Bu yazıyı yeniden tekrar okuyacaksınız… Hepinizin başına gelebilir
Bugün medyaya düşen bir haber, bir kişinin konutuna giren hırsızı öldürünce niye ceza aldığı tartışmalarını bir daha alevlendirdi.
Aslında haberin başlığı yaşanan olay hakkında pek fikir veriyordu: Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde, konutuna giren hırsızı arbede sırasında bıçaklayarak öldüren Osman Karatoprak, “kasten adam öldürme” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Karatoprak’ın, 112 Acil Davet Merkezi’ni aradıktan daha sonra ağır yaralı hırsızı ambulansa taşıdığı da ayrıyeten belirtiliyordu.
HIRSIZLA BOĞUŞURKEN BAŞKA YANDAN DA ÇOK SÜRATLİ DÜŞÜNMELİSİNİZ
Sonda söyleyeceğimi en baştan söylemiş olayım: “Kasten adam öldürmek” cürmünden yapılan bu tutuklamanın haksız olduğunu düşünüyorum. Zira Osman Karatoprak meskenine kapıyı kırmak suretiyle girmiş olan bir hırsızla boğuşmaya girişmiş ve onu meskeninde bulunan bir bıçakla yaralamıştı. Hırsız da geldiği yoldan kaçmaya çalışırken biraz ileride düşerek ölmüştü.
Aslında emsal olay her an her insanın başına gelebileceği için vatandaşın o anda neler yapacağını evvelinde biliyor olması lazım. Zira mevzuat burada sizden olayın durumuna göre hayli kısa vakitte bir muhakemeler zinciri kurmanızı ve bunun kararında da duruma bakılırsa farklı şeyler yapmanızı bekliyor! O anın heyecanı, gerilimi ve uyku mahmurluğu ortasında beyninizi hakikat çalıştırmış olmanız gerekiyor.
bu biçimde bu olayı adım adım inceleyelim ve mesken sahibi tarafınca hakikat yapılan ve yapılmayan şeyleri ortaya koyalım:
MEVZUATA NAZARAN NE YAPMALISINIZ
1. Gece sese uyanıyorsunuz ve meskeninizde bir yabancı ile karşılaşıyorsunuz. Onun bir hırsız olduğunu ve yalnızca birkaç eşya alıp gideceğini mi düşünürsünüz? Yoksa panikle ona konutunuzda ne yaptığını mı sorarsınız?
Burada uygulayacağınız seçenekler hayatınızın akışını belirliyor:
a. Sakin kalarak, bir köşeye gidip polise haber vermeniz ve onlar gelene kadar sessiz bir biçimde beklemeniz. Bu kâğıt üzerinde gerçek ve hayat hakkına saygılı bir uygulama olsa da olayın gelişimi her vakit bu biçimde olmayabiliyor.
b. Mütecaviz ile bir biçimde karşı karşıya gelindiğindeyse, konutunuza giren şahsın ne emelle girdiğini anlamanız yahut bunu ona sormanız gerekiyor. Şayet önce düşmanlarınız var ise bunu pahalandırmak sizin için epeyce daha sıkıntı olabilir. Bu olayda olduğu üzere, konuta kapıyı kırarak girmiş bir insanın oraya kazara, yalnızca hırsızlık maksadıyla yahut sair âlâ niyetle girdiğini düşünmek için her türlü sebep ortadan kalkar.
c. Ceza Muhakemesi Kanununun 90. Unsuru, suçüstü hallerinde vatandaşa şüpheliyi yakalama yetkisi veriyor. Bu yetkiyi kullanmaya karar verdiğinizde ise şüpheliye “teslim ol” daveti yaptıktan daha sonra bizatihi teslim olması için dua etmeniz gerekiyor.
d. Zira şayet kişi teslim olmaz da size direnirse yahut saldırırsa, bu durumda mevzuattaki güç ve silah kullanma ile ilgili kurallara uymanız lazım! Polis Görev ve Selahiyet Kanunu 16. hususu bu durumda güç kullanmanın gerekli ve orantılı olmasını kural koşuyor. Ayrıyeten sıkıntı kullanmanın derecesini kademeli olarak artırmanız lazım. Fakat aşikâr hallerde direkt silah kullanabilirsiniz.
2. Kişiyi yaralamanız yahut öldürmeniz halinde ne olur?
a. Sizin hareketiniz kararında kişi yaralanır yahut ölürse, şayet bu fiili yasal müdafaa hudutları ortasında işlediğinizi ispatlamanız beklenir. Yani can güvenliğinize karşı haksızca oluşan mutlak bir tehlikeyi öteki biçimde bertaraf edemeyeceğinizi ispatlamalısınız. Burada Türk Ceza Kanunu’nun legal müdafaa halini gösteren 25. unsurunu referans alabilirsiniz.
b. Şayet kişi size saldırmadıysa ve siz onu yaraladıysanız yahut daha da berbatı öldürdüyseniz, burada işler biraz karışabilir. Uzun ve güçlü bir yargılama sürecine tabi olup, sonunda ceza alabilirsiniz.
