatırımcılarının beklentilerini karşıladığı üzere şirketin yatırım konusundaki iştahının devam ettiğini ve edeceğini gösteriyor.”
“İndirimli müracaat talebimiz BTK tarafınca kabul gördü”
Yaklaşan 5G ihale sürecine ait değerlendirmelerde bulunan Önal, Türkiye’deki telekomünikasyon bölümünün gelişimi için kilit noktanın, 5G ve daha sonrasında gelecek olan yeni jenerasyon teknolojilerin Türkiye’ye süratli bir biçimde adaptasyonunu sağlayacak altyapıya sahip olma problemi olduğunu söylemiş oldu.
Temel anahtarın bu iki nokta olduğunun altını çizen Önal, şu ayrıntıları verdi:
“Türk Telekom olarak 5G’nin temel taşıyıcısı olan fiberi yaygınlaştırmak temel motivasyonumuz ve önceliğimiz. ‘Sadece merkeze değil herkese’ anlayışı ile Türkiye’yi uçtan uca fiber ağlarla örme konsantrasyonu ile hareket ediyoruz. Birinci çeyrek sonuçlarımız prestijiyle, Türkiye’deki sokakların yüzde 85’ine yakınına fiberle gitmiş durumdayız. Bunların bir daha hayli büyük bir kısmına binaya ve daireye kadar da fiberle gitmiş durumdayız. 5G’nin temel taşıyıcısı fiber diyoruz, bu açıdan bakıldığında baz istasyonlarımızın da yüzde 45’i fibere bağlı durumda. Bu da bizi 5G’ye en hazır operatör yapıyor.
Bununla ilgili bir adım daha attık. Türkiye’nin 5G’ye süratli geçişi ismine, taşınabilir operatörlerin baz istasyonlarını fiberleştirebilmesi ve transmisyon muhtaçlıklarını daha uygun maliyetler ile karşılayabilmesi için Bilgi Teknolojileri ve İrtibat Kurumu’na (BTK) mevcut tutarlarımıza kıyasla fazlaca daha indirimli tarife müracaatında bulunduk. Yüzde 60’lara varan ve hatta eser tercihlerine nazaran yer yer üzerinde seyredebilen indirimler BTK tarafınca onaylandı.
Bunu, Türkiye’deki 5G hizmetinin önünün acilen açılması ve taşınabilir operatörlerin baz istasyonlarını süratlice fibere bağlamaları noktasında, onları motive etmek ismine yaptık. Bu talebimiz BTK tarafınca kabul gördü. ötürüsıyla bu biçimde bir tarifeyi toptan seviyede sunarak; taşınabilir operatörlerin baz istasyonlarının fiberleştirilmesine katkı sağlayacak ve Türkiye’nin 5G’ye geçme sürecine takviye olacağız.”
“Fiber altyapı paylaşımı konusunda elmalar ve armutlar birbirine karışıyor”
Önal, Vodafone ve Turkcell tarafınca kamuoyunda sıkça lisana getirilen fiberde ortak altyapı paylaşımı konusuna da açıklık getirdi.
Fiber altyapı paylaşımı konusunda elmalarla ve armutların birbirine karıştığı değerlendirmesinde bulunan Önal, şunları söylemiş oldu:
“Türk Telekom’un altyapısı Türkiye’nin altyapısı. Türk Telekom’un kurmuş ve büyütmüş olduğu sabit internet altyapısının sahibi değiliz. Üstlenicisiyiz, işletmecisiyiz, geliştiricisiyiz. Biz üstlenicisi ve işletmeci olduğumuz bu altyapıyı sürekli üst gerçek taşımaya çalışıyoruz. Bilhassa son senelerda artan bir ivmeyle erişim yatırımlarını önemli biçimde hızlandırıyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın internet suratlarının artması ve fiberin yaygınlaştırılması ile ilgili göstermiş olduğu amacı kendimize ödev olarak alıyor, artan yatırımlarımızla sürat kesmeden, Türkiye’nin fiberleşmesi noktasında son derece yüksek bir motivasyon ile durmaksızın çalışıyoruz.
bir daha ortak altyapı konusunda 2018 yılında, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı nezdinde kesimin tüm oyuncularının bir ortaya gelerek imzaladığı Sabit Elektronik İrtibat Altyapısını Kiralama Protokolü var. Bu protokole şu an ‘feveran eden’ operatörler en üst seviyede imza attılar. Niyet bir şeyi birlikte yapmaksa ki, biz de istiyoruz. Bunu mevzuatlar, kurallar çerçevesinde bütün oyuncuların imzaladığı protokolün hudutları içerisinde yapalım diyoruz.
Bu ortak paylaşım konusunu talep ederken, taleplerin hukuksal bulunmasına, ticari bir mantığa dayanmasına dikkat etmek gerekiyor. Talebin rasyonel ve yeterli niyetli olması lazım. Bizim ortaklarımız, hissedarlarımız ve yatırımcılarımız var. İrtibat dalında Türkiye’nin dijital dönüşümünün omurgası olmak bizim görevimiz. Bunu fakat kuvvetli kalarak, kuvvetli finansallarla yapabiliriz. ötürüsıyla bu taleplerin bir ticari mantığa dayanması lazım.”
“Şimdiye kadar Türk Telekom’dan altyapı almak için kaç tane müracaat oldu da kaç tanesi geri döndü?”
Fiber altyapı konusunda verdikleri emeklere, yaptıkları çalışma ve yatırımlara atıfta bulunan Önal, çok çalışmanın akabinde gündeme getirilen taleplerin kazan-kazan mantığında olması gerektiğini, Türk Telekom da dahil tek bir işletmeye yarar sağlayacak denklemin kimseye yararının olmayacağını söylemiş oldu.
