Kripto, forex, CFD ve tüm spekülatif oyunların ardındaki tehlike
İktisat siyasetleri, son 10 yılda halkın iktisadi kalkınmaya aktif ve yaygın olarak katılmasını gerçekleştiremedi. Kamu faydasına alışılmamış regülasyonlar ile sermaye piyasalarına zehirli spekülatif eserler enjekte edildi bu vakitte.
Kumar mantığıyla işleyen, her 10 müşteriden 9’unun para kaybettiği spekülatif eserler (Forex ve varlıklara fiilen sahip olmadan yalnızca fiyat beklentilerinin alınıp satılmasını sağlayan CFD gibi) topluma sunulunca, bu zehirli mamüllerin süreç hacmi 2015 yılında Borsa İstanbul’un süreç hacmini geride bıraktı.
Bu süreçte, spekülatif eserleri halka pazarlamak ve ülke sathına yaymak üzere Devlet eliyle 40’tan fazla şirkete imtiyaz hakkı verilmişti. Satıcılar hazırdı. Artık bu satıcılara on binlerce müşteri bulmak gerekiyordu.
Toplumun ikna süreci…
Saha çalışmalarından elde edilen istatistikî sonuçlara göre, Türk toplumu sanılanın bilakis riskten kaçınan, yeni finansal eserlere karşı muhafazakâr bir toplumdu. Halkın çoğunluğunun yatırımdan anladığı, döviz yahut altın alıp yastık altında saklamaktan ibaretti. bu biçimde bir toplum yüksek riskli spekülatif eserleri almaya nasıl ikna edilecekti?
Tabi ki hile ile… Spekülatif eserler, döviz ve altının döviz ofisine yahut kuyumcuya gitmeden, internetten kolay kolay alınıp satıldığı bir platform olarak pazarlanmaya başlandı. Müşterilere imzalatılan standart kontratlar bile, alım satım mukaveleleri olarak isimlendirilmişti.
Lakin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 04.01.2016 tarihinde yayınladığı Özelgede, Kaldıraçlı (foreks) süreçlerinin döviz alım satım süreci olmadığını, ötürüsıyla bunların kambiyo süreci kapsamında değerlendirilemeyeceğini deklare etti.
Demek ki imtiyazlı bir avuç spekülatif eser satıcısı, her insanın gözü önünde halkı kandırıyordu.
meğer tıpkı devirde, Fransa piyasa düzenleyicisi (AMF) tarafınca hazırlanan kamu spotları Fransız televizyonlarında yayınlanmakta, Fransız halkı forex ve gibisi spekülatif mamüllerin tehlikelerine karşı aktif bir biçimde uyarılmaktaydı.
İKİ YÜZ BİNİN ÜZERİNDE
Siyaset ayrışması istatistiklere de yansıdı: Fransa’da forex müşteri sayısı yirmi binin altında kalırken, Türkiye’de bu sayı dikey bir artışla iki yüz binin üzerine çıktı.
Riskten kaçınan muhafazakâr bir toplum, Devlet eliyle finansal kumar sanayisine kurban edilmişti.
Anayasayı ve Kanunu hiçe saydılar.
Yapılan, olağan olarak Anayasa’nın emrettiği “kamu yararı” prensibine karşıttı.
Yalnızca Anayasa değil, Kanun da, tasarruf sahiplerini yurt iktisadının faydasına yönlendirme misyonunu yürütme organına vermiştir.
Yürütme organı, başta sanayi kuruluşlarının pay senetleri olmak üzere, tasarrufların menkul değerlere yatırılmasını özendirecek, iştiraklerde mülkiyetin yaygınlaştırılmasını sağlayacak, hem de sermaye piyasasındaki sıhhatsiz gelişme eğilimlerini önlenecekti. Kanunun açık buyruğuydu bunlar.