TUTUKLAMA UNSURU HAKSIZ
Örnek olarak işlediğimiz olayda “kasten adam öldürme” hatasından tutuklamaya niye itiraz ettiğimi de şöyleki açıklayabilirim:
1. Hırsız konuta zorla, yani kapıyı kırarak girmiş
2. Mesken sahibi konutta bulunan elinin altındaki bir bıçağı kullanarak hırsızı yaralamış.
3. Hırsızın daha evvel akına geçip geçmediği yahut karşı koyup koymadığı net değil lakin gecenin o saatinde kapıyı kırmak suretiyle meskene girdiğine nazaran epeyce geçerli bir mazerete sahip olmamalı? Karşıdaki kişinin korkup panikleyeceğini ve silah kullanabileceğini hesap etmiş olmalıydı.
4. Konut sahibi hırsızı yaralamış ve kaçmasına müsamaha göstermiş, yani öldürme kastını ispatlamak epey zor! Hırsız konuttan kaçtıktan daha sonra ölmüş.
5. Konut sahibi şuurlu olarak mı yaptı bilmiyorum lakin bizim mevzuatımızda yer almasa da silah kullandıktan daha sonra yaralıya birinci yardım için ilgili üniteleri harekete geçirmiş, hatta yetmemiş ambulansa kadar taşımış! Bu milletlerarası mevzuatta fazlaca dikkat edilen bir mevzudur. esasen kişinin öldürme kastının olmadığının da ispatıdır!
BU YAZIYI BASIP, BAŞUCUNUZDA SAKLAYIN VE SIK SIK OKUYUN
Doğal ki insan olarak ölen bir şahsa üzülmemek mümkün değil. Keşke bu biçimde bir olay yaşanmasaydı. Fakat burada kabahatin büyük bir kısmı bir meskene gece yarısı giren hırsızda.
Hırsızların sıklıkla husus tesiri altında “işe çıktıkları” gerçeği göz önüne alındığında, derin uykudayken yatak odanızda karşınıza çıkan hırsızla neler yaşayacağınız açıkça talihinize kalmış bir şey. Şayet burada yazılanları o panik halinde hatırlayabilirseniz, uygulamaya çalışmanızı tavsiye ederim. Yoksa katil olup, cezaevine düşmek işten bile değil.
Hele ki meskeninizde ruhsatlı silahınız var ise, bu yazıyı kesinlikle ezberleyin derim!
Feramuz Erdin
ALINTIDIR
Bugün medyaya düşen bir haber, bir kişinin konutuna giren hırsızı öldürünce niye ceza aldığı tartışmalarını bir daha alevlendirdi.
Aslında haberin başlığı yaşanan olay hakkında pek fikir veriyordu: Kocaeli’nin Gölcük ilçesinde, konutuna giren hırsızı arbede sırasında bıçaklayarak öldüren Osman Karatoprak, “kasten adam öldürme” suçlamasıyla tutuklanmıştı. Karatoprak’ın, 112 Acil Davet Merkezi’ni aradıktan daha sonra ağır yaralı hırsızı ambulansa taşıdığı da ayrıyeten belirtiliyordu.
HIRSIZLA BOĞUŞURKEN BAŞKA YANDAN DA ÇOK SÜRATLİ DÜŞÜNMELİSİNİZ
Sonda söyleyeceğimi en baştan söylemiş olayım: “Kasten adam öldürmek” cürmünden yapılan bu tutuklamanın haksız olduğunu düşünüyorum. Zira Osman Karatoprak meskenine kapıyı kırmak suretiyle girmiş olan bir hırsızla boğuşmaya girişmiş ve onu meskeninde bulunan bir bıçakla yaralamıştı. Hırsız da geldiği yoldan kaçmaya çalışırken biraz ileride düşerek ölmüştü.
Aslında emsal olay her an her insanın başına gelebileceği için vatandaşın o anda neler yapacağını evvelinde biliyor olması lazım. Zira mevzuat burada sizden olayın durumuna göre hayli kısa vakitte bir muhakemeler zinciri kurmanızı ve bunun kararında da duruma bakılırsa farklı şeyler yapmanızı bekliyor! O anın heyecanı, gerilimi ve uyku mahmurluğu ortasında beyninizi hakikat çalıştırmış olmanız gerekiyor.
bu biçimde bu olayı adım adım inceleyelim ve mesken sahibi tarafınca hakikat yapılan ve yapılmayan şeyleri ortaya koyalım:
MEVZUATA NAZARAN NE YAPMALISINIZ
1. Gece sese uyanıyorsunuz ve meskeninizde bir yabancı ile karşılaşıyorsunuz. Onun bir hırsız olduğunu ve yalnızca birkaç eşya alıp gideceğini mi düşünürsünüz? Yoksa panikle ona konutunuzda ne yaptığını mı sorarsınız?
