Trakya Üniversitesi (TÜ) Sıhhat Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sedat Üstündağ, geniş aşılama çalışmaları yardımıyla yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) toplum sıhhatine etkisinin kıymetli derecede ortadan kaldırılabileceğini bildirdi.
Prof. Dr. Üstündağ, AA muhabirine, Kovid-19 salgınının tüm dünyayı etkilediğini ve milyonlarca insanın vefatına niye olduğunu anımsattı.
Türkiye’nin salgınla uğraşta iki sefer geniş kapsamlı kapanmaya gittiğini anlatan Üstündağ, aşının bulunması ve yaygın biçimde yapılmaya başlanmasının yararının görüldüğünü vurguladı.
Salgınla çabada en aktif silahın aşı olduğuna dikkati çeken Üstündağ, şunları kaydetti:
“İlk başlarda Kovid-19 aşısı geliştirilmemişti, hastalıktan kurtulmak için maske, aralık ve hijyen kurallarına uymak tek dermandı. Aşıların bulunması ve kullanılma girmesiyle birlikte aşılanmanın ağır olduğu ülkelerde Kovid-19 hadise sayılarında büyük azalmalar oldu ve en kıymetlisi öldürücülüğü neredeyse sıfıra düştü. Beşerler hasta olabiliyorlar ancak ömürlerini kaybetmiyorlar. Ülkemizde de uzun müddetten beri bol ve çeşitli aşılar mevcut. ötürüsıyla şayet toplumun yüzde 60-70’ini aşılayabilirsek, Kovid-19 hastalığının halk sıhhatine ve toplum hayatına tesirini kıymetli derecede ortadan kaldırabiliriz.”
Üstündağ, Türkiye’de aşılamanın yaygın bir biçimde yapılmasına rağmen yaklaşık 20 milyon kişinin aşısını yaptırmadığını lisana getirdi.
Aşı terslerinin Kovid-19 hastalığının ne kadar öldürücü olduğunu görmezden geldiğini söz eden Üstündağ, “Aşılama yapılmayan insanlarımızı bir kenara bırakırsak, erişkin yaş insanlarımız yaklaşık 55 milyon civarında ve bunun 20 milyonu aşı olmuyor, yüzde 40’a yakın bir oranı aşı olmuyor o yüzden de hastalığın ve ölümlerin ortadan kalkması mümkün olmuyor.” diye konuştu.
Üstündağ, aşılanmış hastalarda ağır hastalık ve mevt oranlarının epey düşük olduğunu vurgulayarak, hastaneye yatanların çoklukla aşılanmamış, ölenlerin ise çabucak hepsinin aşılanmamış bireyler olduğunu anlattı.
“Aşı olmayanlar, kendilerini düşünmüyorlarsa toplumu düşünsünler”
Prof. Dr. Üstündağ, dünya genelinde artan kronik hastalıklara karşın ortalama hayat müddetinin son yüz yılda iki katına çıktığını, bu durumun aşı ve antibiyotikler yardımıyla olduğuna dikkati çekti.
Hastalıkların önlenmesinde aşıların etkisinin yadsınamaz olduğunu anlatan Üstündağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
“1900’lü senelera bakılırsa fazlaca daha yaşlıyız, daha fazla diyabetiğiz, hipertansifiz, obeziz ancak ömür süremiz uzadı. Nasıl oldu bu? Bunda aşıların katkısı fazlaca fazladır. elbette rastlantısal birtakım yan tesirler olabilir. Aşı yapılan yerde ağrı ve ateş üzere şikayetler gelişebilir. Bunlar olabilir fakat yarara bakın bir de ortaya çıkan olaylara bakın. Bu kıyaslanabilir ölçüde değildir. Neye dayanarak aşı aksisi oluyorsunuz, hangi bilimsel çalışmaya dayanarak aşı zıddı oluyorsunuz? 1900’lü yılların başında 40 yıl olan ortalama ömrün, şimdilerde bu kadar kronik hastalıkların artmasına karşın artmış olduğunu görmüyor musunuz? Aşı olmayanlar, kendilerini düşünmüyorlarsa toplumu düşünsünler, bir an evvel aşılarını olsunlar.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Gökhan Zobar
Prof. Dr. Üstündağ, AA muhabirine, Kovid-19 salgınının tüm dünyayı etkilediğini ve milyonlarca insanın vefatına niye olduğunu anımsattı.
