Eriksen’in yaşadıklarını hiç bu biçimde okumadınız
Aslında Christian Eriksen’le bir arada alanda can çekişen, atletleri birer makineye dönüştüren futbol sanayisiydi. Arkadaşlarının dayanışması Chiris’i ve ortasında yaşadıkları sistemi ‘şimdilik’ vefattan döndürdü.
1942-1961 yılları içinde alanda ölen futbolcu sayısı birdi. Takip eden 20 yılda ise iki. Endüstriyel futbolun ortaya çıkmaya başladığı 1982-2001 içinde alanda ölen futbolcu sayısı 11’e yükseldi. Son 20 yılda ise 47 futbolcu alanda öldü.
Gazozuna maçları bile mahalle ortalarından paralı ve sıhhatsiz halı alanlara taşıyan sistemin kaç kişinin canına mal olduğu ise istatistiklere girmiyor.
VEFAT KOŞUSU
Bütün bu ölümlerin sorumlusu, gençlere spor yapma imkanı sağlayarak sağlıklı bir toplumsal hayat vadeden futbolun, endüstriyel hale getirilerek bir vefat oyununa dönüşmesi. Aslında ChristianEriksen’le birlikte alanda can çekişen, atletleri birer makineye dönüştüren futbol sanayisiydi. Arkadaşlarının dayanışması Chris’i ve ortasında yaşadıkları sistemi ‘şimdilik’ mevtten döndürdü. Tekleyen kalbine karşın Eriksen’i ayaklarını sürüyerek topa yanlışsız koşmaya zorlayan da sistemin ta kendisiydi. Kalbi durup yere yığılana dek.
OBURLARININ TALİHİ YOK
Dünya futbol piyasasının büyüklüğü yılda 55 milyar Euro. Deloitte Futbol Para Ligi 2021 raporuna nazaran dünya futbolunda en yüksek gelire sahip 30 kulübün 2020’de ‘çevirdiği’ para 10 milyar Euro.
Son 25 yılda bu liste haricinden hiç bir kadro Şampiyonlar Ligi’ni kazanamadı. Bu sistemde paran yoksa lakin ‘garnitür’ olabilirsin.
Devlet büyüklüğüne erişen bu 30 kulübün pandemi niçiniyle yaşadıkları kayıp2 milyar Euro. 2021 kaybının ise 4 milyar Euro’yu bulması bekleniyor. İşte Eriksen’i vefatına koşturan da buydu. İşverenler yayın ve bahis gelirlerinden yoksun kalmasın diye iptal edilen maçlar peş peşe oynandı. Birtakım ekipler haftada 3 bazın 4 maça çıkmak zorunda kaldı. Her maçta ortalama 10 Km koşan bir futbolcu, egzersizler hariç, haftada 40 Km koşturuldu.
BAKLAVA KASI
Sermaye her vakit daha fazla kâr elde edeceği yere sarfiyat. Kâr düştü mü daha fazla performans ister. Dayanamayanlar sarfiyat, yerine yenisi gelir.
Eriksen’in adaşı Ronaldo ya da Pogba üzere oyuncuların niye baklava kaslarıyla poz verdiğini, niye tribünlerden “ölmeye geldik” tezahüratlarının yükseldiğini sisteme bakarak anlayabilirsiniz.
Bu sistemde işverenler, milyonların gözü önünde yaşama ve mevte karar veriyorlar. Performansa bakılırsa başparmaklarını aşağı ya da üst oynatmaları kâfi. Statlara Arena isminin boşa mı verildiğini düşünüyorsunuz? Zira maç saatlerine, yayınlara, kramponlara, reklamlara ve bahis oranlarına kadar her şeyi onlar belirliyor. Futbolcuların ise hiç bir kelam hakkı yok.
Hele Türkiye üzere ülkelerde karanlık işlerle elde edilen servetlerin en kolay temizlendiğisektör futbol. Milyonlarca dolar harcanarak alınan kulüpler, el altından verilen paralarla yapılan transferler, vergi muafiyetleri ve sponsorluklar para aklamak için kârlı bir sistem vadediyor.
PAZARLAMA GİRDABI
Oyun sanayileştikçe alt sınıflar da sınıf atlamanın en kolay yolu olarak futbolu görüyor. Birçok fakir ya da orta sınıf ailelerden gelen, eğitimsiz gençler menajer-yönetici-medya-antrenör girdabında bahtına razı oluyor.
Birtakım menajerler oyuncularını pazarlamak için medyada yandaş satın alıyor, onlar futbolcuyu kulüple ilişkilendiren haberler yapıyor. Akabinde toplumsal medyada taraftar kışkırtılıyor, ezeli rakibin devreye girdiği algısı pompalanıyor. Yorumcular her gün meraklı yorumlar yapıyor.
Kulüp ortasında menajerlerle çalışan yöneticiler baskıyı artırıyor. Hoca devreye giriyor ve limit sorunu elden verilen kayıt dışı parayla çözülüyor. Sponsorlar, satışlar ve reklamlar da yüzdeye dahil ediliyor ve herkes hissesini alıyor.
Sporseverlerin zaptedilen hisleri ticaret haline getirilerek bir daha paraya dönüşüyor. Bu kısır döngüde futbolcunun sırtında yazan isimle formanın önünde yazan yer değiştiriyor.