Burada uygulayacağınız seçenekler hayatınızın akışını belirliyor:
a. Sakin kalarak, bir köşeye gidip polise haber vermeniz ve onlar gelene kadar sessiz bir biçimde beklemeniz. Bu kâğıt üzerinde gerçek ve hayat hakkına saygılı bir uygulama olsa da olayın gelişimi her vakit bu biçimde olmayabiliyor.
b. Mütecaviz ile bir biçimde karşı karşıya gelindiğindeyse, konutunuza giren şahsın ne emelle girdiğini anlamanız yahut bunu ona sormanız gerekiyor. Şayet önce düşmanlarınız var ise bunu pahalandırmak sizin için epeyce daha sıkıntı olabilir. Bu olayda olduğu üzere, konuta kapıyı kırarak girmiş bir insanın oraya kazara, yalnızca hırsızlık maksadıyla yahut sair âlâ niyetle girdiğini düşünmek için her türlü sebep ortadan kalkar.
c. Ceza Muhakemesi Kanununun 90. Unsuru, suçüstü hallerinde vatandaşa şüpheliyi yakalama yetkisi veriyor. Bu yetkiyi kullanmaya karar verdiğinizde ise şüpheliye “teslim ol” daveti yaptıktan daha sonra bizatihi teslim olması için dua etmeniz gerekiyor.
d. Zira şayet kişi teslim olmaz da size direnirse yahut saldırırsa, bu durumda mevzuattaki güç ve silah kullanma ile ilgili kurallara uymanız lazım! Polis Görev ve Selahiyet Kanunu 16. hususu bu durumda güç kullanmanın gerekli ve orantılı olmasını kural koşuyor. Ayrıyeten sıkıntı kullanmanın derecesini kademeli olarak artırmanız lazım. Fakat aşikâr hallerde direkt silah kullanabilirsiniz.
2. Kişiyi yaralamanız yahut öldürmeniz halinde ne olur?
a. Sizin hareketiniz kararında kişi yaralanır yahut ölürse, şayet bu fiili yasal müdafaa hudutları ortasında işlediğinizi ispatlamanız beklenir. Yani can güvenliğinize karşı haksızca oluşan mutlak bir tehlikeyi öteki biçimde bertaraf edemeyeceğinizi ispatlamalısınız. Burada Türk Ceza Kanunu’nun legal müdafaa halini gösteren 25. unsurunu referans alabilirsiniz.
b. Şayet kişi size saldırmadıysa ve siz onu yaraladıysanız yahut daha da berbatı öldürdüyseniz, burada işler biraz karışabilir. Uzun ve güçlü bir yargılama sürecine tabi olup, sonunda ceza alabilirsiniz.
TUTUKLAMA UNSURU HAKSIZ
Örnek olarak işlediğimiz olayda “kasten adam öldürme” hatasından tutuklamaya niye itiraz ettiğimi de şöyleki açıklayabilirim:
1. Hırsız konuta zorla, yani kapıyı kırarak girmiş
2. Mesken sahibi konutta bulunan elinin altındaki bir bıçağı kullanarak hırsızı yaralamış.
3. Hırsızın daha evvel akına geçip geçmediği yahut karşı koyup koymadığı net değil lakin gecenin o saatinde kapıyı kırmak suretiyle meskene girdiğine nazaran epeyce geçerli bir mazerete sahip olmamalı? Karşıdaki kişinin korkup panikleyeceğini ve silah kullanabileceğini hesap etmiş olmalıydı.
4. Konut sahibi hırsızı yaralamış ve kaçmasına müsamaha göstermiş, yani öldürme kastını ispatlamak epey zor! Hırsız konuttan kaçtıktan daha sonra ölmüş.
5. Konut sahibi şuurlu olarak mı yaptı bilmiyorum lakin bizim mevzuatımızda yer almasa da silah kullandıktan daha sonra yaralıya birinci yardım için ilgili üniteleri harekete geçirmiş, hatta yetmemiş ambulansa kadar taşımış! Bu milletlerarası mevzuatta fazlaca dikkat edilen bir mevzudur. esasen kişinin öldürme kastının olmadığının da ispatıdır!
BU YAZIYI BASIP, BAŞUCUNUZDA SAKLAYIN VE SIK SIK OKUYUN
Doğal ki insan olarak ölen bir şahsa üzülmemek mümkün değil. Keşke bu biçimde bir olay yaşanmasaydı. Fakat burada kabahatin büyük bir kısmı bir meskene gece yarısı giren hırsızda.
Hırsızların sıklıkla husus tesiri altında “işe çıktıkları” gerçeği göz önüne alındığında, derin uykudayken yatak odanızda karşınıza çıkan hırsızla neler yaşayacağınız açıkça talihinize kalmış bir şey. Şayet burada yazılanları o panik halinde hatırlayabilirseniz, uygulamaya çalışmanızı tavsiye ederim. Yoksa katil olup, cezaevine düşmek işten bile değil.
Hele ki meskeninizde ruhsatlı silahınız var ise, bu yazıyı kesinlikle ezberleyin derim!
Feramuz Erdin
ALINTIDIR