Tam ismi Adil Fazilet Bayazıt olan ünlü şair, konut bayanı Şerife Hanım ile devlet memurluğu yapan Ökkeş Tahsin Bayazıt’ın sekiz çocuğundan altıncısı olarak Kahramanmaraş’ta, 18 Aralık 1939’da dünyaya geldi.
İstiklal Ortaokulu’nda ve Kahramanmaraş Lisesi’nde eğitim alan şair, öğrencilik senelerında şiir yazmaya başladı ve 1959’da başladığı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde devam ettirdi.
Birinci şiirleri 1958’de ”Hamle” mecmuasında yayımlandı
çabucak hemen lise senelerında arkadaşları Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Rasim ve Alaeddin Özdenören’in çıkardığı “Hamle” mecmuasını birkaç sayı yayınlayan Fazilet Bayazıt, bir daha Pakdil’in yayına hazırladığı “Hizmet” gazetesinde sanat ve edebiyat sayfası hazırladı.
Çeşitli gazetelerde köşe müellifliği da yapan Bayazıt’ın birinci şiirleri 1958’de “Hamle” mecmuası ve “Gençlik” gazetesinin sanat ekinde, daha sonraki şiir ve yazıları ise “Büyük Doğu”, “Edebiyat”, “Mavera” ve “Yedi İklim” mecmualarında yayımlandı.
Bayazıt, vatani vazifesini 1963’te Burdur’da yaparken, askerliğinin akabinde Ankara Üniversitesi Lisan ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Lisanı ve Edebiyatı Kısmına kaydolarak buradan mezun oldu.
Kahramanmaraş Vilayet Halk Kütüphanesi’nde müdürlük yaptı
sonrasındasında Kahramanmaraş’ta edebiyat öğretmeni olarak vazife yapan şair, Kahramanmaraş Vilayet Halk Kütüphanesi’nde 1967-1972 içinde müdür olarak çalıştı.
Edebiyat çevrelerince “Yedi Hoş Adam”dan biri olarak anılan ve “Mavera” mecmuasında de yazı işleri müdürlüğü bakılırsavini yürüten şairin “Sebeb Ey” isimli birinci şiir kitabı, 1972’de edebiyatseverlerle buluştu.
bir süre Cumhuriyet gazetesinde muhabirlik de yapan şair, Nuri Pakdil ve Necip Fazıl Kısakürek başta olmak üzere Sezai Karakoç ile Fethi Gemuhluoğlu’ndan etkilendi.
Şairin, Müslümanların emperyalizme başkaldırışını yansıtan şiirleri büyük ilgi görürken şiirde tarihi bir boyutun, fizik ötesine bir açılımın ve günlük ömrün yansımalarının görülmesi gerektiğini savundu.
Kahramanmaraş milletvekilli olarak Meclis’e girdi
Bayazıt, İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Genel Sekreterliği, Ulusal Eğitim Bakanlığı basın ofisi memurluğu ve Ulusal Kütüphane Müddetli Yayınlar Şube Müdür Yardımcılığı bakılırsavlerini de yürüttü.
Usta şair, ondan sonrasında çalıştığı Sanayi Bakanlığı İnsan Gücü Eğitim Daire Lider Yardımcılığından istifa ederek, Akabe Yayınları’nın ve Mavera mecmuasının idaresini üstlendi.
Kimi şiirleri İngilizce’ye de çevrilen Fazilet Bayazıt, 1981’de Şenol Demiröz, Yücel Çakmaklı, Ahmet Bayazıt, Çetin Tunca, Halil İbrahim Sarıoğlu ve Necdet Taşçıoğlu’ndan oluşan grupla, Pakistan’ın Peşaver kenti başta olmak üzere İran, Hindistan ve Afganistan’ı gezdi.
Akabe yayınlarının İstanbul’a taşınması sonucu ile 1984’te bir daha memurluğa dönen şair, bir süre Devlet Planlama Teşkilatında çalıştı.
Bayazıt, ayrıyeten 1987 yılında Kahramanmaraş milletvekili olarak girdiği TBMM’nin 18. Periyot çalışmaları müddetince Ulusal Eğitim ve Etraf Komitelerinde vazife aldı.
Akciğer kanseri sebebiyle 69 yaşında ömrünü kaybetti
Şiirlerinde iletisi ön planda tutan, şiir anlayışını evvela “Büyük Doğu” ve Sezai Karakoç’la biçimlendiren şairin kaleme aldığı son şiirleri ise “Risaleler” ismi altında 1987’de Akabe Yayınları tarafınca kitaplaştırıldı.
Bayazıt bir söyleşisinde, şiirini ne maksatla yazdığını şu sözlerle ifade etmişti:
“Şiirim hakkındaki olumlu olumsuz bütün tenkitleri ve değerlendirmeleri hürmet ile karşılıyorum. Elbet en sağlam karar vakte aittir. Bir sefer daha vurgulamak gerekirse bence sanatkar varoluşun hikmetini arayan kişidir. Şiirimi var eden tek gerçeklik budur.”