Özer Çetinkaya
ALINTIDIR
Aslında Christian Eriksen’le bir arada alanda can çekişen, atletleri birer makineye dönüştüren futbol sanayisiydi. Arkadaşlarının dayanışması Chiris’i ve ortasında yaşadıkları sistemi ‘şimdilik’ vefattan döndürdü.
1942-1961 yılları içinde alanda ölen futbolcu sayısı birdi. Takip eden 20 yılda ise iki. Endüstriyel futbolun ortaya çıkmaya başladığı 1982-2001 içinde alanda ölen futbolcu sayısı 11’e yükseldi. Son 20 yılda ise 47 futbolcu alanda öldü.
Gazozuna maçları bile mahalle ortalarından paralı ve sıhhatsiz halı alanlara taşıyan sistemin kaç kişinin canına mal olduğu ise istatistiklere girmiyor.
VEFAT KOŞUSU
Bütün bu ölümlerin sorumlusu, gençlere spor yapma imkanı sağlayarak sağlıklı bir toplumsal hayat vadeden futbolun, endüstriyel hale getirilerek bir vefat oyununa dönüşmesi. Aslında ChristianEriksen’le birlikte alanda can çekişen, atletleri birer makineye dönüştüren futbol sanayisiydi. Arkadaşlarının dayanışması Chris’i ve ortasında yaşadıkları sistemi ‘şimdilik’ mevtten döndürdü. Tekleyen kalbine karşın Eriksen’i ayaklarını sürüyerek topa yanlışsız koşmaya zorlayan da sistemin ta kendisiydi. Kalbi durup yere yığılana dek.
OBURLARININ TALİHİ YOK
Dünya futbol piyasasının büyüklüğü yılda 55 milyar Euro. Deloitte Futbol Para Ligi 2021 raporuna nazaran dünya futbolunda en yüksek gelire sahip 30 kulübün 2020’de ‘çevirdiği’ para 10 milyar Euro.
Son 25 yılda bu liste haricinden hiç bir kadro Şampiyonlar Ligi’ni kazanamadı. Bu sistemde paran yoksa lakin ‘garnitür’ olabilirsin.
Devlet büyüklüğüne erişen bu 30 kulübün pandemi niçiniyle yaşadıkları kayıp2 milyar Euro. 2021 kaybının ise 4 milyar Euro’yu bulması bekleniyor. İşte Eriksen’i vefatına koşturan da buydu. İşverenler yayın ve bahis gelirlerinden yoksun kalmasın diye iptal edilen maçlar peş peşe oynandı. Birtakım ekipler haftada 3 bazın 4 maça çıkmak zorunda kaldı. Her maçta ortalama 10 Km koşan bir futbolcu, egzersizler hariç, haftada 40 Km koşturuldu.
BAKLAVA KASI
Sermaye her vakit daha fazla kâr elde edeceği yere sarfiyat. Kâr düştü mü daha fazla performans ister. Dayanamayanlar sarfiyat, yerine yenisi gelir.
Eriksen’in adaşı Ronaldo ya da Pogba üzere oyuncuların niye baklava kaslarıyla poz verdiğini, niye tribünlerden “ölmeye geldik” tezahüratlarının yükseldiğini sisteme bakarak anlayabilirsiniz.
Bu sistemde işverenler, milyonların gözü önünde yaşama ve mevte karar veriyorlar. Performansa bakılırsa başparmaklarını aşağı ya da üst oynatmaları kâfi. Statlara Arena isminin boşa mı verildiğini düşünüyorsunuz? Zira maç saatlerine, yayınlara, kramponlara, reklamlara ve bahis oranlarına kadar her şeyi onlar belirliyor. Futbolcuların ise hiç bir kelam hakkı yok.
Hele Türkiye üzere ülkelerde karanlık işlerle elde edilen servetlerin en kolay temizlendiğisektör futbol. Milyonlarca dolar harcanarak alınan kulüpler, el altından verilen paralarla yapılan transferler, vergi muafiyetleri ve sponsorluklar para aklamak için kârlı bir sistem vadediyor.
PAZARLAMA GİRDABI
Oyun sanayileştikçe alt sınıflar da sınıf atlamanın en kolay yolu olarak futbolu görüyor. Birçok fakir ya da orta sınıf ailelerden gelen, eğitimsiz gençler menajer-yönetici-medya-antrenör girdabında bahtına razı oluyor.
Birtakım menajerler oyuncularını pazarlamak için medyada yandaş satın alıyor, onlar futbolcuyu kulüple ilişkilendiren haberler yapıyor. Akabinde toplumsal medyada taraftar kışkırtılıyor, ezeli rakibin devreye girdiği algısı pompalanıyor. Yorumcular her gün meraklı yorumlar yapıyor.
Kulüp ortasında menajerlerle çalışan yöneticiler baskıyı artırıyor. Hoca devreye giriyor ve limit sorunu elden verilen kayıt dışı parayla çözülüyor. Sponsorlar, satışlar ve reklamlar da yüzdeye dahil ediliyor ve herkes hissesini alıyor.
Sporseverlerin zaptedilen hisleri ticaret haline getirilerek bir daha paraya dönüşüyor. Bu kısır döngüde futbolcunun sırtında yazan isimle formanın önünde yazan yer değiştiriyor.
Özer Çetinkaya
ALINTIDIR