Oxford Üniversitesi öğretim üyesi olan 67 yaşındaki Prof. Dr. Smith, çabucak hemen öğrenciyken 1973 yılında turist olarak geldiği Türkiye’de Afrodisias Antik Kenti’ni gezdi.
Antik kentin büyülü havasından etkilenen Smith, burada çalışma hayalini 1985 yılında hafriyat lideri Prof. Dr. Kenan Erim’in daveti üzerine gerçeğe dönüştürdü.
Kendisi de Oxford Üniversitesi’nden olan Prof. Dr. Erim’le yaklaşık 5 yıl çalışan Smith, Erim’in vefatının akabinde hafriyat lideri olarak vazifesine devam etti.
Antik kentin zenginliğinin ortaya çıkarılması ve dünya genelinde tanıtımı konusunda kıymetli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Smith, hafriyatlarda vazife alan çalışanlardan akademisyenlere kadar geliştirdiği bağlarla de sevilen bir portre olarak dikkat çekiyor.
AA muhabirine açıklama yapan Smith, gençken hayal üzere gözüken Afrodisias’ta çalışmanın kendisi için büyük bir baht ve gurur olduğunu söylemiş oldu.
Prof. Dr. Erim’in davetiyle birinci vakit içinderda antik kent için değerli olan Sebasteion kabartmaları üzerine çalıştıklarını aktaran Smith, “Sebasteion yapılarının kabartmaları çabucak hemen yeni ortaya çıkartılmıştı. Bunlar dünyada tek ve eşsizler. ötürüsıyla bunları araştırmak ve öğrenmek hayli heyecan vericiydi. Türkiye’de onlarca yıldır birinci sefer bu kadar heyecan verici, bu kadar hayli sayıda yeni antik eser ortaya çıkıyordu. 1985 yılında Kenan hoca beni buraya davet etti. Adeta bir hayal gerçek oldu. Burada çalışmayı epeyce hayal ediyordum fakat bu güç görünüyordu. olağanüstü bir seyahat oldu benim için. Kendimi hayli şanslı hissediyorum.” tabirlerini kullandı.
Sebasteion kabartmalarının müzede sergilenmesinin yanı sıra Afrodisias’ın caddesi ve süs havuzunu da gün yüzüne çıkardıklarını aktaran Smith, Anadolu’da en uygun korunmuş antik kentlerden Afrodisias’ın kendisi için de fazlaca özel bir kıymetinin olduğuna işaret etti.
“KURU FASÜLYEYİ ÇOK SEVİYORUM”
Afrodisias’ın antik çağın önde gelen heykeltıraşlık merkezleri içinde yer aldığını, yürütülen çalışmalarla kentin dünyaca tanınır hale geldiğini lisana getiren Prof. Dr. Smith, şöyleki devam etti:
“Burası fazlaca özel bir yer. Hakikaten burada çalışmak hakkını veriyor. Size bütün emeklerinizin karşılığını veriyor. Kenan Beyefendi fazlaca hoş buluntular buldu. Biz de Kenan hocayla başlayan konservasyon, muhafaza, yayın ve araştırma projelerimize devam ediyoruz. Şayet ilgi alanınız antik sanat ise sanat yapıtlarının yeniden kullanması sizin ilginizi çekiyorsa, antik anıtların nasıl kullanıldığı, nasıl inşa edildiği ilginizi çekiyorsa Afrodisias bulunmanız gereken yerdir.”
Türkiye’yi hayli sevdiğini ve neredeyse tamamını gezdiğini vurgulayan Smith, “Özellikle kuru fasulyeyi fazlaca seviyorum. Buranın tabiatı, yemekleri ve insanları mükemmel. Etrafımızdaki topluluk mükemmel. Onun yanı sıra kalıntıları, heykelleri, yazıtları ve sikkeleriyle harika bir antik kent. hem de Roma İmparatorluğu altında kent kültürü hakkında araştırma yapmak için harika bir kent. Pandemi sürecinde 18 ay boyunca konuttan çıkamıyor olmak beni epeyce üzdü. Buraya gelmek üzere yola çıktığımda da fazlaca heyecanlıydım. Her dönem bize yeni heyecanlar yaşatıyor. Afrodisias hayli cömert bir antik kent. Bize her vakit güçlü bulgular veriyor.” diye konuştu.