Zehirli spekülatif eserleri önlemekle yükümlü olanlar, bakılırsavlerini berbata kullanarak bu zehri toplumun geneline yaymak için çalıştı. Fiyat farkına dayalı bahisler, topluma kambiyo süreçleri olarak sunuldu. İmtiyaz hakkı verilen bir avuç şirketin haksız çıkar elde etmesi için, yüz binlerce vatandaş sistematik olarak aldatıldı ve mülksüzleştirildi.
Josef, Simon ve Zuckerman üçlüsü…
zati spekülatif finansal eserler, memleketler arası “online” yatırım dolandırıcılığı ile birebir karmaşık ekosistemin ortasında yer alıyor.
The Times Of Israel gazetesinin ABD ve Avrupa makamlarına dayandırdığı bilgiye göre, bu “online” yatırım dolandırıcılığının merkezi İsrail.
FBI ve Europol (Avrupa Polis Teşkilatı) tarafınca epey sayıda İsrailli forex satıcısına yakın periyotta baskınlar düzenlendi.
Tel Aviv Bölge Mahkemesinde görülen bir davada, İsrailli forex dolandırıcılarının “Leverate” isimli bir İsrailli şirketin yazılımlarını kullandığı ortaya çıktı. Bu yazılımların varlık meblağlarını “ayarlayabildiği” argüman ediliyordu. Leverate firmasının büyük hissedarı, Simon Kukes isminde bir Rus Musevisi idi. sonrasındasında ABD vatandaşlığına geçen Kukes, Kremlin’e yakınlığı ile biliniyor. Trump’ın seçim kampanyasına cömert bir bağışta bulunan Simon Kukes, birtakım kaynaklarca ABD’nin 2020 başkanlık seçimlerine Rusya tarafınca yapılan müdahalenin bir modülü olarak gösteriliyor.
BU LONDRA’DAKİ ŞİRKET KİME İLİŞKİN
Bizi asıl ilgilendiren, İsrailli “Leverate” firması tarafınca tasarlanan “SIRIX WEB TRADER” isimli yazılımın Türkiye’de 2012 yılından beri kullanılıyor olması. tıpkı vakitte en epey forex müşterisine sahip imtiyazlı satıcı GCM Menkul Değerler A.Ş. tarafınca.
Sermaye Piyasası Konseyi, spekülatif finansal eserleri Türkiye’de satmak üzere GCM şirketine 2012 yılında imtiyaz hakkı verdi. Şirket, o tarihten beri “Leverate” firmasının “SIRIX WEB TRADER” programını müşterilerine sunuyor. GCM şirketinin tek ortağı, Werner Josef Alleman isminde İsviçre vatandaşı bir Aşkenaz Musevisi.
GCM şirketinin İstanbul’da bir mahkemeye verdiği yazılı beyana göre, şirket, Türk müşterilerinden topladığı forex süreçlerini, kâr ve zararıyla bir arada Londra’da mutabakatlı olduğu bir likidite sağlayıcıya aktarıyor. Bunun manası şu: Müşteri ziyanları GCM’ye değil, GCM üzerinden Londra’daki mutabakatlı şirket yahut şirketlerin hesaplarına irat kaydediliyor.
Pekala, bu Londra’daki şirket kime ilişkin? Gelin paranın izini sürelim.
TSPB kayıtlarına göre, GCM şirketinin ana likidite sağlayıcısı Londra’da yerleşik “FortradeLtd” ticari unvanlı bir şirket. Bu şirketin büyük hissedarı ise İsrailli iş insanı Ron Shaol Zuckerman.
Bu münasebetler şeması, 19. Yüzyıl Avrupa’sında Yahudi bankerler içinde kurulan finansal örgütlenmeye benziyor. bununla birlikte bu, Osmanlı Devleti’nin Yahudi bankerlere tanıdığı imtiyazlar kararında süratle iflasa sürüklendiği periyodu hatırlatıyor.
Bu karmaşık ekosistemi tüm teknik tabirlerden arındırdığımızda karşımıza çıkan gerçek şu: Josef, Simon ve Ron Shaul üçgeninde Anadolu’nun ürettiği tasarruflar yurt dışına transfer ediliyor.
