İBB’yi vals yüzünden eleştirenler Abdülhamid’in vals sevgisini biliyor mu
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafınca gerçekleştirilen 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları programında bir detay büyük takdir topladı.
Dün gece Yenikapı’da düzenlenen kutlamalarda belediye çalışanları vals gösterisi yaptı. Şov, izlemeye gelenler tarafınca büyük beğeni alarak alkış topladı.
Ancak toplumsal medyada bu durum tartışma yarattı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AKP Ağrı Belediye Lideri Savcı Sayan, Akit gazetesi Ankara Temsilcisi Hacı Güzel, iktidara yakın müelliflerden Esra Elönü ve birfazlaca emsal isim valsin çağdaşlık özentiliği olduğunu savundu.
Bilhassa Bakan Varank, “Bir zihniyet var: İbb Liderinin eşiyle tenis oynamak için Haliç’in üstüne yüzer kort yaptırmasını, vals tertibi düzenlemesini ‘çağdaşlık’ ve ‘yatırım’ sayıyor” diye eleştirdi.
Bu isimler, İBB’nin vals dansıyla yapılmak istenenin halkı köklerinden koparmak, köksüzleştirmek ve bu biçimdece Batı’nın toplumsal ve kültürel pahalarını bunların yerlerine koymak olduğu iddiasındalar. Bu savlarını da Osmanlı’nın esaslı geçmişiyle tanımlamaya çalıştılar.
“Vals yaparak çağdaş olunmaz” diyen isimlerin ortak noktası ise Abdülhamit periyodunu ve Osmanlı Külçeşidini savunuyor olması bir çelişkiyi ortaya çıkardı.
Hâlbuki “Vals Kralı” Johann Strauss, ellinci doğum yıldönümünü niçiniyle Sultan Abdülhamid’e ithafen 1892 yılında bestelemiş olduğu görkemli bir valsin olduğu biliniyordu. Üstelik valsin başlığı da “Doğu Masalları” olarak konmuştu.
Sanat Dünyamız mecmuasının 108. sayısında yayımlanan, Ömer Eğecioğlu’nun 2008 tarihindeki “Doğu Masalları: Johann Strauss’un Sultan II. Abdülhamid’e İthafen Yazdığı Vals” isimli makaleye bakılırsa bu eser Sultan Abdülhamid’e adanmıştı.
Dahası II. Abdülhamit memnuniyetini, Strauss’u 3. rütbeden Mecidiye Nişanı vererek onurlandırmıştı.
İşte o makaleden bir kısım:
Muhafazakâr algısı niçiniyle bilhassa İslamcı kısmın II. Abdülhamit, saraya ressamlar davet ederek tablolar yaptıran, tiyatrolar açtıran bir Osmanlı hükümdarı ve İslam halifesi olması ise bu gerçeği pekiştiriyor. Üstelik Avrupa’yı üç kere ziyaret eden Sultan Abdülaziz’in de “Valse Davet” isimli bir bestesi olması herkesçe biliniyor.
Sonuç olarak İBB’nin vals dansı gösterdi ki, Abdülhamid’in Vals beğenisi ve Osmanlı’daki sanat anlayışı ile bugünkü bilhassa AKP’li muhafazakârların çağdaşlık algısı çelişiyor.
İşte o yansıların kimileri:
ALINTIDIR
İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafınca gerçekleştirilen 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları programında bir detay büyük takdir topladı.
Dün gece Yenikapı’da düzenlenen kutlamalarda belediye çalışanları vals gösterisi yaptı. Şov, izlemeye gelenler tarafınca büyük beğeni alarak alkış topladı.
Ancak toplumsal medyada bu durum tartışma yarattı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, AKP Ağrı Belediye Lideri Savcı Sayan, Akit gazetesi Ankara Temsilcisi Hacı Güzel, iktidara yakın müelliflerden Esra Elönü ve birfazlaca emsal isim valsin çağdaşlık özentiliği olduğunu savundu.
Bilhassa Bakan Varank, “Bir zihniyet var: İbb Liderinin eşiyle tenis oynamak için Haliç’in üstüne yüzer kort yaptırmasını, vals tertibi düzenlemesini ‘çağdaşlık’ ve ‘yatırım’ sayıyor” diye eleştirdi.
Bu isimler, İBB’nin vals dansıyla yapılmak istenenin halkı köklerinden koparmak, köksüzleştirmek ve bu biçimdece Batı’nın toplumsal ve kültürel pahalarını bunların yerlerine koymak olduğu iddiasındalar. Bu savlarını da Osmanlı’nın esaslı geçmişiyle tanımlamaya çalıştılar.
“Vals yaparak çağdaş olunmaz” diyen isimlerin ortak noktası ise Abdülhamit periyodunu ve Osmanlı Külçeşidini savunuyor olması bir çelişkiyi ortaya çıkardı.
Hâlbuki “Vals Kralı” Johann Strauss, ellinci doğum yıldönümünü niçiniyle Sultan Abdülhamid’e ithafen 1892 yılında bestelemiş olduğu görkemli bir valsin olduğu biliniyordu. Üstelik valsin başlığı da “Doğu Masalları” olarak konmuştu.
Sanat Dünyamız mecmuasının 108. sayısında yayımlanan, Ömer Eğecioğlu’nun 2008 tarihindeki “Doğu Masalları: Johann Strauss’un Sultan II. Abdülhamid’e İthafen Yazdığı Vals” isimli makaleye bakılırsa bu eser Sultan Abdülhamid’e adanmıştı.
Dahası II. Abdülhamit memnuniyetini, Strauss’u 3. rütbeden Mecidiye Nişanı vererek onurlandırmıştı.
İşte o makaleden bir kısım:
Muhafazakâr algısı niçiniyle bilhassa İslamcı kısmın II. Abdülhamit, saraya ressamlar davet ederek tablolar yaptıran, tiyatrolar açtıran bir Osmanlı hükümdarı ve İslam halifesi olması ise bu gerçeği pekiştiriyor. Üstelik Avrupa’yı üç kere ziyaret eden Sultan Abdülaziz’in de “Valse Davet” isimli bir bestesi olması herkesçe biliniyor.
Sonuç olarak İBB’nin vals dansı gösterdi ki, Abdülhamid’in Vals beğenisi ve Osmanlı’daki sanat anlayışı ile bugünkü bilhassa AKP’li muhafazakârların çağdaşlık algısı çelişiyor.
İşte o yansıların kimileri:
ALINTIDIR