Önal, değerlendirmelerine şöyleki devam etti:
“Taleplerin, elmalarla armutların karıştırıldığı bir denklemle değil, makul, mantıklı, anlaşılabilir bir yerde olması lazım. Artık ben çağrıyı yapıyorum. Diyorum ki, ‘Baz istasyonlarının fiberleştirilmesi için mevcut meblağların epeyce oldukça altında bir fiyat var.’ Buna karşın, ‘Kazı yapacağım, yinelenmiş yatırım yapacağım’ deniliyorsa ona bir şey diyemiyorum. bu biçimde bunun ismi tekrarlanmış yatırım, olur. Yapılan protokol ortada. O protokolün hudutları çerçevesinde elimizden gelen her şeyi yapmaya devam ediyoruz. Birebir biçimde bundan daha sonra da dövize endeksli bir yatırım kaleminde, Türkiye’nin yeniden yine yatırım yapmasının önüne geçecek biçimde her türlü adımı atıyoruz, atmaya da devam edeceğiz.
ötürüsıyla bu altyapı sorununda Türk Telekom, tüzel, ticari ve muhakkak bir rasyonalite içerisinde olan her türlü talebi karşılamaya hazır. Şöyle bir soruyu sormak gerekiyor, ‘Türk Telekom’dan altyapı almak için şimdiye kadar kaç tane müracaat oldu da kaç tanesi geri döndü?’ ‘Müracaat ettim’ demek, ‘Ben Türk Telekom tarafınca altyapı almak istiyorum’ demek değil. Bunun nasıl olacağının bir kuralı var. BTK’nın bu bahiste süreçleri var. Buradaki durumu, sureti haktan görünerek farklı ajandaların dolanıma sokulması olarak görüyorum. Bunu bir noktaya kadar anlayabiliyorum. Hepimiz ticaretin ve rekabetin ortasındayız lakin bir noktadan daha sonrası epey manipülatif.”
Sürece uygun gelen taleplerin tamamının Türk Telekom tarafınca işletildiğini ve karşılandığını lisana getiren Önal, “Türk Telekom, Edirne’den Kars’a kadar, ‘sadece kârlı yerlerde değil, karlı yerlerde de yatırım yapması’ fakat kimi işletmecilerin taleplerinin yalnızca alım gücü yüksek bölgelerle ilgili olması pek adil ve gerçek değil.” değerlendirmesinde bulundu.
Önal, konuşmasını şu biçimde sürdürdü:
“Biz kanun koyucu, kural belirleyici, düzenleyici değiliz. Herkes üzere biz de düzenlemelere bakılırsa hareket eden bir operatörüz. İmtiyazın bize tanıdığı hakkın hudutları içerisinde ve protokoller çerçevesinde davranıyoruz. Sürecin hakikat işletildiği hiç bir yerde altyapının kiralanmaması, paylaşılmaması kelam konusu değil. Burada yapılmak istenen, Türk Telekom’un kamu otoriteleri nezdinde, kanunen yapması gereken bir şeyi kanunlara direnerek yapmıyormuş üzere bir algı oluşturmak ve düzenleyici kuruluşa hafriyat müsaadesi konusunda baskı yapmak. Türkiye’nin yüzde 85’ine yakınında sokağa kadar gitmişiz, bu yılın sonunda bu sayı yüzde 90’ları bulacak.”
“Türk Telekom üzerinden farklı ajandalar gündeme alınıyor”
Önal, “Şimdi yüzde 60’lara varan ve hatta eser tercihlerine bakılırsa yer yer üzerinde seyredebilen indirimlerle baz istasyonlarını fiberleştirmeyi teklif ediyoruz, bundan daha açık bir teklif olabilir mi?” dedi.
Türk Telekom üzerinden farklı ajandaların gündeme alındığına dikkati çeken Önal, şu tabirleri kullandı:
“Ticari olarak anlaşılır bulmakla birlikte, acıklı olan şey, düzenleyici kuruluşlara bu tıp baskıları yapmak. Yoksa ticari olarak rekabetin içerisinde bunların hepsi yapılır ancak elmalarla, armutları şuurlu bir halde birbirine karıştırarak bu sıkıntıyı çözemeyiz. Ortada bir mukavele var. Buna herkes imza atmış. Mukavelenin yükümlülüklerine göre davranılan hiç bir yerde, Türk Telekom edimlerini yerine getirmekten geri durmaz. Bizde kamu kültürü vardır, kamu terbiyesi vardır. Bir şey süreçlerine uygun olarak ilerletildiğinde, bizde asla iş durdurulmaz.”
“Vodafone’un mobilde de ortak paylaşım teklifini olumlu karşılıyoruz”
Türk Telekom CEO’su Önal, geçen günlerde Vodafone Türkiye CEO’su Engin Aksoy’un, “sadece fiber altyapıda değil, mobilde de ortak paylaşım” teklifine de cevap verdi.
Bu bahiste geçmişten bu yana kendilerinin de yalnızca sabit altyapıda değil, taşınabilir tarafta da ortak altyapı paylaşımı noktasında bir grup şeyler yapılabileceğini lisana getirdiklerini hatırlatan Önal, teklife şu karşılığı verdi:
“Bunu sıradan bir kule paylaşımı üzere pasif bir paylaşım modelinde değil, etkin paylaşım modeliyle de yapılabileceği istikametinde her vakit telaffuzlarımız var. Gerçekten Vodafone ile bunun bir denemesini 2017-2018 yılında yaptık. ötürüsıyla bu noktada biz taşınabilir paylaşımının da üzerinde duruyoruz. ötürüsıyla bu öneriyi olumlu karşılıyoruz.”