“BURADA HER VAKİT BİR ÖMÜR OLMASI LAZIM”
Çalışanlarla ortasının fazlaca uygun olduğunu aktaran Smith, onları yalnızca “toprak kazan” beşerler olarak görmediğini, buradaki her şeyin bir modülü olduklarını onlara anlattığını söylemiş oldu.
“Sağlığım yerinde olduğu sürece burada çalışmaya devam etmek istiyorum” diyen Smith, “Buradaki yaptığımız her şeyin ana emeli halka sunmak. Şayet kimse gelip bakmayacaksa bizim bu yaptığımız onarım çalışmalarının bir manası olmaz. ötürüsıyla her vakit bu şekil ayağa kaldırılabilen antik kentlerin ziyaretçiyle, çağdaş ömürle iç içe olması gerekiyor. Onun için çalışıyoruz. Bunun için burada her vakit bir hayat olması lazım.” diye konuştu.
Türkiye’deki hafriyat liderlerinin fazlaca âlâ işler çıkardığına da değinen Smith, “Yeni bir jenerasyon gelişti. Onlar başkanlığı yapıyorlar. Çok donanımlı ve tecrübeliler. İşlerini de hayli başarılı bir biçimde gerçekleştiriyor.” dedi.
Vilayet Kültür ve Turizm Müdürü Umut Tuncer de Smith’in kent için değerli bir isim olduğunu ve kendisinin çalışmalarına kurum olarak her vakit dayanak verdiklerini kaydetti.
HEYKEL VE KABARTMALARIYLA ÜNLÜ
Antik çağda aşkın ve hoşluğun tanrıçası olarak tanımlanan Afrodit’e adanmış kentler içinde en bilineni olan Afrodisyas Antik Kenti, Roma devrinin en uygun heykeltıraşlık merkezlerinden biri olması bakımından dikkati çekiyor.
Kent, kazılardan çıkarılan devasa heykel ve kabartmaları, hala ayakta olan kent yapılarıyla her yıl epey sayıda tarih meraklılarını ve sanatseveri ağırlıyor.
Bilhassa Roma devrinin ihtişamını yansıtan dev kent havuzu, Tetrapylon kapısı, Sebasteion tapınağı, stadyum, antik tiyatro, hamam üzere yapılar ziyaretçilerini adeta tarihi bir seyahate çıkarıyor.
KAYNAK: AA
Antik kentin büyülü havasından etkilenen Smith, burada çalışma hayalini 1985 yılında hafriyat lideri Prof. Dr. Kenan Erim’in daveti üzerine gerçeğe dönüştürdü.
Kendisi de Oxford Üniversitesi’nden olan Prof. Dr. Erim’le yaklaşık 5 yıl çalışan Smith, Erim’in vefatının akabinde hafriyat lideri olarak vazifesine devam etti.
Antik kentin zenginliğinin ortaya çıkarılması ve dünya genelinde tanıtımı konusunda kıymetli çalışmalara imza atan Prof. Dr. Smith, hafriyatlarda vazife alan çalışanlardan akademisyenlere kadar geliştirdiği bağlarla de sevilen bir portre olarak dikkat çekiyor.
AA muhabirine açıklama yapan Smith, gençken hayal üzere gözüken Afrodisias’ta çalışmanın kendisi için büyük bir baht ve gurur olduğunu söylemiş oldu.
Prof. Dr. Erim’in davetiyle birinci vakit içinderda antik kent için değerli olan Sebasteion kabartmaları üzerine çalıştıklarını aktaran Smith, “Sebasteion yapılarının kabartmaları çabucak hemen yeni ortaya çıkartılmıştı. Bunlar dünyada tek ve eşsizler. ötürüsıyla bunları araştırmak ve öğrenmek hayli heyecan vericiydi. Türkiye’de onlarca yıldır birinci sefer bu kadar heyecan verici, bu kadar hayli sayıda yeni antik eser ortaya çıkıyordu. 1985 yılında Kenan hoca beni buraya davet etti. Adeta bir hayal gerçek oldu. Burada çalışmayı epeyce hayal ediyordum fakat bu güç görünüyordu. olağanüstü bir seyahat oldu benim için. Kendimi hayli şanslı hissediyorum.” tabirlerini kullandı.
Sebasteion kabartmalarının müzede sergilenmesinin yanı sıra Afrodisias’ın caddesi ve süs havuzunu da gün yüzüne çıkardıklarını aktaran Smith, Anadolu’da en uygun korunmuş antik kentlerden Afrodisias’ın kendisi için de fazlaca özel bir kıymetinin olduğuna işaret etti.
