Taliban anti-emperyalist mi
Almanlar, Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetti.
Galip güçler (ABD, İngiltere, Fransa ve öbür müttefik devletler), 1919’da Versailles Antlaşması ile Almanya’ya 132 milyar mark ağır tazminat üzere ekonomik olarak ezici koşullar dayattı. Sanayi bölgeleri Milletler Cemiyeti‘nin idaresine bırakıldı. Topraklarının yüzde 13’üne el konuldu, ordusu terhis edildi, denizaltı ve uçak yapması yasaklandı, bütün gemilerine el konuldu. Vs.
1933’te Nazi diktatörlüğe giden yol Versailles Antlaşması ile döşendi. Hitler bu muahedeyi yırtıp atacağını söyleyerek Almanya’da faşizmi inşa etti. söylemiş olduğini de yaptı; Versailles Antlaşması ile kaybettiğitoprakları geri almak için Polonya’ya saldırdı: Tarih 1 Eylül 1939 idi.
Peki… Sorum var: Hitler anti-emperyalist görülebilir mi?
O denli ya, emperyalist boyunduruğa karşı bağımsızlık gayreti verdi mi; evet!
O denli ya, ulus devletinin kaynaklarını sömüren yabancı sermayeye karşı çaba verdi mi; evet!
Bunlar size absürt gelebilir. Haklısınız. Fakat “anti-emperyalist”nitelemesi günümüzde bol keseden her politik harekete münasip görülmüyor mu artık? Ne ideoloji aranıyor, ne siyasi duruş! örneğin:
Taliban anti-emperyalist mi?
Sorunun karşılığı için birtakım bilgiler sıralamalıyım:
TALİBAN SOYKIRIMI
Afganistan’ı 1996-2001 yılları içinde yöneten Taliban ne icraatlar yaptı?
Taliban, Afganistan’daki Hindu nüfusuna (Nazi Almanyası’ndaki Musevilere yapılan muamele benzeri) rozet takma uygulaması başlattı. Keza:
Taliban, gayrimüslimlerin çatılarına sarı bir bez koyarak meskenlerini tanımlamalarını emretti.
Müslümanların uzaklıklarını koruyabilmeleri için gayrimüslim bayanların özel işaretli sarı bir elbise giymelerini mecburî kıldı.
Gayrimüslimlere ibadethane inşa etmeyi, gayrimüslimlerin Müslümanları eleştirmesini yasakladı.
Ülkedeki son Museviler Zablon Simintov ve Isaac Levy haklarındaki karara itiraz ettikleri için Taliban tarafınca mahpusa atıldı. Taliban kararları tartışılamazdı çünkü!
Müslümanlara da emsal dayatmalarda bulundu:
Örneğin Şiileri tekfir etmekle/kafirlikle suçladı. Ağustos 1998’de Mezar-ı Şerif’te birçok Şii Hazara sekiz bin kişiyi katletti. Etnik paklık için insanları konteynerlere kilitleyip boğulmaya bırakıldı.
Birleşmiş Milletlerin 55 sayfalık raporuna göre, Taliban 1996-2001 yılları içinde Afganistan’ın kuzeyi ve batısındaki denetimini pekiştirmeye çalışırken, sivillere karşı bu biçimde “15 sistematik katliam” gerçekleştirdi.
Neler… Neler…
Taliban, yardım kuruluşlarında çalışan yabancıları “Afganistan’da Hıristiyanlığı vaaz ettiği” için sorgusuz katletti.
Tacik, Özbek ve Hazara bürokratları, nitelikli olsun ya da olmasın Peştunlarla değiştirildi.
Ya kültürel soykırımlar? Taliban, Afgan halkının tarihi ve kültürel yapıtlarını yok ederek kültürel soykırımda da bulundu.
Örneğin: Afganistan Ulusal Müzesi’ne saldırdı; yüz bin yapıtın yüzde 70’ini yok etti. Puli Khumri Halk Kütüphanesi’ndeki 50 binden fazla eski el yazmasını yaktı. Bamyan Vadisi’ndeki 6’ını yüzyıldan kalma anıtsal Buda heykelleri üzere ülkedeki tüm heykelleri dinamitle uçurdu. Vs.
