ahmetbeyler
Active member
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Sanayi ve Teknoloji Bakanı Varank, Memur-Sen ve Ostim Teknik Üniversitesi işbirliğinde video konferans yöntemiyle düzenlenen Kamu Yönetimi ve Kalkınma Kongresi'ne katıldı. Bakan Varank, kalkınma farklılıklarının gelir ve servet dağılımında ciddi adaletsizliklere neden olduğu bir dönemin yaşandığını söyledi. Bakan Varank, insanlığın önemli bir bölümünün açlık ve yoksulluk içerisinde hayatına devam etmeye çalıştığını belirterek, "En temel insani ihtiyaçlara bile erişimde büyük imkânsızlıklar yaşayan toplumlar var. En zengin ile en fakir arasındaki gelir makası günden güne daha fazla açılıyor. Şöyle somut bir örnek vereyim; Dünyadaki en zengin 26 kişinin serveti, dünya nüfusunun neredeyse yarısının servetine eşit. Tabii bu durumun temel nedenlerine baktığımızda karşımıza pek çok faktör çıkıyor. Bilimin, teknolojinin ve yenilik yapma kabiliyetinin sadece birkaç ülke ya da şirketin elinde toplanması yetişmiş insan kaynağı, güçlü sermaye birikimi, kurumsal kapasitenin gelişmişliği gibi faktörler benim ilk aşamada aklıma gelenler" diye konuştu.
'YAŞAM KOŞULLARINDA BÜYÜK İYİLEŞMELER SAĞLADIK'
İstikrarlı, şeffaf ve sonuç-odaklı bir kamu yönetimi anlayışının kalkınma süreçlerini de hızlandırdığını belirten Bakan Varank, "İşte biz son 18 yılda uyguladığımız tüm politikalarda; üzerimize düşen hızlandırıcılık ve istikamet tayin etme görevlerini en iyi şekilde uygulamanın gayretinde olduk. İstişare ve uzlaşı kültürünü öne çıkararak, toplumun farklı kesimlerinin birlikte iş yapabilmesinin önünü açtık. Gerçekleştirdiğimiz reformlarla, kamu yönetiminde şeffaflığı ve hesap verebilirliği önemli ölçüde iyileştirdik. Bu atılımlar sayesinde, Cumhuriyet tarihinin en büyük yatırım ve hizmetlerini gerçekleştirdik. Sanayiden teknolojiye, sağlıktan ulaştırmaya her alanda Türkiye’ye çağ atlattık. Milletimizin refahını yükselttik, yaşam koşullarında büyük iyileşmeler sağladık. Kat ettiğimiz mesafenin bilincindeyiz, ancak elbette bununla yetinmek niyetinde değiliz. Türkiye emsalleriyle karşılaştırıldığında, hakikaten önemli avantajlara sahip. Bu avantajları maksimum ekonomik ve sosyal faydaya dönüştürmek için, iddialı bir kalkınma vizyonuyla hareket ediyoruz" diye konuştu.
'ÖNCÜ ÜLKELERDEN BİRİ YAPMAK İSTİYORUZ'
Yurt içi sanayinin gelecek dönem rotasını belirlemek üzere, Sanayileşme İcra Komitesi'ni kurduklarını kaydeden Bakan Varank, "Bu Komite, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde toplanacak ve sanayimize ölçek kazandıracak politikalarda yönlendirici olacak. Savunma sanayinde gösterdiğimiz başarının bir benzerini, pekâlâ imalat sanayinin pek çok alt sektöründe gerçekleştirebiliriz. Salgınla birlikte dijital dönüşümün önemini, hatta daha da mühimi bu teknolojilere hızla adapte olabildiğimizi gördük. Üretimin bel kemiği olan KOBİ’lerin dijital dönüşümünü hızlandırmak üzere Model Fabrikalar kuruyor; teknoloji tedarikçilerine de çok çeşitli destekler sağlıyoruz" dedi.