Bayazıt, yaptığı bu iki aylık seyahatte izlenimlerini topladığı “İpek yolundan Afganistan’a” isimli yapıtıyla 1983’te Türkiye Muharrirler Birliği Basın Ödülü’nü kazandı. 1988 yılında “Risaleler” isimli şiir kitabıyla da Türkiye Muharrirler Birliği tarafınca mükafata bedel görülen Bayazıt, bir daha TYB tarafınca gerçekleştirilen “Türkçe’nin 5. Memleketler arası Şiir Şöleni” kapsamında Yahya Kemal ismine düzenlenen büyük mükafatın sahibi oldu.
ondan sonrasında İstanbul’a yerleşen, evli ve dört çocuk babası olan Fazilet Bayazıt, akciğer kanseri sebebiyle 69 yaşındayken 5 Temmuz 2008’de İstanbul’da vefat etti.
“Bayazıt ve nesli, ‘Büyük Doğu’ ve ‘Diriliş’ dizaynını kendilerinde birleştirirler”
Prof. Dr. Mehmet Narlı, Türk Lisanı mecmuasındaki “Erdem Bayazıt’ın Şairliği ve Şiiri” yazısında, Bayazıt’ın şiir anlayışını şu sözlerle anlatmıştı:
“Bayazıt ve jenerasyonu, Necip Fazıl’ın modern-mistik ve ideolojik temelleri olan ‘Büyük Doğu’ dizaynıyla Sezai Karakoç’un İslam medeniyeti merkezli ‘Diriliş’ dizaynını kendilerinde birleştirirler. Belirtmek gerekir ki bu nesil medeniyetin mistik temelinin din ile çelişip çelişmeyeceğini pek tartışmaz. Dini ve uygar mirası, Yunus Emre, Mevlana, Pir Galip damarından emmeye yönelir.”
Dr. Murat Turna ise “Erdem Bayazıt’ın Şiir Dünyası” başlığıyla kaleme aldığı yazıda, şairin şiire bakışı ve ortasında yaşadığı ortama ait, “Dini inancını ağır yaşaması sebebiyle bu durum şiirlerine yansıyan şairin, şiirlerinde kullandığı temalar manevi bir altyapı oluşturur. Bu dini olgunun yerleşmesinde etkin siyasetin içerisinde bulunan babasının da katkısı büyüktür. Yetiştirildiği periyotta aile içerisinde İslami tesirin ağır olduğu, tabiatla ve tabiatla iç içe olduğu bir ortam oluşmuştur.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
KAYNAK: AA
İstiklal Ortaokulu’nda ve Kahramanmaraş Lisesi’nde eğitim alan şair, öğrencilik senelerında şiir yazmaya başladı ve 1959’da başladığı İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki eğitimini Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinde devam ettirdi.
Birinci şiirleri 1958’de ”Hamle” mecmuasında yayımlandı
çabucak hemen lise senelerında arkadaşları Cahit Zarifoğlu, Nuri Pakdil, Rasim ve Alaeddin Özdenören’in çıkardığı “Hamle” mecmuasını birkaç sayı yayınlayan Fazilet Bayazıt, bir daha Pakdil’in yayına hazırladığı “Hizmet” gazetesinde sanat ve edebiyat sayfası hazırladı.
Çeşitli gazetelerde köşe müellifliği da yapan Bayazıt’ın birinci şiirleri 1958’de “Hamle” mecmuası ve “Gençlik” gazetesinin sanat ekinde, daha sonraki şiir ve yazıları ise “Büyük Doğu”, “Edebiyat”, “Mavera” ve “Yedi İklim” mecmualarında yayımlandı.
Bayazıt, vatani vazifesini 1963’te Burdur’da yaparken, askerliğinin akabinde Ankara Üniversitesi Lisan ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Türk Lisanı ve Edebiyatı Kısmına kaydolarak buradan mezun oldu.
Kahramanmaraş Vilayet Halk Kütüphanesi’nde müdürlük yaptı
sonrasındasında Kahramanmaraş’ta edebiyat öğretmeni olarak vazife yapan şair, Kahramanmaraş Vilayet Halk Kütüphanesi’nde 1967-1972 içinde müdür olarak çalıştı.
Edebiyat çevrelerince “Yedi Hoş Adam”dan biri olarak anılan ve “Mavera” mecmuasında de yazı işleri müdürlüğü bakılırsavini yürüten şairin “Sebeb Ey” isimli birinci şiir kitabı, 1972’de edebiyatseverlerle buluştu.
bir süre Cumhuriyet gazetesinde muhabirlik de yapan şair, Nuri Pakdil ve Necip Fazıl Kısakürek başta olmak üzere Sezai Karakoç ile Fethi Gemuhluoğlu’ndan etkilendi.
Şairin, Müslümanların emperyalizme başkaldırışını yansıtan şiirleri büyük ilgi görürken şiirde tarihi bir boyutun, fizik ötesine bir açılımın ve günlük ömrün yansımalarının görülmesi gerektiğini savundu.
