Türkiye İsrail yakınlaşmasının ardında bu proje mi var
Aslında Otobüs sürücüsü olan İsrailli çiftin Türkiye’de tutuklanması ile başlayan şer hayra mı dönüştü çabucak hemen tam net değil lakin iki ülkem içinde muhtemel bir uzlaşma durumu var.
Sayın Erdoğan aslında İsrail Devlet lideri Herzog’u annesin in vefatı niçini ile taziyet için aradığında tıpkı fırsatta Türkiye Musevileri Onursal Lideri Bensiyon Pinto’nun da vefatına olan kederini belirtmişti. Bu vesile ile kendisini bağlantıları daha da ileriye getirebilmek için davet etti.
Aslında bunu Türk basınındaki Sayın Erdoğan’ın sözlerinden anlıyoruz. İsrail basınında ve Sayın Herzog yahut Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden bu bahiste bir açıklama olmadığı üzere davete icabet edilip edilmeyeceği konusunda bir beyanat mevcut değil.
Güzel Yahudi dini adetleri mucibince yakınları ölen akrabalar 7 gün meskende hatta yerde oturmaları gerekir. (Artık koltuklarda oturuluyor. Çok dindarlar ise yerde otururlar) Ve bu yedi gün zarfında kimse bir iş yapmaz ve çalışmaya gitmezler. Sakal traşı da olunmaz. Bu müddet zarfında yemek gereksinimi komşular tarafınca karşılanır. (İşe gidemeyen ailelerin geçim muhtaçlığı karşılanmak gereğidir) 30 gün boyunca da yapılamayacak şeylerden biri de sakal tıraşı olmamaktır. Erkekler için tabi.
Yani hal bu biçimde olunca Sayın Herzog’un davet konusunda yanıt veremiyor olmasını anlayışla karşılamak gerekir.
Bu ortada İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid ile Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu telefonda görüştüler. Ne konuştular tam aşikâr değil lakin hoş bir başlangıç sayılabilir.
İSRAİL TÜRKİYE YAKINLAŞMASI DOĞALGAZ PROJESİ Mİ
Bu ortada Sayın Erdoğan’ın basında yankılanan Avrupa’ya gaz Türkiyesiz olmaz tabirleri İsrail tarafında kuşku ile karşılanmış olup birtakım İsrail basın mensupları beni arayarak. Bunun ne manaya geldiğini anlamak istediler. Doğal olarak Türk basınında çıkan ve Sayın Erdoğan’ın da vurguladığı EAST MED boru sınırı projesine olan ABD dayanağının çekilmesine bağlı olarak bu boru çizgisi işinin gerçekleşemeyeceğinden yola çıkılarak daha ucuz ve verimli olabilecek Kıbrıs Türkiye sınırı ile gazın Avrupa’ya ulaştırılabileceğinin izahı etmeye çalıştım.
Hususa vakıf olan Ynet Dış Haberler Müdürü Sayın İtamar Eichner “ne alakası var ki” dedi. “Bu boru çizgisi İsrail Yunanistan Güney Kıbrıs ve İtalyan şirketinin ortak projesidir ve ABD’nin yalnızca manevi takviyesi mevcut idi rastgele bir mali takviye kelam konusu değildi” tabirlerini kullandı.
“Hem Avrupalılar gaz musluğunun Türkiye’nin daha doğrusu Erdoğan’ın elinde olmasından telaşları de bilinmektedir” dedi.
Tamam da gazın Libya ile olan MEB muahedesi niçini ile Akdeniz’in tam ortasından geçemeyeceği Türk argümanına ne diyeceksiniz. Bu iş memleketler arası deniz hukukunu ilgilendirmektedir ve bu boru sınırını denizin ortasından geçirmekte bir sorun olmadığı da aşikârdır demiştir.
Bu ortada samimi olarak fikrimi sordu; “Sayın Herzog bu daveti kabul edip Türkiye’ye gitmeli mi gitmemeli mi” dedi. “Kesinlikle gitmesi gerekir” dedim. Ancak karşısında Sayın Erdoğan üzere fazlaca akıllı biri olduğunu bilerek gitmeli ve en azından Bibi (Benyamin Netanyahu) üzere düşünerek gitmelidir.
Sohbetin bir kısmında, “zaten Erdoğan’ın İsrail’i bir tuzağa çekebileceğinden tasa ediyorlar” demişti.
Yalnızca Erdoğan değil deneyimsiz siyasetçileri herkes tuzağa çekebilir lakin korkarak da siyaset yapılamaz. Gözünü dört açacak ve 50 defa tartmadan da bir şey dememeli ve imza atmamalıdır. İmza işini uzmanların irdelemesinden daha sonraya bırakmalı. En tehlikeli tuzak konusu Akdeniz doğalgaz (Karbonhidrat) Güney Kıbrıs ve Yunanistan ilgileri ve doğal gaz boru çizgisi bahisleridir. Bu sıralarda İran gazı da gelmiyor. Muhtemelen bir para sorunudur ancak tıpkı sebepten de bu İsrail’in İran’a karşı menfaati de olabilir. Türkiye ile İran’a karşı bir ittifak için de gaz kaldıraç misyonu olabilir.
Natürel biz bunları masa başında yazıp çiziyoruz. Uzmanlar bizden daha yeterli bilir. Sayın Erdoğan da bu konuları nasıl kullanacağını epeyce yeterli bilmektedir.
Ne diyebiliriz ki iki ülkem için de iyi uğurlu olsun inşallah.