Türkiye’nin salgınla uğraşta iki sefer geniş kapsamlı kapanmaya gittiğini anlatan Üstündağ, aşının bulunması ve yaygın biçimde yapılmaya başlanmasının yararının görüldüğünü vurguladı.
Salgınla çabada en aktif silahın aşı olduğuna dikkati çeken Üstündağ, şunları kaydetti:
“İlk başlarda Kovid-19 aşısı geliştirilmemişti, hastalıktan kurtulmak için maske, aralık ve hijyen kurallarına uymak tek dermandı. Aşıların bulunması ve kullanılma girmesiyle birlikte aşılanmanın ağır olduğu ülkelerde Kovid-19 hadise sayılarında büyük azalmalar oldu ve en kıymetlisi öldürücülüğü neredeyse sıfıra düştü. Beşerler hasta olabiliyorlar ancak ömürlerini kaybetmiyorlar. Ülkemizde de uzun müddetten beri bol ve çeşitli aşılar mevcut. ötürüsıyla şayet toplumun yüzde 60-70’ini aşılayabilirsek, Kovid-19 hastalığının halk sıhhatine ve toplum hayatına tesirini kıymetli derecede ortadan kaldırabiliriz.”
Üstündağ, Türkiye’de aşılamanın yaygın bir biçimde yapılmasına rağmen yaklaşık 20 milyon kişinin aşısını yaptırmadığını lisana getirdi.
Aşı terslerinin Kovid-19 hastalığının ne kadar öldürücü olduğunu görmezden geldiğini söz eden Üstündağ, “Aşılama yapılmayan insanlarımızı bir kenara bırakırsak, erişkin yaş insanlarımız yaklaşık 55 milyon civarında ve bunun 20 milyonu aşı olmuyor, yüzde 40’a yakın bir oranı aşı olmuyor o yüzden de hastalığın ve ölümlerin ortadan kalkması mümkün olmuyor.” diye konuştu.
Üstündağ, aşılanmış hastalarda ağır hastalık ve mevt oranlarının epey düşük olduğunu vurgulayarak, hastaneye yatanların çoklukla aşılanmamış, ölenlerin ise çabucak hepsinin aşılanmamış bireyler olduğunu anlattı.
“Aşı olmayanlar, kendilerini düşünmüyorlarsa toplumu düşünsünler”
Prof. Dr. Üstündağ, dünya genelinde artan kronik hastalıklara karşın ortalama hayat müddetinin son yüz yılda iki katına çıktığını, bu durumun aşı ve antibiyotikler yardımıyla olduğuna dikkati çekti.
Hastalıkların önlenmesinde aşıların etkisinin yadsınamaz olduğunu anlatan Üstündağ, şu değerlendirmelerde bulundu:
“1900’lü senelera bakılırsa fazlaca daha yaşlıyız, daha fazla diyabetiğiz, hipertansifiz, obeziz ancak ömür süremiz uzadı. Nasıl oldu bu? Bunda aşıların katkısı fazlaca fazladır. elbette rastlantısal birtakım yan tesirler olabilir. Aşı yapılan yerde ağrı ve ateş üzere şikayetler gelişebilir. Bunlar olabilir fakat yarara bakın bir de ortaya çıkan olaylara bakın. Bu kıyaslanabilir ölçüde değildir. Neye dayanarak aşı aksisi oluyorsunuz, hangi bilimsel çalışmaya dayanarak aşı zıddı oluyorsunuz? 1900’lü yılların başında 40 yıl olan ortalama ömrün, şimdilerde bu kadar kronik hastalıkların artmasına karşın artmış olduğunu görmüyor musunuz? Aşı olmayanlar, kendilerini düşünmüyorlarsa toplumu düşünsünler, bir an evvel aşılarını olsunlar.”
Kaynak: Anadolu Ajansı / Gökhan Zobar