Kahramanmaraş milletvekilli olarak Meclis’e girdi
Bayazıt, İstanbul Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Genel Sekreterliği, Ulusal Eğitim Bakanlığı basın ofisi memurluğu ve Ulusal Kütüphane Müddetli Yayınlar Şube Müdür Yardımcılığı bakılırsavlerini de yürüttü.
Usta şair, ondan sonrasında çalıştığı Sanayi Bakanlığı İnsan Gücü Eğitim Daire Lider Yardımcılığından istifa ederek, Akabe Yayınları’nın ve Mavera mecmuasının idaresini üstlendi.
Kimi şiirleri İngilizce’ye de çevrilen Fazilet Bayazıt, 1981’de Şenol Demiröz, Yücel Çakmaklı, Ahmet Bayazıt, Çetin Tunca, Halil İbrahim Sarıoğlu ve Necdet Taşçıoğlu’ndan oluşan grupla, Pakistan’ın Peşaver kenti başta olmak üzere İran, Hindistan ve Afganistan’ı gezdi.
Akabe yayınlarının İstanbul’a taşınması sonucu ile 1984’te bir daha memurluğa dönen şair, bir süre Devlet Planlama Teşkilatında çalıştı.
Bayazıt, ayrıyeten 1987 yılında Kahramanmaraş milletvekili olarak girdiği TBMM’nin 18. Periyot çalışmaları müddetince Ulusal Eğitim ve Etraf Komitelerinde vazife aldı.
Akciğer kanseri sebebiyle 69 yaşında ömrünü kaybetti
Şiirlerinde iletisi ön planda tutan, şiir anlayışını evvela “Büyük Doğu” ve Sezai Karakoç’la biçimlendiren şairin kaleme aldığı son şiirleri ise “Risaleler” ismi altında 1987’de Akabe Yayınları tarafınca kitaplaştırıldı.
Bayazıt bir söyleşisinde, şiirini ne maksatla yazdığını şu sözlerle ifade etmişti:
“Şiirim hakkındaki olumlu olumsuz bütün tenkitleri ve değerlendirmeleri hürmet ile karşılıyorum. Elbet en sağlam karar vakte aittir. Bir sefer daha vurgulamak gerekirse bence sanatkar varoluşun hikmetini arayan kişidir. Şiirimi var eden tek gerçeklik budur.”
Bayazıt, yaptığı bu iki aylık seyahatte izlenimlerini topladığı “İpek yolundan Afganistan’a” isimli yapıtıyla 1983’te Türkiye Muharrirler Birliği Basın Ödülü’nü kazandı. 1988 yılında “Risaleler” isimli şiir kitabıyla da Türkiye Muharrirler Birliği tarafınca mükafata bedel görülen Bayazıt, bir daha TYB tarafınca gerçekleştirilen “Türkçe’nin 5. Memleketler arası Şiir Şöleni” kapsamında Yahya Kemal ismine düzenlenen büyük mükafatın sahibi oldu.
ondan sonrasında İstanbul’a yerleşen, evli ve dört çocuk babası olan Fazilet Bayazıt, akciğer kanseri sebebiyle 69 yaşındayken 5 Temmuz 2008’de İstanbul’da vefat etti.
“Bayazıt ve nesli, ‘Büyük Doğu’ ve ‘Diriliş’ dizaynını kendilerinde birleştirirler”
Prof. Dr. Mehmet Narlı, Türk Lisanı mecmuasındaki “Erdem Bayazıt’ın Şairliği ve Şiiri” yazısında, Bayazıt’ın şiir anlayışını şu sözlerle anlatmıştı:
“Bayazıt ve jenerasyonu, Necip Fazıl’ın modern-mistik ve ideolojik temelleri olan ‘Büyük Doğu’ dizaynıyla Sezai Karakoç’un İslam medeniyeti merkezli ‘Diriliş’ dizaynını kendilerinde birleştirirler. Belirtmek gerekir ki bu nesil medeniyetin mistik temelinin din ile çelişip çelişmeyeceğini pek tartışmaz. Dini ve uygar mirası, Yunus Emre, Mevlana, Pir Galip damarından emmeye yönelir.”
Dr. Murat Turna ise “Erdem Bayazıt’ın Şiir Dünyası” başlığıyla kaleme aldığı yazıda, şairin şiire bakışı ve ortasında yaşadığı ortama ait, “Dini inancını ağır yaşaması sebebiyle bu durum şiirlerine yansıyan şairin, şiirlerinde kullandığı temalar manevi bir altyapı oluşturur. Bu dini olgunun yerleşmesinde etkin siyasetin içerisinde bulunan babasının da katkısı büyüktür. Yetiştirildiği periyotta aile içerisinde İslami tesirin ağır olduğu, tabiatla ve tabiatla iç içe olduğu bir ortam oluşmuştur.” değerlendirmesinde bulunmuştu.
KAYNAK: AA