MOSSAD’a yönelik birinci operasyon İsrail’de nasıl yankı buldu
Genel kriterlere göre, MOSSAD dost ülkelerde operasyon yapmaz.
Dost ülkeler aleyhine operasyon yapmaz.
Yapmaz da dost ülkelerdeki düşman ögeleri izlemez mi sanki?
Açığa çıkarıldığı sav edilen MOSSAD casus ağı ne kadar MOSSAD ağıdır, incelemek lazım kuşkusuz. Ve Türkiye aleyhinde bir işler yapmış mıdır anlamak lazım.
Lafı fazla dolandırmadan incelediğim mevzuyu inceleme sonuçları ve analitik tespitler ile sizlerin sonucuna takdim edeceğim.
Sabah gazetesinin haberinin akabinde durumu İsrail Dışişleri basın sözcülerine fazlaca sıradan ve kesin bir biçimde sordum.
Bu bahiste bir reaksiyon karşılık verecek misiniz dedim?
Aldığım karşılık kesin ve tek sözlük bir karşılıktı; HAYIR.
Ben de bunun da bir karşılık olduğunu belirterek teşekkür ettim.
Gerek İsrail basınında gerekse dost basın mensupları ile mevzuyu değişik taraflardan ele alan dış siyaset ve güvenlik ünitesi uzmanları ile yaptığım görüşmeler kararında bulgular şöyle:
MOSSAD klâsik tavrı, hiç bir aksiyonu kabul edip etmeme ve alenen bunu teyit etmeme konusunda katidir. Yani ne MOSSAD ne de İsrail devleti üstü kapalı bile olsa hatta yayınlanmamak yahut isim belirtmeden de beyan edilmeyecek bir tavır mevcuttur.
Bu âlâ midir değil midir tartışılabilir, fakat uzmanların görüşü “Bunun gerçek olduğu ve bu tavrın olumlu sonuç verdiği tespit edilmiştir” diyorlar.
Pekala MOSSAD, Türkiye’de ne arar, ne işi var “DOST” bir ülkede?
Alışılmış ki, Türk basınında çıkan haberleri dikkatle okur ve satır ortalarına bakarsak ortaya çıkartılan casus şebekesinde yalnızca Türk vatandaşı Filistinliler ile İsrail vatandaşı Araplar mevcutmuş, demek daha gerçek zira yayında da yakalanan bireylerin kimlikleri yayınlanmadı ve kim oldukları belirli değil. Argüman bu bireylerin (15 kişi) MOSSAD hesabına çalışan Filistinliler olduğu yazılıyor.
Bu şahıslar ile temas eden MOSSAD casuslarının ise kendileri ile Türkiye haricinde buluştukları ve kendilerine tahsis edilen paraları bu türlü ödedikleri söz ediliyor. Yani bu beşerler şayet söz edildiği üzere bir operasyonun elemanları ise direkt MOSSAD elemanları olmadığı ve tahminen de MOSSAD’IN kiraladığı bireylerdir.
Pekala, İsrail MOSSAD yahut kiralık Filistinliler Türkiye’de ne yapıyorlar yahut neler aradılar?
Aslında Makor Rishon gazetesinin haberine bakacak olursak, İngiliz The Guardian gazetesi bir yıl evvel HAMAS’ın Türkiye’de Siber İstihbarat ünitesi kurduğunu, bu ünitenin başında da Sameh Siarj isimli bir HAMAS yetkilisinin bulunduğunu ve bu ünitenin direkt olarak HAMAS başkanı Yahya Sinwar’a bağlı olduğu belirtilmekteydi. London Times haberine nazaran ise bu tesisi 3 yıl evvel HAMAS tarafınca Türkiye’de inşa edilmiş.
SALAH AURURI
Türkiye 12 HAMAS üyesine Türk vatandaşlığı vermiş ve bu şahıslara Türk pasaportlarının sağladığı dolanım özgürlükleri temin edilmişti. Bu 12 bireyden biri ise Gilad Şalit takas mutabakatı ile hür bırakılan ve HAMAS Türkiye ünitesinin başına getirilen SALAH AURURİ’dir.
özetlemek gerekirse MOSSAD’ın Türkiye’de arayabileceği tek şey HAMAS bireyleri ve hareketleridir. İsrail basınında da tekraren yayınlandığı üzere Salah Aururi Batı Şeria’da gerçekleştirilen Hamas Terör aksiyonlarının planlayıcısı ve önderidir.
Pekala, Filistinli beşerler nasıl olur da HAMAS insanları aleyhinde İsrail ismine faaliyet gösterebilirler. Bu muhtemeldir kuşkusuz zira Filistinlilerin tamamı HAMAS yanlısı değildir. Büyük bir kısmı mevcut Otonomi İdaresi yanlısı olup HAMAS’ın Batı Şeria’da konuşlanmasını istemiyorlar ve Ramallah’ın yeni bir Gazze olmasını dilek etmiyorlar. Üstelik ortada para da var ise pek imkan dahilindedir.