'TERSİNE BEYİN GÖÇÜNÜ TEŞVİK EDEN PROJELER'
Varank, üretim öncesi ve sonrası süreçlerde, teknolojinin nimetlerinden ne kadar faydalanılırsa, rekabet gücü ve verimliliğin de o denli arttığına vurgu yaparak, "Buradan hareketle uluslararası işbirliklerinden de en iyi şekilde faydalanmaya çalışıyoruz. Dünya Ekonomik Forumu ile iş birliği halinde 4'üncü Sanayi Devrimi Merkezini ülkemize kazandırdık. Ülkemizi biyoteknoloji, kuantum hesaplama, hızlandırıcılar ve yeni nesil nükleer reaktörler gibi çığır açıcı kritik teknolojilerde öncü ülkelerden biri yapmak istiyoruz. Kalkınmada insan kaynağının ve girişimciliğin üstlendiği dönüştürücü rolün fazlasıyla farkındayız. Bu noktada; tersine beyin göçünü teşvik eden politikalar uyguluyor, gençlerdeki teknoloji geliştirme farkındalığını erken yaşlarda ortaya çıkarmayı teşvik ediyor, ve sanayide doktoralı istihdamını destekliyoruz. Erken aşama girişimlerin güçlenmelerini teminen, finansmana erişimlerini çeşitlendiren ve kolaylaştıran yeni mekanizmaları hayata geçiriyoruz" ifadesini kullandı.
'İLK DEFA ÇOK YÜKSEK İNSANİ GELİŞME SEVİYESİNE ULAŞTIK'
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da kalkınmanın, geçmişte uzun zaman boyunca ekonomik kalkınma ile özdeşleştirildiğini belirterek, "Ekonomik kalkınmanın tek başına hedef olmadığını biz bugün biliyoruz. Ekonomik kalkınma, sosyal kalkınma ona eşlik ederse, insani gelişme onunla beraber entegre olursa bir anlam ifade ediyor. Türkiye, son 18 yılda insani gelişme endeksinde dikkat çekici bir ilerleme kaydetti. Son 18 yılda ciddi iyileşmeler sağladık. Geçen yıl açıklanan endekse göre tarihimizde ilk defa çok yüksek insani gelişme seviyesine ulaştık. İnsani gelişme seviyesini ayrıca en hızlı yükselten 9'uncu ülke durumundayız. Son 18 yıldır, ekonomik büyümeyi, kalkınmayı temel oluşturacak pek çok yasal düzenlemeyi hayata geçirdik. Bakanlık olarak da esasında temel olarak çalışma hayatını düzenleyen reformları gerçekleştirmiş olduk" dedi.
'DOKTOR SAYIMIZ YÜZDE 175 ARTTI'
Bakan Selçuk, "Koronavirüs salgını bize gösterdi ki ekonomik kalkınma ile sosyal kalkınma bağının kuvvetli kurulması gerekiyor. Gerek çalışma hayatında gerek sosyal güvenlik başlığı altında gerek sosyal hizmetler ve sosyal yardımlar olarak, bu 4 başlık altında toparladığımız sosyal koruma kalkanı altında vatandaşlarımıza ulaşmaya çalışıyoruz. Bir kez daha gördük ki insan kaynağımızın, kamu personelimizin hizmet ulaştırma noktasında nasıl fedakar çalıştıklarını gördüğümüz bir süreci hepimiz yaşamış olduk. 2002'de 2,5 milyon kamu personelimiz mevcutken, bugün 4 milyonu aşkın kamu personelimiz var. Öğretmen sayımız son 18 yıldır yüzde 70, doktor sayımız yüzde 175, hemşire sayımız yüzde 365 arttı. Koronavirüs salgınının etkilerini azaltmak anlamında da istihdam kalkanı paketi altında birçok teşvik ve destek programını açıkladık. Teşvik ve desteklerimizden 1,7 milyon iş yerimiz ve 11 milyon sigortalı çalışanımız yararlanıyor" diye konuştu.
Bakan Selçuk, veri tabanları ve bilgi sistemleri geliştirmenin faydasını en çok salgın sürecinde sosyal yardımları vatandaşlara ulaştırırken gördüklerini belirterek, "e-Devlet uygulamaları arasında da en çok kullanılan 10 uygulamadan 5'i bakanlığımız ve kuruluşlarına ait hizmetler. Bu noktada bakanlığımızın bu teknolojik dönüşüme ne kadar önem verdiğinin bir göstergesi. İnanıyoruz ki gelecek, bilgi temelli ekonomi üzerine kurulacak. Bilgi teknoloji hamlesi de ülkemizin yükselen gücü olma yolunda en büyük kaynaklarından da birisi olacak" ifadesini kullandı.