Bu sıfır toplamlı oyunda, Birey, Toplum ve Devlet üçlüsü birlikte ziyana uğrarken, Josef, Simon ve Ron Shaul üçlüsü bu oyunun birlikte kazananı.
Tesadüfün bu biçimdesi…
The Times Of Israel gazetesinde yayınlanan 26 Temmuz 2020 tarihindeki makale ile İsrailli Leverate firması deşifre oldu. Bu makalenin yayınlanmasından yaklaşık bir ay daha sonra, 28 Ağustos 2020 tarihinde Josef’in sahibi olduğu GCM Menkul Değerler A.Ş. bir duyuru yayınlayarak, 9 yıldır İsrailli Leverate firmasından temin ettiği “SIRIX TRADER” isimli programı yayından kaldırdığını kamuoyuna ilan etti.
Josef ve Simon’un 9 yıllık iş beraberliği, The Times Of Israel gazetesinin ifşası üzerine “tedbiren” sona ermiş görünüyor.
Türkiye’de iktidar, son 10 yılda halkın iktisadi kalkınmaya aktif ve yaygın bir biçimde katılmasını gerçekleştirmedi. Zira bunu istemediler. Kamu faydasına ters regülasyonlar ile sermaye piyasalarına zehirli spekülatif eserler enjekte edildi bu vakitte. Birebir devirde ABD idaresi, bu zehirli mamüllerin ABD’li ferdî müşterilere satışını yasaklamıştı. Hükümdardan fazlaca kralcı, yani ABD’den daha “liberal” olma uğraşı Türkiye’yi finansal bir faciaya sürükledi. İmtiyazlı spekülatif eser kesimi, sermaye piyasası tarihimizin en büyük ve kitlesel ziyanına yol açtı.
Bugün yaşadığımız ekonomik buhrana bizi adım adım sürükleyen zihniyeti yeterli tanıyalım.
Av. Levent Kamalı
ALINTIDIR
İktisat siyasetleri, son 10 yılda halkın iktisadi kalkınmaya aktif ve yaygın olarak katılmasını gerçekleştiremedi. Kamu faydasına alışılmamış regülasyonlar ile sermaye piyasalarına zehirli spekülatif eserler enjekte edildi bu vakitte.
Kumar mantığıyla işleyen, her 10 müşteriden 9’unun para kaybettiği spekülatif eserler (Forex ve varlıklara fiilen sahip olmadan yalnızca fiyat beklentilerinin alınıp satılmasını sağlayan CFD gibi) topluma sunulunca, bu zehirli mamüllerin süreç hacmi 2015 yılında Borsa İstanbul’un süreç hacmini geride bıraktı.
Bu süreçte, spekülatif eserleri halka pazarlamak ve ülke sathına yaymak üzere Devlet eliyle 40’tan fazla şirkete imtiyaz hakkı verilmişti. Satıcılar hazırdı. Artık bu satıcılara on binlerce müşteri bulmak gerekiyordu.
Toplumun ikna süreci…
Saha çalışmalarından elde edilen istatistikî sonuçlara göre, Türk toplumu sanılanın bilakis riskten kaçınan, yeni finansal eserlere karşı muhafazakâr bir toplumdu. Halkın çoğunluğunun yatırımdan anladığı, döviz yahut altın alıp yastık altında saklamaktan ibaretti. bu biçimde bir toplum yüksek riskli spekülatif eserleri almaya nasıl ikna edilecekti?
Tabi ki hile ile… Spekülatif eserler, döviz ve altının döviz ofisine yahut kuyumcuya gitmeden, internetten kolay kolay alınıp satıldığı bir platform olarak pazarlanmaya başlandı. Müşterilere imzalatılan standart kontratlar bile, alım satım mukaveleleri olarak isimlendirilmişti.