MUHAMMED DAHLAN
MOSSAD’ın bu tertibin ardında olup olmadığı ise tartışılabilir. Zira basında okuduğum kadarı ile bu tertibin gerisinde Muhammed Dahlan olduğu tabiri de mevcut ve Dahlan kesin bir HAMAS aykırısı olup Abu Mazen yerine FKÖ makamına talip bir kişidir. Bu operasyonu organize edebilecek nakdî gücü de mevcuttur. Uygun de bu ne işine yarayacaktır?
Muhtemel bir sağlam istihbarat ile İsrail’e yaranabilir ve bir kadro imtiyazlar elde edebilir. İsrail bunu yapar mı? Hesap bulursa niye yapmasın.
Bu ortada MOSSAD İstihbarat kurumu ile MİT istihbarat kurumu içinde İSTİHBARİ ilginin kesilmeksizin devam ettiğini bunu beyan eden en yetkili ağızdan yani Sayın Erdoğan’ın ağzından biliyoruz. İki kurum da birbirlerinden habersiz pek fazla iş yapmazlar bence. Bu da bana bu ortaya çıkarma operasyonunda iki kurumun da beraberliğini ortaya koyma açısından da manidar geliyor. Bu meslek kümesinde her şey olabilir. Menfaatler konuşur.
Sabah ve ODATV haberlerini Facebook sayfamda yayınlamıştım. Sayfa arkadaşlarımdan biri ironik olarak şunu yazmıştı.
‘’Yakalanmışlarsa MOSSAD değildir ‘’
özetlemek gerekirse bu operasyonu kim yaptı muhtemelen uzun yıllar öğrenemeyeceğiz. Lakin çabucak hemen bu operasyonun Türkiye aleyhine bir hareket olmadığı açıkça görülüyor sanırım.
Bu çeşitten haberlerin de Türk basınında oldukçaça yer alacağını ve görmeye devam edeceğimizi İsrailli basın mensupları da onaylamaktadır. Sebep Türkiye’de yaklaşmakta olan bir seçim kelam konusu ise İsrail aykırılığı bir durumun yaşanması mümkündür ve bu tavır oy potansiyelini arttırabilir. Yani bu en dolaylı yorumdur.
Sabırla bekleyip nazaranceğiz.
Rafael Sadi
ALINTIDIR
Genel kriterlere göre, MOSSAD dost ülkelerde operasyon yapmaz.
Dost ülkeler aleyhine operasyon yapmaz.
Yapmaz da dost ülkelerdeki düşman ögeleri izlemez mi sanki?
Açığa çıkarıldığı sav edilen MOSSAD casus ağı ne kadar MOSSAD ağıdır, incelemek lazım kuşkusuz. Ve Türkiye aleyhinde bir işler yapmış mıdır anlamak lazım.
Lafı fazla dolandırmadan incelediğim mevzuyu inceleme sonuçları ve analitik tespitler ile sizlerin sonucuna takdim edeceğim.
Sabah gazetesinin haberinin akabinde durumu İsrail Dışişleri basın sözcülerine fazlaca sıradan ve kesin bir biçimde sordum.
Bu bahiste bir reaksiyon karşılık verecek misiniz dedim?
Aldığım karşılık kesin ve tek sözlük bir karşılıktı; HAYIR.
Ben de bunun da bir karşılık olduğunu belirterek teşekkür ettim.
Gerek İsrail basınında gerekse dost basın mensupları ile mevzuyu değişik taraflardan ele alan dış siyaset ve güvenlik ünitesi uzmanları ile yaptığım görüşmeler kararında bulgular şöyle:
MOSSAD klâsik tavrı, hiç bir aksiyonu kabul edip etmeme ve alenen bunu teyit etmeme konusunda katidir. Yani ne MOSSAD ne de İsrail devleti üstü kapalı bile olsa hatta yayınlanmamak yahut isim belirtmeden de beyan edilmeyecek bir tavır mevcuttur.
Bu âlâ midir değil midir tartışılabilir, fakat uzmanların görüşü “Bunun gerçek olduğu ve bu tavrın olumlu sonuç verdiği tespit edilmiştir” diyorlar.
Pekala MOSSAD, Türkiye’de ne arar, ne işi var “DOST” bir ülkede?
Alışılmış ki, Türk basınında çıkan haberleri dikkatle okur ve satır ortalarına bakarsak ortaya çıkartılan casus şebekesinde yalnızca Türk vatandaşı Filistinliler ile İsrail vatandaşı Araplar mevcutmuş, demek daha gerçek zira yayında da yakalanan bireylerin kimlikleri yayınlanmadı ve kim oldukları belirli değil. Argüman bu bireylerin (15 kişi) MOSSAD hesabına çalışan Filistinliler olduğu yazılıyor.