HANGİSİ YOZ
Bırakın parti kurmayı, genel seçimler yapmayı Taliban, Hitler faşizmi üzere “yoz bulduklarını” yaktı-yasakladı:
Müziği yasakladı. Çok sayıda müzisyene saldırdı, öldürdü. Cümbüş faaliyetlerine müsaade vermedi…
Fotoğraf yapmayı, fotoğraf çekmeyi, futbol oynamayı, uçurtma uçurtmayı, satrancı, televizyonu, sinemayı, interneti yasakladı…
Güvercin ve öteki evcil hayvanları beslemeyi bile yasakladı…
adamların sakallarını traş etmelerini yasaklandı; başörtüsü takmaları istendi…
Bayanların çalışmasını yasakladı. (Taliban’dan evvel öğretmenlerin neredeyse tamamının bayan olması sebebiyle, okulların yaygın biçimde kapanmasına yol açtı.)
Yanında erkek akrabası olmadan bayanların sokağa çıkmasını yasakladı. Öte yandan:
Peştu olmayan etnik kümelerden bayanların (cinsellik dâhil) kölelik yapmaları için kaçırılmalarına- pazarlarda satılmalarına göz yumdu! Yalnızca bu mu?
Taliban, uyuşturucu kaçakçılığını “yoz” bulmadı. Afganistan’ın haşhaş tarlalarının yüzde 96’sını denetim etti. Afyonu en büyük vergi kaynağı haline getirdi. Zira, Afyon “ihracatından” alınan vergiler Taliban’ın savaş iktisadının temel desteklerinden oldu. Uyuşturucu hakkındaki görüşleri netti: Kafirlere ziyan verdiği için ticareti yapılabilir!
Pakistan pazarlarına kereste tedarik etmek için milyonlarca dönüm topraktaki çam ve sedir ormanlarının soykırıma uğratıldığını da eklemeliyim.
Sonuçta:
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ.
ALINTIDIR
Almanlar, Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetti.
Galip güçler (ABD, İngiltere, Fransa ve öbür müttefik devletler), 1919’da Versailles Antlaşması ile Almanya’ya 132 milyar mark ağır tazminat üzere ekonomik olarak ezici koşullar dayattı. Sanayi bölgeleri Milletler Cemiyeti‘nin idaresine bırakıldı. Topraklarının yüzde 13’üne el konuldu, ordusu terhis edildi, denizaltı ve uçak yapması yasaklandı, bütün gemilerine el konuldu. Vs.
1933’te Nazi diktatörlüğe giden yol Versailles Antlaşması ile döşendi. Hitler bu muahedeyi yırtıp atacağını söyleyerek Almanya’da faşizmi inşa etti. söylemiş olduğini de yaptı; Versailles Antlaşması ile kaybettiğitoprakları geri almak için Polonya’ya saldırdı: Tarih 1 Eylül 1939 idi.
Peki… Sorum var: Hitler anti-emperyalist görülebilir mi?
O denli ya, emperyalist boyunduruğa karşı bağımsızlık gayreti verdi mi; evet!
O denli ya, ulus devletinin kaynaklarını sömüren yabancı sermayeye karşı çaba verdi mi; evet!
Bunlar size absürt gelebilir. Haklısınız. Fakat “anti-emperyalist”nitelemesi günümüzde bol keseden her politik harekete münasip görülmüyor mu artık? Ne ideoloji aranıyor, ne siyasi duruş! örneğin:
Taliban anti-emperyalist mi?
Sorunun karşılığı için birtakım bilgiler sıralamalıyım:
TALİBAN SOYKIRIMI
Afganistan’ı 1996-2001 yılları içinde yöneten Taliban ne icraatlar yaptı?
Taliban, Afganistan’daki Hindu nüfusuna (Nazi Almanyası’ndaki Musevilere yapılan muamele benzeri) rozet takma uygulaması başlattı. Keza:
Taliban, gayrimüslimlerin çatılarına sarı bir bez koyarak meskenlerini tanımlamalarını emretti.
