Bilimsel araştırmalar, çeşitli besin öğelerinin eksikliğinin gerilimi artırdığını gösteriyor. Obeziteyi tetikleyen etkenlerden gerilim ile beslenme içinde bir alışveriş olduğunu belirten Diyetisyen Beğenilen Karaca Kayan, “Sadece gerilimden dolayı yanlış beslenmiyoruz, yanlış beslenerek de gerilimi besliyoruz” dedi.
değişen teknolojinin gelişimiyle hareketsiz hayatın yaygınlaşması ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi obezitenin görülme sıklığını artırdı. Türkiye‘de ve dünyada artan bir sıhhat sorunu haline dönüşen obezite, fizyolojik ve ruhsal hayli sayıda sorunu da birlikteinde getirdi. TÜİK’in bilgilerine bakılırsa, Türkiye’de 15 yaş ve üstünde obezite görülme oranı yüzde 20’yi aştı. Bu orandan yola çıkarak yapılan hesaplama, Türkiye’deki her 100 bireyden 35’inin ‘obez öncesi’ kategorisinde yer aldığını gösteriyor. TÜİK’in ‘Türkiye Sıhhat Araştırması’nda bayanların yüzde 24,8’inin obez ve yüzde 30,4’ünün obez öncesi, adamların ise yüzde 17,3’ünün obez ve yüzde 39,7’sinin obez öncesi olduğu görülüyor.
Pandemi sürecinde mevt riskini artıran kritik faktörler içinde gösterilen obezitenin epey sayıda etkene bağlı olarak görülme sıklığını artırdığını belirten Diyetisyen Beğenilen Karaca Kayan, “Stres de bunlardan biri olarak bedellendiriliyor. Gerilimin, birden fazla vakit beslenmemizi, yiyecek seçimlerimizi etkilediğinden yakınırız. Lakin bu bağlantı tek taraflı değil, bununla birlikte beslenme usulümüz da gerilimimizi etkiliyor” dedi.
“DUYGULARINIZ YANLIŞ BESLENMENİN ESİRİ OLABİLİR!”
Beslenmenin bedenin güç gereksinimini karşılamanın yanı sıra his ve davranışları da etkilediğine dikkat çeken Beğenilen Karaca Kayan, “Bilimsel araştırmalar çeşitli besin ögelerinin eksikliğinin bilişsel işlevlerimizi etkilediğini, depresif ruh haline ve saldırgan davranışlara yol açtığını gösteriyor. Hisleriniz yanlış beslenmenin esiri olabilir. Yanlışsız beslenme biçimini benimseyerek obezitenin tetikleyicilerinden biri olan gerilimi de yönetmek mümkün” sözlerini kullandı.
“MUTLULUK HORMONUYLA GERİLİMİNİZİ YÖNETİN”
Memnunluk hormonu olarak tanımlanan serotonin açısından varlıklı besinlerin gerilim idaresinde büyük bir fonksiyonu bulunduğunu söyleyen Beğenilen Karaca Kayan, hususa ait şu değerlendirmede bulundu:
“Serotonin, bedenimizde triptofan olarak isimlendirilen bir aminoasitten üretilir. ötürüsıyla triptofan açısından güçlü besinlerin tüketimi, serotonin imalini artırarak gerilim idaresine katkıda bulunabilir. Hindi, somon, yumurta, kuruyemişler, peynir, ananas üzere besinleri günlük beslenmenize dahil edin. bir daha tıpkı tesire sahip bitter çikolata ile de kendinizi şımartabilirsiniz.”
SABAH SAATLERİNE DİKKAT
Gerilimin temel hormonlarından kortizolun sabah saatlerinde yüksek düzeylerde olduğunu belirten Beğenilen Karaca Kayan, “Güne sağlıklı bir kahvaltı ile başlamak bedenimizi kortizolün tesirlerinden korur. Bilimsel araştırmalar, B vitamini eksikliğinin öfke, depresyon üzere gerilim faktörlerini artırdığını ortaya koyuyor. Tahıl, baklagiller ve yumurta üzere B vitamini kaynaklarını hayatınızdan çıkarmayın. Balık, keten tohumu, semizotu üzere depresyonu önleyen Omega-3 kaynaklarını sıkça tüketin. Yetersiz su tüketimi bedenimizi gerilim altında bırakabilir. Nizamlı idman, meditasyon ve yoganın da gerilim idaresindeki gücünden faydalanın” tekliflerinde bulundu.