Bu şahıslar ile temas eden MOSSAD casuslarının ise kendileri ile Türkiye haricinde buluştukları ve kendilerine tahsis edilen paraları bu türlü ödedikleri söz ediliyor. Yani bu beşerler şayet söz edildiği üzere bir operasyonun elemanları ise direkt MOSSAD elemanları olmadığı ve tahminen de MOSSAD’IN kiraladığı bireylerdir.
Pekala, İsrail MOSSAD yahut kiralık Filistinliler Türkiye’de ne yapıyorlar yahut neler aradılar?
Aslında Makor Rishon gazetesinin haberine bakacak olursak, İngiliz The Guardian gazetesi bir yıl evvel HAMAS’ın Türkiye’de Siber İstihbarat ünitesi kurduğunu, bu ünitenin başında da Sameh Siarj isimli bir HAMAS yetkilisinin bulunduğunu ve bu ünitenin direkt olarak HAMAS başkanı Yahya Sinwar’a bağlı olduğu belirtilmekteydi. London Times haberine nazaran ise bu tesisi 3 yıl evvel HAMAS tarafınca Türkiye’de inşa edilmiş.
SALAH AURURI
Türkiye 12 HAMAS üyesine Türk vatandaşlığı vermiş ve bu şahıslara Türk pasaportlarının sağladığı dolanım özgürlükleri temin edilmişti. Bu 12 bireyden biri ise Gilad Şalit takas mutabakatı ile hür bırakılan ve HAMAS Türkiye ünitesinin başına getirilen SALAH AURURİ’dir.
özetlemek gerekirse MOSSAD’ın Türkiye’de arayabileceği tek şey HAMAS bireyleri ve hareketleridir. İsrail basınında da tekraren yayınlandığı üzere Salah Aururi Batı Şeria’da gerçekleştirilen Hamas Terör aksiyonlarının planlayıcısı ve önderidir.
Pekala, Filistinli beşerler nasıl olur da HAMAS insanları aleyhinde İsrail ismine faaliyet gösterebilirler. Bu muhtemeldir kuşkusuz zira Filistinlilerin tamamı HAMAS yanlısı değildir. Büyük bir kısmı mevcut Otonomi İdaresi yanlısı olup HAMAS’ın Batı Şeria’da konuşlanmasını istemiyorlar ve Ramallah’ın yeni bir Gazze olmasını dilek etmiyorlar. Üstelik ortada para da var ise pek imkan dahilindedir.
MUHAMMED DAHLAN
MOSSAD’ın bu tertibin ardında olup olmadığı ise tartışılabilir. Zira basında okuduğum kadarı ile bu tertibin gerisinde Muhammed Dahlan olduğu tabiri de mevcut ve Dahlan kesin bir HAMAS aykırısı olup Abu Mazen yerine FKÖ makamına talip bir kişidir. Bu operasyonu organize edebilecek nakdî gücü de mevcuttur. Uygun de bu ne işine yarayacaktır?
Muhtemel bir sağlam istihbarat ile İsrail’e yaranabilir ve bir kadro imtiyazlar elde edebilir. İsrail bunu yapar mı? Hesap bulursa niye yapmasın.
Bu ortada MOSSAD İstihbarat kurumu ile MİT istihbarat kurumu içinde İSTİHBARİ ilginin kesilmeksizin devam ettiğini bunu beyan eden en yetkili ağızdan yani Sayın Erdoğan’ın ağzından biliyoruz. İki kurum da birbirlerinden habersiz pek fazla iş yapmazlar bence. Bu da bana bu ortaya çıkarma operasyonunda iki kurumun da beraberliğini ortaya koyma açısından da manidar geliyor. Bu meslek kümesinde her şey olabilir. Menfaatler konuşur.
Sabah ve ODATV haberlerini Facebook sayfamda yayınlamıştım. Sayfa arkadaşlarımdan biri ironik olarak şunu yazmıştı.
‘’Yakalanmışlarsa MOSSAD değildir ‘’
özetlemek gerekirse bu operasyonu kim yaptı muhtemelen uzun yıllar öğrenemeyeceğiz. Lakin çabucak hemen bu operasyonun Türkiye aleyhine bir hareket olmadığı açıkça görülüyor sanırım.
Bu çeşitten haberlerin de Türk basınında oldukçaça yer alacağını ve görmeye devam edeceğimizi İsrailli basın mensupları da onaylamaktadır. Sebep Türkiye’de yaklaşmakta olan bir seçim kelam konusu ise İsrail aykırılığı bir durumun yaşanması mümkündür ve bu tavır oy potansiyelini arttırabilir. Yani bu en dolaylı yorumdur.
Sabırla bekleyip nazaranceğiz.
Rafael Sadi
ALINTIDIR