Lakin İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı, 04.01.2016 tarihinde yayınladığı Özelgede, Kaldıraçlı (foreks) süreçlerinin döviz alım satım süreci olmadığını, ötürüsıyla bunların kambiyo süreci kapsamında değerlendirilemeyeceğini deklare etti.
Demek ki imtiyazlı bir avuç spekülatif eser satıcısı, her insanın gözü önünde halkı kandırıyordu.
meğer tıpkı devirde, Fransa piyasa düzenleyicisi (AMF) tarafınca hazırlanan kamu spotları Fransız televizyonlarında yayınlanmakta, Fransız halkı forex ve gibisi spekülatif mamüllerin tehlikelerine karşı aktif bir biçimde uyarılmaktaydı.
İKİ YÜZ BİNİN ÜZERİNDE
Siyaset ayrışması istatistiklere de yansıdı: Fransa’da forex müşteri sayısı yirmi binin altında kalırken, Türkiye’de bu sayı dikey bir artışla iki yüz binin üzerine çıktı.
Riskten kaçınan muhafazakâr bir toplum, Devlet eliyle finansal kumar sanayisine kurban edilmişti.
Anayasayı ve Kanunu hiçe saydılar.
Yapılan, olağan olarak Anayasa’nın emrettiği “kamu yararı” prensibine karşıttı.
Yalnızca Anayasa değil, Kanun da, tasarruf sahiplerini yurt iktisadının faydasına yönlendirme misyonunu yürütme organına vermiştir.
Yürütme organı, başta sanayi kuruluşlarının pay senetleri olmak üzere, tasarrufların menkul değerlere yatırılmasını özendirecek, iştiraklerde mülkiyetin yaygınlaştırılmasını sağlayacak, hem de sermaye piyasasındaki sıhhatsiz gelişme eğilimlerini önlenecekti. Kanunun açık buyruğuydu bunlar.
Zehirli spekülatif eserleri önlemekle yükümlü olanlar, bakılırsavlerini berbata kullanarak bu zehri toplumun geneline yaymak için çalıştı. Fiyat farkına dayalı bahisler, topluma kambiyo süreçleri olarak sunuldu. İmtiyaz hakkı verilen bir avuç şirketin haksız çıkar elde etmesi için, yüz binlerce vatandaş sistematik olarak aldatıldı ve mülksüzleştirildi.
Josef, Simon ve Zuckerman üçlüsü…
zati spekülatif finansal eserler, memleketler arası “online” yatırım dolandırıcılığı ile birebir karmaşık ekosistemin ortasında yer alıyor.
The Times Of Israel gazetesinin ABD ve Avrupa makamlarına dayandırdığı bilgiye göre, bu “online” yatırım dolandırıcılığının merkezi İsrail.
FBI ve Europol (Avrupa Polis Teşkilatı) tarafınca epey sayıda İsrailli forex satıcısına yakın periyotta baskınlar düzenlendi.
Tel Aviv Bölge Mahkemesinde görülen bir davada, İsrailli forex dolandırıcılarının “Leverate” isimli bir İsrailli şirketin yazılımlarını kullandığı ortaya çıktı. Bu yazılımların varlık meblağlarını “ayarlayabildiği” argüman ediliyordu. Leverate firmasının büyük hissedarı, Simon Kukes isminde bir Rus Musevisi idi. sonrasındasında ABD vatandaşlığına geçen Kukes, Kremlin’e yakınlığı ile biliniyor. Trump’ın seçim kampanyasına cömert bir bağışta bulunan Simon Kukes, birtakım kaynaklarca ABD’nin 2020 başkanlık seçimlerine Rusya tarafınca yapılan müdahalenin bir modülü olarak gösteriliyor.
BU LONDRA’DAKİ ŞİRKET KİME İLİŞKİN
Bizi asıl ilgilendiren, İsrailli “Leverate” firması tarafınca tasarlanan “SIRIX WEB TRADER” isimli yazılımın Türkiye’de 2012 yılından beri kullanılıyor olması. tıpkı vakitte en epey forex müşterisine sahip imtiyazlı satıcı GCM Menkul Değerler A.Ş. tarafınca.