Rafael Sadi
ALINTIDIR
Aslında Otobüs sürücüsü olan İsrailli çiftin Türkiye’de tutuklanması ile başlayan şer hayra mı dönüştü çabucak hemen tam net değil lakin iki ülkem içinde muhtemel bir uzlaşma durumu var.
Sayın Erdoğan aslında İsrail Devlet lideri Herzog’u annesin in vefatı niçini ile taziyet için aradığında tıpkı fırsatta Türkiye Musevileri Onursal Lideri Bensiyon Pinto’nun da vefatına olan kederini belirtmişti. Bu vesile ile kendisini bağlantıları daha da ileriye getirebilmek için davet etti.
Aslında bunu Türk basınındaki Sayın Erdoğan’ın sözlerinden anlıyoruz. İsrail basınında ve Sayın Herzog yahut Cumhurbaşkanlığı Külliyesinden bu bahiste bir açıklama olmadığı üzere davete icabet edilip edilmeyeceği konusunda bir beyanat mevcut değil.
Güzel Yahudi dini adetleri mucibince yakınları ölen akrabalar 7 gün meskende hatta yerde oturmaları gerekir. (Artık koltuklarda oturuluyor. Çok dindarlar ise yerde otururlar) Ve bu yedi gün zarfında kimse bir iş yapmaz ve çalışmaya gitmezler. Sakal traşı da olunmaz. Bu müddet zarfında yemek gereksinimi komşular tarafınca karşılanır. (İşe gidemeyen ailelerin geçim muhtaçlığı karşılanmak gereğidir) 30 gün boyunca da yapılamayacak şeylerden biri de sakal tıraşı olmamaktır. Erkekler için tabi.
Yani hal bu biçimde olunca Sayın Herzog’un davet konusunda yanıt veremiyor olmasını anlayışla karşılamak gerekir.
Bu ortada İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid ile Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu telefonda görüştüler. Ne konuştular tam aşikâr değil lakin hoş bir başlangıç sayılabilir.
İSRAİL TÜRKİYE YAKINLAŞMASI DOĞALGAZ PROJESİ Mİ
Bu ortada Sayın Erdoğan’ın basında yankılanan Avrupa’ya gaz Türkiyesiz olmaz tabirleri İsrail tarafında kuşku ile karşılanmış olup birtakım İsrail basın mensupları beni arayarak. Bunun ne manaya geldiğini anlamak istediler. Doğal olarak Türk basınında çıkan ve Sayın Erdoğan’ın da vurguladığı EAST MED boru sınırı projesine olan ABD dayanağının çekilmesine bağlı olarak bu boru çizgisi işinin gerçekleşemeyeceğinden yola çıkılarak daha ucuz ve verimli olabilecek Kıbrıs Türkiye sınırı ile gazın Avrupa’ya ulaştırılabileceğinin izahı etmeye çalıştım.
Hususa vakıf olan Ynet Dış Haberler Müdürü Sayın İtamar Eichner “ne alakası var ki” dedi. “Bu boru çizgisi İsrail Yunanistan Güney Kıbrıs ve İtalyan şirketinin ortak projesidir ve ABD’nin yalnızca manevi takviyesi mevcut idi rastgele bir mali takviye kelam konusu değildi” tabirlerini kullandı.
“Hem Avrupalılar gaz musluğunun Türkiye’nin daha doğrusu Erdoğan’ın elinde olmasından telaşları de bilinmektedir” dedi.
Tamam da gazın Libya ile olan MEB muahedesi niçini ile Akdeniz’in tam ortasından geçemeyeceği Türk argümanına ne diyeceksiniz. Bu iş memleketler arası deniz hukukunu ilgilendirmektedir ve bu boru sınırını denizin ortasından geçirmekte bir sorun olmadığı da aşikârdır demiştir.
Bu ortada samimi olarak fikrimi sordu; “Sayın Herzog bu daveti kabul edip Türkiye’ye gitmeli mi gitmemeli mi” dedi. “Kesinlikle gitmesi gerekir” dedim. Ancak karşısında Sayın Erdoğan üzere fazlaca akıllı biri olduğunu bilerek gitmeli ve en azından Bibi (Benyamin Netanyahu) üzere düşünerek gitmelidir.
Sohbetin bir kısmında, “zaten Erdoğan’ın İsrail’i bir tuzağa çekebileceğinden tasa ediyorlar” demişti.
Yalnızca Erdoğan değil deneyimsiz siyasetçileri herkes tuzağa çekebilir lakin korkarak da siyaset yapılamaz. Gözünü dört açacak ve 50 defa tartmadan da bir şey dememeli ve imza atmamalıdır. İmza işini uzmanların irdelemesinden daha sonraya bırakmalı. En tehlikeli tuzak konusu Akdeniz doğalgaz (Karbonhidrat) Güney Kıbrıs ve Yunanistan ilgileri ve doğal gaz boru çizgisi bahisleridir. Bu sıralarda İran gazı da gelmiyor. Muhtemelen bir para sorunudur ancak tıpkı sebepten de bu İsrail’in İran’a karşı menfaati de olabilir. Türkiye ile İran’a karşı bir ittifak için de gaz kaldıraç misyonu olabilir.
Natürel biz bunları masa başında yazıp çiziyoruz. Uzmanlar bizden daha yeterli bilir. Sayın Erdoğan da bu konuları nasıl kullanacağını epeyce yeterli bilmektedir.
Ne diyebiliriz ki iki ülkem için de iyi uğurlu olsun inşallah.
Rafael Sadi
ALINTIDIR