Müslümanların uzaklıklarını koruyabilmeleri için gayrimüslim bayanların özel işaretli sarı bir elbise giymelerini mecburî kıldı.
Gayrimüslimlere ibadethane inşa etmeyi, gayrimüslimlerin Müslümanları eleştirmesini yasakladı.
Ülkedeki son Museviler Zablon Simintov ve Isaac Levy haklarındaki karara itiraz ettikleri için Taliban tarafınca mahpusa atıldı. Taliban kararları tartışılamazdı çünkü!
Müslümanlara da emsal dayatmalarda bulundu:
Örneğin Şiileri tekfir etmekle/kafirlikle suçladı. Ağustos 1998’de Mezar-ı Şerif’te birçok Şii Hazara sekiz bin kişiyi katletti. Etnik paklık için insanları konteynerlere kilitleyip boğulmaya bırakıldı.
Birleşmiş Milletlerin 55 sayfalık raporuna göre, Taliban 1996-2001 yılları içinde Afganistan’ın kuzeyi ve batısındaki denetimini pekiştirmeye çalışırken, sivillere karşı bu biçimde “15 sistematik katliam” gerçekleştirdi.
Neler… Neler…
Taliban, yardım kuruluşlarında çalışan yabancıları “Afganistan’da Hıristiyanlığı vaaz ettiği” için sorgusuz katletti.
Tacik, Özbek ve Hazara bürokratları, nitelikli olsun ya da olmasın Peştunlarla değiştirildi.
Ya kültürel soykırımlar? Taliban, Afgan halkının tarihi ve kültürel yapıtlarını yok ederek kültürel soykırımda da bulundu.
Örneğin: Afganistan Ulusal Müzesi’ne saldırdı; yüz bin yapıtın yüzde 70’ini yok etti. Puli Khumri Halk Kütüphanesi’ndeki 50 binden fazla eski el yazmasını yaktı. Bamyan Vadisi’ndeki 6’ını yüzyıldan kalma anıtsal Buda heykelleri üzere ülkedeki tüm heykelleri dinamitle uçurdu. Vs.
HANGİSİ YOZ
Bırakın parti kurmayı, genel seçimler yapmayı Taliban, Hitler faşizmi üzere “yoz bulduklarını” yaktı-yasakladı:
Müziği yasakladı. Çok sayıda müzisyene saldırdı, öldürdü. Cümbüş faaliyetlerine müsaade vermedi…
Fotoğraf yapmayı, fotoğraf çekmeyi, futbol oynamayı, uçurtma uçurtmayı, satrancı, televizyonu, sinemayı, interneti yasakladı…
Güvercin ve öteki evcil hayvanları beslemeyi bile yasakladı…
adamların sakallarını traş etmelerini yasaklandı; başörtüsü takmaları istendi…
Bayanların çalışmasını yasakladı. (Taliban’dan evvel öğretmenlerin neredeyse tamamının bayan olması sebebiyle, okulların yaygın biçimde kapanmasına yol açtı.)
Yanında erkek akrabası olmadan bayanların sokağa çıkmasını yasakladı. Öte yandan:
Peştu olmayan etnik kümelerden bayanların (cinsellik dâhil) kölelik yapmaları için kaçırılmalarına- pazarlarda satılmalarına göz yumdu! Yalnızca bu mu?
Taliban, uyuşturucu kaçakçılığını “yoz” bulmadı. Afganistan’ın haşhaş tarlalarının yüzde 96’sını denetim etti. Afyonu en büyük vergi kaynağı haline getirdi. Zira, Afyon “ihracatından” alınan vergiler Taliban’ın savaş iktisadının temel desteklerinden oldu. Uyuşturucu hakkındaki görüşleri netti: Kafirlere ziyan verdiği için ticareti yapılabilir!
Pakistan pazarlarına kereste tedarik etmek için milyonlarca dönüm topraktaki çam ve sedir ormanlarının soykırıma uğratıldığını da eklemeliyim.
Sonuçta:
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN LÜTFEN TIKLAYINIZ.
ALINTIDIR