Sermaye Piyasası Konseyi, spekülatif finansal eserleri Türkiye’de satmak üzere GCM şirketine 2012 yılında imtiyaz hakkı verdi. Şirket, o tarihten beri “Leverate” firmasının “SIRIX WEB TRADER” programını müşterilerine sunuyor. GCM şirketinin tek ortağı, Werner Josef Alleman isminde İsviçre vatandaşı bir Aşkenaz Musevisi.
GCM şirketinin İstanbul’da bir mahkemeye verdiği yazılı beyana göre, şirket, Türk müşterilerinden topladığı forex süreçlerini, kâr ve zararıyla bir arada Londra’da mutabakatlı olduğu bir likidite sağlayıcıya aktarıyor. Bunun manası şu: Müşteri ziyanları GCM’ye değil, GCM üzerinden Londra’daki mutabakatlı şirket yahut şirketlerin hesaplarına irat kaydediliyor.
Pekala, bu Londra’daki şirket kime ilişkin? Gelin paranın izini sürelim.
TSPB kayıtlarına göre, GCM şirketinin ana likidite sağlayıcısı Londra’da yerleşik “FortradeLtd” ticari unvanlı bir şirket. Bu şirketin büyük hissedarı ise İsrailli iş insanı Ron Shaol Zuckerman.
Bu münasebetler şeması, 19. Yüzyıl Avrupa’sında Yahudi bankerler içinde kurulan finansal örgütlenmeye benziyor. bununla birlikte bu, Osmanlı Devleti’nin Yahudi bankerlere tanıdığı imtiyazlar kararında süratle iflasa sürüklendiği periyodu hatırlatıyor.
Bu karmaşık ekosistemi tüm teknik tabirlerden arındırdığımızda karşımıza çıkan gerçek şu: Josef, Simon ve Ron Shaul üçgeninde Anadolu’nun ürettiği tasarruflar yurt dışına transfer ediliyor.
Bu sıfır toplamlı oyunda, Birey, Toplum ve Devlet üçlüsü birlikte ziyana uğrarken, Josef, Simon ve Ron Shaul üçlüsü bu oyunun birlikte kazananı.
Tesadüfün bu biçimdesi…
The Times Of Israel gazetesinde yayınlanan 26 Temmuz 2020 tarihindeki makale ile İsrailli Leverate firması deşifre oldu. Bu makalenin yayınlanmasından yaklaşık bir ay daha sonra, 28 Ağustos 2020 tarihinde Josef’in sahibi olduğu GCM Menkul Değerler A.Ş. bir duyuru yayınlayarak, 9 yıldır İsrailli Leverate firmasından temin ettiği “SIRIX TRADER” isimli programı yayından kaldırdığını kamuoyuna ilan etti.
Josef ve Simon’un 9 yıllık iş beraberliği, The Times Of Israel gazetesinin ifşası üzerine “tedbiren” sona ermiş görünüyor.
Türkiye’de iktidar, son 10 yılda halkın iktisadi kalkınmaya aktif ve yaygın bir biçimde katılmasını gerçekleştirmedi. Zira bunu istemediler. Kamu faydasına ters regülasyonlar ile sermaye piyasalarına zehirli spekülatif eserler enjekte edildi bu vakitte. Birebir devirde ABD idaresi, bu zehirli mamüllerin ABD’li ferdî müşterilere satışını yasaklamıştı. Hükümdardan fazlaca kralcı, yani ABD’den daha “liberal” olma uğraşı Türkiye’yi finansal bir faciaya sürükledi. İmtiyazlı spekülatif eser kesimi, sermaye piyasası tarihimizin en büyük ve kitlesel ziyanına yol açtı.
Bugün yaşadığımız ekonomik buhrana bizi adım adım sürükleyen zihniyeti yeterli tanıyalım.
Av. Levent Kamalı
ALINTIDIR