“KURU FASÜLYEYİ ÇOK SEVİYORUM”
Afrodisias’ın antik çağın önde gelen heykeltıraşlık merkezleri içinde yer aldığını, yürütülen çalışmalarla kentin dünyaca tanınır hale geldiğini lisana getiren Prof. Dr. Smith, şöyleki devam etti:
“Burası fazlaca özel bir yer. Hakikaten burada çalışmak hakkını veriyor. Size bütün emeklerinizin karşılığını veriyor. Kenan Beyefendi fazlaca hoş buluntular buldu. Biz de Kenan hocayla başlayan konservasyon, muhafaza, yayın ve araştırma projelerimize devam ediyoruz. Şayet ilgi alanınız antik sanat ise sanat yapıtlarının yeniden kullanması sizin ilginizi çekiyorsa, antik anıtların nasıl kullanıldığı, nasıl inşa edildiği ilginizi çekiyorsa Afrodisias bulunmanız gereken yerdir.”
Türkiye’yi hayli sevdiğini ve neredeyse tamamını gezdiğini vurgulayan Smith, “Özellikle kuru fasulyeyi fazlaca seviyorum. Buranın tabiatı, yemekleri ve insanları mükemmel. Etrafımızdaki topluluk mükemmel. Onun yanı sıra kalıntıları, heykelleri, yazıtları ve sikkeleriyle harika bir antik kent. hem de Roma İmparatorluğu altında kent kültürü hakkında araştırma yapmak için harika bir kent. Pandemi sürecinde 18 ay boyunca konuttan çıkamıyor olmak beni epeyce üzdü. Buraya gelmek üzere yola çıktığımda da fazlaca heyecanlıydım. Her dönem bize yeni heyecanlar yaşatıyor. Afrodisias hayli cömert bir antik kent. Bize her vakit güçlü bulgular veriyor.” diye konuştu.
“BURADA HER VAKİT BİR ÖMÜR OLMASI LAZIM”
Çalışanlarla ortasının fazlaca uygun olduğunu aktaran Smith, onları yalnızca “toprak kazan” beşerler olarak görmediğini, buradaki her şeyin bir modülü olduklarını onlara anlattığını söylemiş oldu.
“Sağlığım yerinde olduğu sürece burada çalışmaya devam etmek istiyorum” diyen Smith, “Buradaki yaptığımız her şeyin ana emeli halka sunmak. Şayet kimse gelip bakmayacaksa bizim bu yaptığımız onarım çalışmalarının bir manası olmaz. ötürüsıyla her vakit bu şekil ayağa kaldırılabilen antik kentlerin ziyaretçiyle, çağdaş ömürle iç içe olması gerekiyor. Onun için çalışıyoruz. Bunun için burada her vakit bir hayat olması lazım.” diye konuştu.
Türkiye’deki hafriyat liderlerinin fazlaca âlâ işler çıkardığına da değinen Smith, “Yeni bir jenerasyon gelişti. Onlar başkanlığı yapıyorlar. Çok donanımlı ve tecrübeliler. İşlerini de hayli başarılı bir biçimde gerçekleştiriyor.” dedi.
Vilayet Kültür ve Turizm Müdürü Umut Tuncer de Smith’in kent için değerli bir isim olduğunu ve kendisinin çalışmalarına kurum olarak her vakit dayanak verdiklerini kaydetti.
HEYKEL VE KABARTMALARIYLA ÜNLÜ
Antik çağda aşkın ve hoşluğun tanrıçası olarak tanımlanan Afrodit’e adanmış kentler içinde en bilineni olan Afrodisyas Antik Kenti, Roma devrinin en uygun heykeltıraşlık merkezlerinden biri olması bakımından dikkati çekiyor.
Kent, kazılardan çıkarılan devasa heykel ve kabartmaları, hala ayakta olan kent yapılarıyla her yıl epey sayıda tarih meraklılarını ve sanatseveri ağırlıyor.
Bilhassa Roma devrinin ihtişamını yansıtan dev kent havuzu, Tetrapylon kapısı, Sebasteion tapınağı, stadyum, antik tiyatro, hamam üzere yapılar ziyaretçilerini adeta tarihi bir seyahate çıkarıyor.
KAYNAK: AA