Vitamin ve mineral fazlasının eksikliğinden daha ziyanlı olabileceğine dikkat çeken Diyetisyen Eda Balcı, “Örneğin A vitaminin fazlası bedende birikerek karaciğer zehirlenmesine yol açabilir” dedi.
Beykent Üniversitesi Sıhhat Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Kısmı Arş. Gör. Eda Balcı, kâfi ve istikrarlı beslenen bir insanın rastgele bir hastalık ya da muhtaçlığı artıran ek bir durum (gebelik vb.) olmadığı sürece gerekli vitamin ve mineralleri doğal yollarla alması gerektiğini belirtti.
Gerçek ve istikrarlı beslenildiğinde dahi vitamin ve mineral eksikliği yaşanabileceğini söyleyen Balcı, “Örneğin kemoterapi nazarann hastalara kimi vakit vitamin dayanağı verilmesi gerekebilir. Birebir biçimde yaşlıların, emziren yahut hamile bayanların, vejetaryen (özellikle vegan) beslenenlerin, diyaliz tedavisi gorenlerin, bebek ve çocukların vitamin ve mineral takviyesi alması gerekebilir. Bir hastalıktan ya da kâfi beslenememekten kaynaklı eksiklikler doktor denetiminde tamamlanmalı aksi biçimde farklı aksiliklere niye olabilmektedir” diye konuştu.
“FAZLA ÖLÇÜDE A VİTAMİNİ, KARACİĞER ZEHİRLENMESİNE YOL AÇABİLİR”
Vitamin ve minerallerin fazlasının, eksikliği kadar ziyanlı olduğunu söz eden Balcı şu tabirleri kullandı:
“Bunların fazlası kimi vakit hayatı tehdit edecek seviyede toksik tesirlere sahip olabilir. Örneğin potasyumun fazlası kalp durmasına yol açabilir. Gereksiz yere alınan A vitaminin fazlası bedende birikip karaciğer zehirlenmesine yol açabilir. D vitaminin fazlası ise kandaki kalsiyumun yükselmesine yol açar. Kalsiyumun fazlası da böbrek taşlarının oluşumuna yol açar. Uzun müddet yüksek dozda C vitamini alınması ile okzalat taşları oluşabilir. hem de C vitamininin mide asidini artırdığı ve midenin saldırgan faktörlerinden biri olduğu da bilinmektedir. B6 vitaminin uzun periyodik yüksek dozda alımı ise geri dönüşümü olmayan hudut hasarlarına niye olabilmektedir”
İstikrarlı ve kâfi bir beslenme programı ve besin çeşitliliği ile bedenin günlük vitamin ve mineral muhtaçlığının karşılanabileceğine dikkat çeken Balcı, “Vitamin ve minerallerin birçok bitkisel ve hayvansal besinlerde aslına bakarsan bulunmaktadır. Mevsiminde, uygun ölçülerde tüketilen taze zerzevat ve meyveler en güçlü vitamin ve mineral kaynaklarıdır. Şayet bireyde vitamin ya da mineral eksikliği var ise bu eksiklik kesinlikle doktor denetiminde ek besin takviyesi alınması ile olmalıdır. Zira her şeyin fazlası ziyanlı olduğu üzere vitamin ve minerallerin de fazlası ziyanlıdır. Unutulmamalıdır ki her ilaç bir kimyasal husustur ve tedavi dozları aşıldığında zehir tesiri yapabilir. Bilhassa rastgele bir hastalığı olanlar doktor tarafınca önerilmedikçe asla bu destekleri kullanmamalıdır” tabirlerini kullandı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı
Beykent Üniversitesi Sıhhat Bilimleri Yüksekokulu Beslenme ve Diyetetik Kısmı Arş. Gör. Eda Balcı, kâfi ve istikrarlı beslenen bir insanın rastgele bir hastalık ya da muhtaçlığı artıran ek bir durum (gebelik vb.) olmadığı sürece gerekli vitamin ve mineralleri doğal yollarla alması gerektiğini belirtti.
Gerçek ve istikrarlı beslenildiğinde dahi vitamin ve mineral eksikliği yaşanabileceğini söyleyen Balcı, “Örneğin kemoterapi nazarann hastalara kimi vakit vitamin dayanağı verilmesi gerekebilir. Birebir biçimde yaşlıların, emziren yahut hamile bayanların, vejetaryen (özellikle vegan) beslenenlerin, diyaliz tedavisi gorenlerin, bebek ve çocukların vitamin ve mineral takviyesi alması gerekebilir. Bir hastalıktan ya da kâfi beslenememekten kaynaklı eksiklikler doktor denetiminde tamamlanmalı aksi biçimde farklı aksiliklere niye olabilmektedir” diye konuştu.
“FAZLA ÖLÇÜDE A VİTAMİNİ, KARACİĞER ZEHİRLENMESİNE YOL AÇABİLİR”
Vitamin ve minerallerin fazlasının, eksikliği kadar ziyanlı olduğunu söz eden Balcı şu tabirleri kullandı:
“Bunların fazlası kimi vakit hayatı tehdit edecek seviyede toksik tesirlere sahip olabilir. Örneğin potasyumun fazlası kalp durmasına yol açabilir. Gereksiz yere alınan A vitaminin fazlası bedende birikip karaciğer zehirlenmesine yol açabilir. D vitaminin fazlası ise kandaki kalsiyumun yükselmesine yol açar. Kalsiyumun fazlası da böbrek taşlarının oluşumuna yol açar. Uzun müddet yüksek dozda C vitamini alınması ile okzalat taşları oluşabilir. hem de C vitamininin mide asidini artırdığı ve midenin saldırgan faktörlerinden biri olduğu da bilinmektedir. B6 vitaminin uzun periyodik yüksek dozda alımı ise geri dönüşümü olmayan hudut hasarlarına niye olabilmektedir”
İstikrarlı ve kâfi bir beslenme programı ve besin çeşitliliği ile bedenin günlük vitamin ve mineral muhtaçlığının karşılanabileceğine dikkat çeken Balcı, “Vitamin ve minerallerin birçok bitkisel ve hayvansal besinlerde aslına bakarsan bulunmaktadır. Mevsiminde, uygun ölçülerde tüketilen taze zerzevat ve meyveler en güçlü vitamin ve mineral kaynaklarıdır. Şayet bireyde vitamin ya da mineral eksikliği var ise bu eksiklik kesinlikle doktor denetiminde ek besin takviyesi alınması ile olmalıdır. Zira her şeyin fazlası ziyanlı olduğu üzere vitamin ve minerallerin de fazlası ziyanlıdır. Unutulmamalıdır ki her ilaç bir kimyasal husustur ve tedavi dozları aşıldığında zehir tesiri yapabilir. Bilhassa rastgele bir hastalığı olanlar doktor tarafınca önerilmedikçe asla bu destekleri kullanmamalıdır” tabirlerini kullandı.
Kaynak: Demirören Haber Ajansı