değişen teknolojinin gelişimiyle hareketsiz hayatın yaygınlaşması ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi obezitenin görülme sıklığını artırdı. Türkiye‘de ve dünyada artan bir sıhhat sorunu haline dönüşen obezite, fizyolojik ve ruhsal hayli sayıda sorunu da birlikteinde getirdi. TÜİK’in bilgilerine bakılırsa, Türkiye’de 15 yaş ve üstünde obezite görülme oranı yüzde 20’yi aştı. Bu orandan yola çıkarak yapılan hesaplama, Türkiye’deki her 100 bireyden 35’inin ‘obez öncesi’ kategorisinde yer aldığını gösteriyor. TÜİK’in ‘Türkiye Sıhhat Araştırması’nda bayanların yüzde 24,8’inin obez ve yüzde 30,4’ünün obez öncesi, adamların ise yüzde 17,3’ünün obez ve yüzde 39,7’sinin obez öncesi olduğu görülüyor.
Pandemi sürecinde mevt riskini artıran kritik faktörler içinde gösterilen obezitenin epey sayıda etkene bağlı olarak görülme sıklığını artırdığını belirten Diyetisyen Beğenilen Karaca Kayan, “Stres de bunlardan biri olarak bedellendiriliyor. Gerilimin, birden fazla vakit beslenmemizi, yiyecek seçimlerimizi etkilediğinden yakınırız. Lakin bu bağlantı tek taraflı değil, bununla birlikte beslenme usulümüz da gerilimimizi etkiliyor” dedi.
“DUYGULARINIZ YANLIŞ BESLENMENİN ESİRİ OLABİLİR!”
Beslenmenin bedenin güç gereksinimini karşılamanın yanı sıra his ve davranışları da etkilediğine dikkat çeken Beğenilen Karaca Kayan, “Bilimsel araştırmalar çeşitli besin ögelerinin eksikliğinin bilişsel işlevlerimizi etkilediğini, depresif ruh haline ve saldırgan davranışlara yol açtığını gösteriyor. Hisleriniz yanlış beslenmenin esiri olabilir. Yanlışsız beslenme biçimini benimseyerek obezitenin tetikleyicilerinden biri olan gerilimi de yönetmek mümkün” sözlerini kullandı.
“MUTLULUK HORMONUYLA GERİLİMİNİZİ YÖNETİN”
Memnunluk hormonu olarak tanımlanan serotonin açısından varlıklı besinlerin gerilim idaresinde büyük bir fonksiyonu bulunduğunu söyleyen Beğenilen Karaca Kayan, hususa ait şu değerlendirmede bulundu:
“Serotonin, bedenimizde triptofan olarak isimlendirilen bir aminoasitten üretilir. ötürüsıyla triptofan açısından güçlü besinlerin tüketimi, serotonin imalini artırarak gerilim idaresine katkıda bulunabilir. Hindi, somon, yumurta, kuruyemişler, peynir, ananas üzere besinleri günlük beslenmenize dahil edin. bir daha tıpkı tesire sahip bitter çikolata ile de kendinizi şımartabilirsiniz.”
SABAH SAATLERİNE DİKKAT
Gerilimin temel hormonlarından kortizolun sabah saatlerinde yüksek düzeylerde olduğunu belirten Beğenilen Karaca Kayan, “Güne sağlıklı bir kahvaltı ile başlamak bedenimizi kortizolün tesirlerinden korur. Bilimsel araştırmalar, B vitamini eksikliğinin öfke, depresyon üzere gerilim faktörlerini artırdığını ortaya koyuyor. Tahıl, baklagiller ve yumurta üzere B vitamini kaynaklarını hayatınızdan çıkarmayın. Balık, keten tohumu, semizotu üzere depresyonu önleyen Omega-3 kaynaklarını sıkça tüketin. Yetersiz su tüketimi bedenimizi gerilim altında bırakabilir. Nizamlı idman, meditasyon ve yoganın da gerilim idaresindeki gücünden faydalanın” tekliflerinde bulundu.